ANKARA - İçişleri Bakanı Efkan Ala, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Vali ve emniyet müdürleri atamalarına yönelik kararname hazırlığının olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Ala, yerel seçimlerden önce emniyet teşkilatı ve valilerle ilgili kararnamelerin çıktığını hatırlattı. 

"İhtiyaç duyuldukça, değerlendirmeler yapıldıkça, bazılarının süresi gelmiş oluyor, bazılarının da sıkıntılardan dolayı yerleri değiştiriliyor, görevden alınıyorlar" ifadelerini kullanan Ala, kamu hizmeti sunarken ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılabileceğini belirtti.

"Yakında böyle bir kararname var mı" denilmesi üzerine Bakan Ala, şunları söyledi:

"Bu tür işlerde işin doğrusunu söylemek gerekirse olsa da söylemek doğru değil. 'Yok' deseniz de biraz sonra ihtiyaç duyar, ikinci gün yaparsınız. O da yanlış olur. Onun için bunlar çıktığı zaman değerlendirilecek hususlardır. Çünkü o zaman kamu bürokrasisinde de sıkıntı olur. Vatandaşların işlerini savsaklamaya başlarlar yahutta siz sıkıntıya düşersiniz. 'Yok' dersiniz iki gün sonra ihtiyaç duyar yaparsınız. Onun için hakikaten Resmi Gazete'de yayımlanıncaya kadar net bir şey söylemek doğru olmaz. Ama her zaman daha iyi kamu hizmetini nasıl veririzin arayışı içindeyiz."

Gelişen toplum, ekonomi, Türkiye'nin sürekli reforme edilmesi gerektiğini belirten Ala, "Onun için biz en iyi kamu hizmetini nasıl sunarız, kuralda değişiklik gerekiyorsa onu yapıyoruz, kişilerde, kamu görevlilerinde değişiklik gerekiyorsa onu yapıyoruz ama değerlendirme yaparak, yapıyoruz" diye konuştu.

Adana'da durdurulan tırlar

Efkan Ala, Adana'da durdurulan tırlara ve yaşananlara yönelik soru üzerine şunları kaydetti:

"Şöyle düşünelim, konunun anlaşılması bakımından, MİT'i bir kenara koyalım, emniyet teşkilatı ya da jandarma konvoyuyla beraber, konvoy halinde jandarmanın mühimmatını bir yerden örneğin Ankara'dan Hatay'a doğru götürdüğünü varsayalım. Önünde, arkasında jandarma eskortu. Bunu bir varsayım olarak mesele anlaşılsın diye söylüyorum. Emniyet Müdürlüğü gidiyor, kesiyorlar jandarmanın önünü, 'inin aşağıya', kollarını kelepçeleyip ne var ne yok açıyorlar. Bu aklın alacağı bir şey midir bir devlet içinde? O da kolluk gücü, bu da. Böyle bir yetki de yok zaten. Bir şey varsa onun hepsinin amiri olan kimseler var onlara bildirilir, bir yanlışlık mı var, bir şey mi var? Böyle bir şey düşünebiliyor musunuz? Yani savcılık da gidiyor başında bu jandarmayı durdurup, 'şunu yapın, bunu yapın'. Bu olamaz. Tersi de olamaz. Emniyet gidiyorsa jandarma gidip önünü kesip böyle bir şey yapabilir mi?"

Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) devletin en gizli işini yürüttüğünü vurgulayan Ala, "Bu sevkıyatı, ne götürüyorsa, onu götürdüğü zaman önünde arkasında olanlar işte jandarma ve polisin sahip olduğu kolluk yetkisine sahip. Yani orada kolluk gücü onlar. Orada herhangi bir konvoy değil o" dedi.

Diğer ülkelerin istihbarat teşkilatları gibi MİT'in de Türkiye için son derece hassas görevler icra ettiğini belirten Ala, bu nedenle teşkilata ilişkin herhangi bir tasarruf, denetleme ve onu soruşturma yetkisinin doğrudan başbakana verildiğini aktardı.

"O, orada doğrudan başbakana iletilir, başbakanın talimatı alınır. Çünkü hükümet bilgisi dahilinde bu işler yapılır ve o zaman bir suç varsa araştırılır, soruşturulur" diyen Bakan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi siz ülkenin başbakanına verilen yetkiyi nasıl kullanıyorsunuz orada? Şu mantıkla mı hareket ediliyor? Ülkenin başbakanı yanlış yapacak oradaki bir savcı doğru, böyle bir şey olabilir mi? Bu tür işi kim yapabilir? Bu tür işi, yani bir devletin bu kadar hassas faaliyetine saldırıyı, bir yabancı ülke yapabilir eğer imkanı varsa. Yurt dışında casusluk faaliyeti içinde olan başkaları yapabilir, sabote etmeye çalışabilir ama bunu bir devletin kendi görevlileri yapamaz. Ne böyle bir yetki ne de böyle bir gelenek var."

"Ama bu oldu" denilmesi üzerine Bakan Ala, "Bu nedir? İşte suç işlendi. O zaman da söyledik, söylendi, 'Bu bir suçtur.' Nitekim sorumlular yargılanıyor, soruşturuluyor, daha da sonuçlanmış değil. Soruşturulacak, bunun içerisindeki karar verenden icra edene kadar suçlular tespit edilip gereği yapılıyor. Soruşturma da ciddi bir biçimde sürdürülüyor" diye konuştu.

Konuyla ilgili iki kişinin tutuklandığını anımsatan Bakan Ala, "Yargı ayağında da idari ayağında da jandarma ayağında da kimler bu işin içindelerse ve bu suçu işlemişlerse soruşturuluyor ve gereği yapılıyor" ifadelerini kullandı.

Darp edildikleri iddiası

"Darp edildikleri doğru mu" sorusu üzerine Bakan Ala, bunun doğru olduğunu belirterek, "İzlendiği zaman, şunu söyleyeyim size, bir düşman yapabilir ancak bunu. Varsayın ki orada bir yanlış var ancak 'Bir düşman bu işi böyle yapabilir' diyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Bir düşman faaliyeti sanki orada yürütülüyor" diye konuştu.

Bunun, hukukla, hakla, ahlakla, gelenekle ve devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını bildiren Efkan Ala, şöyle devam etti:

"Hiç sorgulama yetkisi olmayan, işte 'paralel devlet' dediğimiz şey bu. Devletin kurallarını, işleyişini, devletin içinde birileri jandarma, emniyet, diyelim ki yargı veyahut başka bir birimde başka bir devlet kurumunda kendisine devletin kurallarının dışında bir fonksiyon üstlenmiş. Devlete rağmen kendi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışan bir ekibin, grubun, organizasyonun devletin kendi doğal işleyişine acımasızca ve akılsızca müdahalesi ve saldırısı. Bu saldırı işte Türkiye'nin hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Düşünebiliyor musunuz Türkiye'yi terör örgütleriyle, akıllarınca o düşük seviyedeki akıllarınca, Suriye'deki birtakım illegal organizasyonlarla işbirliği içindeymiş gibi gösterecek. Olmayan bir şeyi böyle de kurgu. İşte bu da bir ihanettir. Bu da vatana, millete, devlete ihanettir."

"Bir grup memurun haddine mi?"

Türkiye'nin, uluslararası sistemle birlikte Suriye politikasını ortaya koyup deklare ettiğini ve bu politikayı ancak uluslararası aktörlerle müzakere edeceğini aktaran Ala, "Türkiye'nin içinde, devletin içinde bir grup memurun haddine midir bu, hükümet, devlet politikalarını irdeleyecek, örseleyecek faaliyetlerde bulunmak. Bunlar ağır suçtur, ağır ihanettir, bunlar ağır saldırılardır, bunların gereği yapılır" dedi.

"Birbirinden bağımsız gözüküyor, kopuk" denilmesi üzerine Ala, "Hiç bağımsız değil, aynı anda zamanlamaya bakın" karşılığını verdi. 

"Yardımlar saklı değil"

Efkan Ala, Suriye'de Türkmenlere yönelik yardım faaliyetinin 2 yıldır sürdürüldüğünü ve gizli olmadığını bildirdi.

Adana'da tırların durdurulmasının zamanlamasına dikkat çeken Ala, "Neden hemen değil? Paralel, sadece paralel devlet değil olaylar da birbirine paralel, aynı zamanlama, birbirini destekler mahiyette kendilerince bir akıl kurmuşlar. Tabii kendilerince bir organizasyon yapmışlar" dedi.

O dönemde Türkiye'de önemli yatırımların ihalelerinin gerçekleştirildiğini anımsatan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O ay içinde 100 milyar dolara yakın bir ihale gerçekleştirilmiş ve Türkiye üçüncü köprü, üçüncü havalimanı inanılmaz bir proje. Türkiye'yi hava üssü haline getirecek, büyük proje, 100 milyon yolcu kapasiteli bir proje. Kanal İstanbul olacak, nükleer santral, IMF'ye son taksitinizi ödemişsiniz, müthiş bir ekonomik iklim. Siyasi istikrarınızı da ortaya koymuşsunuz, seçimlerde de bütün araştırmalar sizin iyi bir sonuç alacağınızı gösteriyor. Yine tek parti, yine 5-6 yıl daha büyük belediyeleri yöneteceksiniz. 

Böyle bir iklim. Tam da yabancı yatırımcı artık siz 'gel' demeseniz de sıraya girmek üzere. Yabancı yatırımcının, sermayenin 'Ben geleyim' diyeceği bir iklimi oluşturmuşsunuz. Büyük projeler, hızlı tren körfez geçişi tam da 11 bin dolara çıktı kişi başına gelir, orta geliri de aşıp 25 bin dolar hedefine doğru koşacakken içeriden bir akıl yetmezliğiyle bir hareket, bir darbe girişimi ve olayı, bizi kaç aydır, bereket ki biz onu biliyoruz siyaseten istikrarımızı koruduk."

"Öyle de bir kılıf hazırlamışlar ki..."  

Türk milletinin ne olup bittiğini anlayan arif bir toplum olduğunu ifade eden Ala, "Konuşmadan anlayan, söylemeden bilen, hisseden arifane tutumuyla milletimiz, seçimlerde performansını ortaya koydu" dedi.

Bakan Ala, şunları söyledi:

"Toplum neden hoşlanır, nasıl bunu ambalajlarız. Öyle de bir kılıf hazırlamışlar ki hiçbir minare içine sığmaz. En hassas olduğu yer nedir AK Parti'nin? Yolsuzluklar, yasaklar, yoksulluk. Bunlarla mücadele eden, bunlarla mücadeleyi hedefine koymuş ve bunu topluma deklere etmiş ve bunu kanıtlamış bir hükümete en güçlü olduğu yerden saldırayım. İyi de orada bir şey varsa saldırırsınız. Biz zaten böyle şeyler olduğu zaman gereğini yapıyoruz. Bu devletin mekanizmaları da bunu yapıyor.

Neden biriktiriyorsun da zamanında yapmıyorsun? O şeyi çektiğin zaman bir şey varsa havaalanında, o anda, neden suçu suçüstü yapma imkanın varken bunu erteleyebilir misin? O da suç. Biriktir, seçime birkaç ay kala varsa bir şey üzerine de koy, olmayanı da kat. Böyle kurnazlıkları artık Türkiye aştı. Türkiye artık bunları görüyor. Biz doğrudan böyle kaç darbe girişimiyle mücadele etmiş ve bunun ne olduğunu bilen bir hükümetiz, bir milletiz aynı zamanda. Onun için bu kadar güzel bir atmosferi berhava etmeye çalıştılar. Kabul edelim ki çok ağır maliyet ödettirdiler, geciktirdiler."

"Biz milletimizden onay almaya bakıyoruz"

Bakan Ala, TBMM'de kabul edilen MİT Yasasına yönelik muhalefetin eleştirilerine ilişkin soru üzerine, muhalefet partilerinin zihinsel kodlarının yüz yıl öncesine ait olduğunu, bu kodlarla Türkiye'de olan biten inkılapları, devrimleri ve devrim niteliğindeki değişimleri anlamanın zor olduğunu söyledi.

Türkiye'de bu konudaki mevzuatın eskiden kalma, önemli bölümünün de darbe dönemi mevzuatı olduğunu aktaran Ala, bu mevzuatın vesayet altındaki dönemlerde, Parlamentoda tartışılmadan çıkarıldığını ve teşkilatın da hesap verebilme yerine bürokrasinin egemenliğine terk edildiğini bildirdi.

Türkiye'nin artık bürokratik devlet değil, demokratik bir devlet olacağını belirten Ala, "Yani bürokratların hegemonyasından demokratik ahalinin hegemonyasına, ahalinin vesayetsiz yönetimine geçişe karar vermişiz, onu engellemeye çalışıyorlar. Onun paralelinde burada da biz Meclis'i sistemin odağına oturmaya çalışıyoruz, oturtacağız" diye konuştu.

MİT yasasında çok önemli bir yenilik yapıldığını ve teşkilatı Meclis denetimine açtıklarını vurgulayan Bakan Ala, şunları söyledi:
"Çünkü halk Meclis'i denetleyecek. Demokrasilerde temel kural budur. Meclis de her yeri denetleyecek. Bu alkışlanır. Bu övgüyle bahsedilecek bir harekettir. Böyle bir şeyi onların havsalası bile almaz. Ne Türkiye'ye ilişkin hedefleri bunu anlamalarına fırsat veriyor ne de geçmişteki tecrübeleri. Dolayısıyla öyle günübirlik, biz bir şey yapacağız, onlar da her yaptığımıza 'hayır' diyecekler. Bakalım nereye kadar gidecekler. Bizim için bir sakıncası yok. Çünkü biz milletimizden onay almaya bakıyoruz, muhalefet partilerinden onay almaya değil. Onların da ayrı politikaları keşke olsa."

"Yetkiler daraltıldı"

MİT yasasındaki diğer bir yeniliğe de değinen Ala, "Genel yetkiler vardı. Gereğini yapar. Daha önce gereğinin ne olduğuna MİT karar veriyor, kimseye de hesap vermiyordu" dedi.

Efkan Ala, şöyle devam etti:
"AK Parti döneminde atılan şeffaflaşma ve demokratikleşme adımlarıyla bu kuralları demokratikleştiriyoruz ama henüz kurumları demokratikleştiremedik. Bu sefer demokratikleşmemiş kurumlar, demokratikleşmiş kuralları yanlış yorumlamaya başladılar. O zaman biz de dedik ki, şimdi bunu Meclis yorumlayacak. Tadat etti Meclis ve dedi ki 'Gereğinden kasıt şudur. Yetkilerin şunlar.' Bu, diğer konular yetkin dışında demektir.
Aslında MİT'in yetkileri sınırlandırıldı. Tadat etmek, tanımlamak, sınırlamaktır. Tek tek sayma sınırlamaktır. Orada yazılı olmayan yetkileri kullanamazsın demektir. Bu topluma karşı, orada iyi niyetle çalışmak isteyenlere, görevimiz, yetkimiz belli olsun diyen MİT'e bir güvendir. Bu, vatandaşımıza hesap verme zorunluluğunun gerektirdiği bir düzenlemelerdir, Meclis açısından da Meclis'i her şeyin, devletin merkezine oturtan düzenlemelerdir."

Bu konuda diğer ülkelerdeki örneklerin incelenip incelenmediğinin sorulması üzerine Ala, gelişmiş ülkelerin bu konudaki uygulamalarının incelendiğini belirterek, "Biliyorsunuz oralarda komisyonlar bu konuda çok güçlüdür. Demokratik ülkelerde demokratik mekanizmalar işler, oraya hesap verilir. Orası da gerektiği şekilde millete hesap verir. Çünkü milletin haberdar olmadığı, dolaylı ya da doğrudan hesap soramadığın hiçbir kurumdan emin olamayız" dedi.

İstihbarat devleti eleştirisi

Bakan Ala, yasayla MİT'in yetkileri arttırılarak ülkenin bir istihbarat devletine dönüştürüleceği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, yasanın MİT'in yetkilerini arttırmadığını, aksine ucu belli olmayan yetkilerin daraltıldığını söyledi. Ala, yasayla MİT'in görevlerinin adının konulduğunu, tanımlandığını bildirdi.

Bakan Ala, "Aslında hayret edilecek şey şu, bu mantığa sahip insanlar önceden bizi eleştirmeliydiler. Siz getirin ve bunu böyle yapalım. Şu andakini onlar zamanında istemeliydiler" dedi.

Bu eleştiriyi yapanların geçmişten de şimdi de yapılandan haberdar olmadığını dile getiren Ala, "O argümanlara sahip olanların yapması, önermesi gereken şeyi biz yaptık ama lütfedip ona bakmıyorlar" diye konuştu.