MANİSA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul merkezli olarak 17 Aralık'ta düzenlenen operasyonda tutuklu sanıkların tahliye edilmesi kararına ilişkin, "Güneydoğu Anadolu'da uzun yıllar PKK ile mücadele veren şerefli Türk Ordusunun mensupları cezaevinde bulunuyor ama Türkiye'yi soyup soğana çeviren İranlı uşak 74 gün içerisinde tahliye ediliyor, bir sebebi olsa gerek" dedi.

Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği Manisa programında, Soma ilçesindeki Soma-Balıkesir Yöreleri Ertuğrul Gazi Kültür, Eğitim, Sosyal ve Dayanışma Derneği'ni ziyaret etti.

Derneğin kurduğu yörük çadırını gezen ve mehter takımı eşliğinde çarşıyı gezerek vatandaşları selamlayan Bahçeli, Soma Belediyesi önünde seçim otobüsü üzerinden halka hitap etti.

Bahçeli, 30 Mart'ta yapılacak seçimlerin, belediye başkanlığı seçiminin ötesinde bir anlam taşıdığını ifade ederek, vatandaşlardan, bu seçimlere sahip çıkarak yüksek katılım göstermelerini istedi.

Türkiye'nin, gelinen noktada önemli sosyo-ekonomik problemler, iç ve dış tehlikelerle üniter yapı bütünlüğünün sarsıldığı bir ortamda bulunduğunu savunan Bahçeli, "Ülke olarak böyle bir ortamda seçimlere gidiyoruz ama bunun ötesinde cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçileceği bir seçim yaşayacağız, arkasından bir seçim daha yaşayacağız ve milletvekillerimizi seçeceğiz. Demek ki bir süreç var, 30 Mart bunun başladığı tarih" diye konuştu.

Bahçeli, hükümetin iktidar sarhoşluğu yaşadığını, iktidarın tadına vardıktan sonra nasıl sürekli kılarım düşüncesiyle hareket etmeye başladığını öne sürerek, bu anlayışla Türkiye'yi yaşanamaz hale getirdiğini iddia etti.

"İstanbul merkezli 17 Aralık'taki operasyonuyla ortaya yolsuzluk ve rüşvet iddialarının çıktığını" ifade eden Bahçeli, bunların hafife alınamayacağını savunarak şöyle konuştu:

"Yolsuzluk ve rüşvet, bir toplumu çürütür, bir devleti çökertir. Yolsuzluk ve rüşvet, ister demokrasiyle ister darbeyle gelsin, ister diktatör olsun hiçbirinin günü geldiğinde görevinde kalmasını mümkün kılmaz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bunların farkında değil. Onun gözünü her şey maddi unsurlarla bürümüş. Konuşurken manevi bir iklimde konuşuyor ama devleti yönetirken maddi unsurlarla devleti soyup soğana çeviriyor.

Böyle şey olabilir mi, dört bakan çocuğu, kolları yorulmuş, parmakları uyuşmuş para sayma makinesi alalım diyorlar. İran'dan bir uşak geliyor 29 yaşında, bakanları avucunun içine almış, rüşvet ve yolsuzlukla Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini istediği gibi kullanıyor. Milyonlar, dolar olarak sağa sola saçılıyor. Sayın Başbakan, 'yasama, yürütme bende' diyor, yargıyı da yasa değişikliğiyle önce değiştiriyor sonra siyasallaştırıyor sonra da AK Parti'leştiriyor. 17 Aralık'tan 74. günde kimse içeride kalmamış. Güneydoğu Anadolu'da uzun yıllar PKK ile mücadele veren şerefli Türk Ordusunun mensupları cezaevinde bulunuyor ama Türkiye'yi soyup soğana çeviren İranlı uşak 74 gün içerisinde tahliye ediliyor, bir sebebi olsa gerek. Demek ki, bu İranlı uşak, Türkiye'nin birçok meselelerine sahip olmuş, yolsuzluğun kiminle yapıldığını görmüş ve ajandasına not etmiş. Sayın Başbakan ile Bilal Erdoğan arasındaki konuşmalara da bakarsanız, zannediyorum bu şahıs birçok şeyi biliyor ve zannediyorum 'beni kurtarmazsanız alayınızı yakarım' diyor."

 Başbakan'ı en başta AK Partililer uyarmalı

Demokrasilerde iktidarların seçimle değişebileceğini, bunun dışında bir şey düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, 30 Mart'ta yapılacak seçimlerde en başta AK Parti seçmenlerine görev düştüğünü belirtti. Başbakan Erdoğan'ı başta AK Partililer'in uyarması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Şimdi artık Abbas yolcu. 51 ile geldin, 51'le gideceksin. Recep Tayyip Erdoğan, sen artık Çankaya yokuşunu çıkamazsın, yolun yarısında nefesin tükenir. Cumhurbaşkanlığı da senin için rüyadır. O zaman Türkiye'yi felakete sürüklemeden yolsuzluğun, rüşvetin üzerine git, evlatlarına kadar gidiyorsa özür dile, evlatlarının elinden tut yargının önüne çık" diye konuştu.

Öğrenci andının kaldırılması

AK Parti iktidarı döneminde, Türkiye'nin ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, okullarda öğrenci andının, resmi kurumlarda "TC" ibaresinin kaldırılması gibi uygulamaların yaşandığını kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ilkokullarda okunan andımız değiştirmek nereden aklına geldi, kim telkin etti? 'TC' ifadesini, iki harfi dahi kaldırmak... Kendisine niye ağır geliyor? Tepede 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazıyor. Soma'da bu korunmuş ama devlet dairelerinde, kamu kurulumlarında, parklardan kaldırmanın ne manası var. Sayın Başbakan, bir gün iktidardan ayrıldığın dönemde, eğer Cenabı Allah MHP'ye iktidar nasip ederse, nerede ikamet edersen et oranın 25-30 metre ötesine 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazmazsam namerdim. Mahallenin ilkokul çocuklarını, en az haftada iki gün o ikametgahın önünde o andımızı okutmazsam namerdim. Devlet dairelerinde sildiğin TC'yi tekrar yazdırmazsam namerdim. Bunların alayının hesabını sormazsam namerdim."