ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul'da geçen hafta yaşanan rezaletlerin bir benzeri dünyanın herhangi bir ülkesinde vasat bulmuş olsaydı, o ülkenin belediye başkanı emin olunuz ki 1 gün, 1 saat, 1 saniye bile koltuğunda oturamazdı. Bizim dileğimiz; Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da görevinden affını bir an evvel talep etmesi ve gecikmeksizin, daha fazla hasara yol açmaksızın İstanbul'un önünü derhal açmasıdır" dedi.

MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilimin Türkiye'ye nasıl etki edeceğini iyi ölçmek gerektiğini belirtti. İki ülke arasında önemli rol oynayacak ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Rusya ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, barış ve uzlaşmanın tesis edilebilmesi ancak ve ancak bu iki ülkeyle dostane ve yapıcı ilişkileri bulunan üçüncü taraf bir ülke tarafından sağlanabilecektir. Bu ülke de kuşkusuz Türkiye'dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif, samimi ve ilkeli girişimleri, Rusya ve Ukrayna ile aynı anda konuşma ayrıcalığı ülkemizin arabuluculuk rolünü tahkim ve takviye etmektedir. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna'ya gidecek olması, Rusya Devlet Başkanı Putin'in bu ay içinde Türkiye'yi ziyaret planı, bölge barışına, istikrar ve huzur arayışına büyük bir destek olabilecektir. MHP olarak bu sürecin arkasında duruyor, Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmazlık düğümünün bir an evvel mutabakatla çözülmesini arzu ediyoruz" dedi.

'DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE GÖRÜLMEMİŞ'

Bahçeli, İstanbul'daki yoğun kar yağışı öncesi meteorolojinin günler öncesinden uyarı yaptığını, ancak İBB'nin bu uyarıları dikkate almadığını söyledi. Sorunun karın yağması değil, alınmayan önlem ve ihmaller zinciri olduğunu söyleyen Bahçeli, "Yağış halindeyken karla tesirli bir mücadele dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş, söz konusu olmamıştır. Mühim olan tedbirleri kar yağmadan sırasıyla ve eşgüdüm halinde almaktır. Birleşik Krallığın Türkiye büyükelçisiyle 25 gün önce programlanan randevusunu saat gibi hatırında tutan İstanbul Belediye Başkanı, ne gariptir ki, ne gafilliktir ki meteorolojinin uyarılarını bir türlü hatırlayamamış, aklına dahi getirememiştir. Ucuz bir mantıkla, 'kar aniden bastırdı' diyecek kadar savrulmuştur. Balığa tuz dökmüştür de yollara tuz dökecek yönetim becerisini gösterememiştir. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir. Kar göstere göstere gelmiş, İstanbul Belediyesi göre göre kara gömülmekle kalmamış, daha vahimi İstanbullu vatandaşlarımızı çileye ve çetin kış şartlarına mahkum etmiştir" diye konuştu.

'DİLEĞİMİZ GÖREVDEN AFFINI TALEP ETMESİ'

Bahçeli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'daki yoğun kar yağışına rağmen İngiltere Büyükelçisi ile yemekte bir araya geldiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu:

"Normal şartlarda İstanbul gibi bir kentin belediye başkanının tabii herkesle görüşmesi normaldir, beklenen bir durumdur. Normal olmayan husus; karın, kışın tam ortasında lüks bir balık lokantasında vaki görüşmeye niye ve ne maksatla ihtiyaç duyulduğudur. Bu kadar önem atfediliyorsa, söz konusu görüşmeden Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir? Balık masasındaki konuşmalar tutanak altına alınmış mıdır? Yine bir başka CHP'li büyükşehir belediye başkanının, 'Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayını dış güçler belirleyecek' itirafını İmamoğlu'nun sinsi faaliyetleriyle beraber ele almak lazımdır. Mobese kayıtlarına düşünce de kızılca kıyamet koparırlar. Kar yağışını konuşmazlar, İstanbul'un dramını konuşmazlar, balıkçıyı konuşmazlar, ne var ki yüzsüzce mobeseyi dillerine dolamaktan da geri durmazlar. İstanbul'da geçen hafta yaşanan rezaletlerin bir benzeri dünyanın herhangi bir ülkesinde vasat bulmuş olsaydı, o ülkenin belediye başkanı emin olunuz ki 1 gün, 1 saat, 1 saniye bile koltuğunda oturamazdı. Sayın Abdulhamid Gül'ün başarıyla icra ettiği bakanlık görevinden affını istemesini mobese kayıtlarının ortaya çıkmasına bağlayan süfli ve müflis CHP zihniyetinin algı oyunları, iftira taarruzları, itibar suikastları asla tutmayacak, hiç kimse de bunlara iltifat ve itimat etmeyecektir. Bizim dileğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da görevinden affını bir an evvel talep etmesi ve gecikmeksizin, daha fazla hasara yol açmaksızın İstanbul'un önünü derhal açmasıdır."

'SIRADAN ŞARKI SÖZÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ'

Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakaret etmenin, 'büyükbaş hayvan' benzetmesi yapmanın ifade ve düşünce hürriyeti sayılamayacağını vurgulayarak, "Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur. Hz. Adem ile Hz. Havva’ya 'cahil' demek bir sanatçı marifeti, demokratik bir hak, sıradan bir şarkı sözü olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de MHP bu görüşte olamaz, bu ilkelliğe göz yumamaz, selin akıntısına kapılamaz. Bir televizyon kanalında Sayın Cumhurbaşkanı’na en ağır hakaretleri sıralayan sözde bir gazeteciye sessiz kalanların, Trabzon’da bir çocuğun heyecanla söylediği sözlere ateş püskürmeleri ikiyüzlülüğün deşifresidir. Dikkat buyurunuz, henüz 10 yaşında olan bu çocuğumuz Cumhurbaşkanı'na 'amca' derken, Kılıçdaroğlu’na 'hain' diye seslenmiştir. 203 sözde yazar, çizer, aydın ve gazetecinin bildiri hazırlayıp yayımlamak yerine bu sorunu ele almalarında yarar olacaktır. Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir? Böylesi bir tercihe zorlayan ve bunu da telaffuz ettiren gelişmeler nelerdir? Şehidimiz Eren Bülbül’ün katilleriyle sarmaş dolaş olanların, ittifak kuranların, yanak yanağa verenlerin, bilahare herkesin, her kesimin geleceğimiz adına bu soruların üstünde kafa yormaları elzemdir." dedi.

'DEMOKRASİNİN BİR YOLU VARDIR'

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "Terörle mücadele ediyoruz derken demokrasi askıya alınıyor. Demokrasi askıya alınırsa da en çok terör örgütlerine prim verirsiniz" açıklamasında bulunduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Sayın Kılıçdaroğlu şu hususu unutma ki; tekerimize taş koymaya kalkışanların alınlarını karışlarız, bunlara karşı da çekilmeye hazır keskin bıçak olup ayağa kalkarız. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin askıya alındığını söylemek su katılmamış bölücü bir dildir. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin hiçe sayıldığını iddia etmek terörist üslubudur, terör usulüdür, zillet bir bühtandır. Demokrasiyi korumak için terörle mücadele ediliyor, ey Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı? Vatana ve millete musallat olan seri katilleri cezalandırmak amacıyla terörle mücadele yapılıyor, ey Kılıçdaroğlu bunu biliyor, bunu hazmedebiliyor musun? 'Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer' diyen Kılıçdaroğlu, senin yolun nereye çıkıyor? Karanlık yolculuğun nereye doğru gidiyor? Kılıçdaroğlu sosyal medyada video çeke çeke akli melekelerini yitirmiş, trolleşmiş bir figür olarak milli ve siyasi hayata bütünüyle aykırı davranmaya başlamıştır. Demokrasinin bir yolu vardır, o da insanımızın, milletimizin vicdan, asalet ve ahlakından geçmektedir. Eğer ille de demokrasiye ulaşacak bir yol aranıyorsa başkent Ankara’nın tertemiz ve geniş yolları aziz milletimizin her ferdine sonuna kadar açıktır, her zaman da açık kalacaktır."

'MASADA NASIL OTURACAKLARINI TESPİT EDEMEMİŞLER'

Bahçeli ayrıca, 6 partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmasına ilişkin, "Bu ay içinde de taslak metni açıklayacaklarmış. Ama henüz kurulacak masada nasıl oturacaklarını tespit edememişler. Alfabetik mi olsun, aritmetik mi olsun, yaşa göre mi olsun, yoksa boy sırasına göre mi olsun, karar vermiş değiller. Kendi aralarında demokratik nezaketin çatısını örmekten aciz kalan, ittifakın isim değişikliğini planlayan, üçüncü bir ittifak projesiyle HDP'yi bagaja koymayı düşünen zillet ittifakının Türkiye'ye katacağı, Türk milletine kazandıracağı hiçbir şey yoktur" değerlendirmesinde bulundu.