Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'nın açıklamalarına ilişkin, "Bugün üyesi olmaya çalıştığımız AB üyesi ülkelerde de gösteriler olur, o ülkelerde de polisin aşırı güç kullandığı örnekler çoktur ama hiçbir ülkeye AB komisyonundan herhangi bir eleştiri dahi gitmemiştir" dedi.
Bağış, İnternational Herald Tribune Sports Bussiness Summit dolayısıyla Topkapı Sarayı bahçesinde verilen gala yemeğinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Swoboda'nın Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin yaptığı açıklamada "Türkiye'yle müzakerelerin ertelenebileceği" yönünde basına yansıyan ifadeleri bulunduğunu hatırlatarak görüşünü sorması üzerine Bağış, "Swoboda'nın bunu söylemesi için hangi teknik sebebi öne sürdüğünü bilmeden yorum yapmak aslında doğru olmaz. Eğer İstanbul'da son bir hafta içinde ya da Türkiye'nin farklı yerlerindeki gösterilerse, bunlar son derece demokratik tepkilerdir" diye konuştu.
Birçok ülkede gösterilerin olduğuna işaret eden Bağış, "Bugün üyesi olmaya çalıştığımız AB üyesi ülkelerde de gösteriler olur, o ülkelerde de polisin aşırı güç kullandığı örnekler çoktur, ama hiçbir ülkeye AB komisyonundan herhangi bir eleştiri dahi gitmemiştir" dedi.
Bakan Bağış, şöyle devam etti:
"Çünkü bunlar standart prosedür çerçevesinde değerlendirilir. Eğer sayın Swoboda kendi ülkesi olan Avusturya'da böyle bir olay olduğunda AB ile ilişkileri askıya aldırmışsa veya AB herhangi bir üye ülkesiyle ilişkilerinde böyle bir gösteri sonrası ya da polisin güç kullanımı sonrası ilişkilerin askıya alındığının örneği varsa, o zaman bunu değerlendirebilir. Ama sayın Swoboda biliyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu'nun randevusunu iptal etti, ondan sonra Türkiye'deki bazı çevreler tarafından çok eleştirildi. Şimdi kendi çapında bunu dengelemek için 'Böyle bir söz söyleyeyim, Kılıçdaroğlu'nun zor durumda bıraktım, bir de hükümeti zor durumda bırakarak objektif olduğumu göstermiş olayım' falan gibi son derece yalın mantıkla bunu yapmaya kalkıştıysa da ona yakıştıramadım, çünkü kendisi benim saygı duyduğum siyasetçilerden bir tanesidir."
Bağış, 25 Haziran'da Brüksel'e gideceğini, 26 Haziran için de Swoboda'dan randevu istediğini belirterek, "Gidip bir konuşayım, bakayım ne demek istiyor" dedi.
"Eğer bu konu gerçekten AB ile ilişkilerimiz açısından önemliyse, o zaman AB bu konuların da içinde olduğu, ifade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, yargı, temel haklar, insan hakları gibi konuların ele alındığı, 23. ve 24. fasılları niye açmıyor?" diyen Bağış, şunları kaydetti:
"Eğer hakikaten AB Türkiye'deki bu konularla ilgili hassas ise o zaman sayın Başbakanımızın geçen haftaki konferansımızda da söylediği gibi 23. ve 24. fasılların açılış kriterlerini belirlesin, Rum Kesimi'nin ipoteğinden kurtulsun ve Türkiye'ye desin ki 'Kardeşim senin ülkende şu eksiklikler öngörüyorum. Bunları gidermek için şunları yapmanız gerekir.' Ben de onlara bir bakayım, AB üyesi ülkelerde hakikaten bunlar yapılıyor mu… Bugün AB üyesi olan İngiltere'deki gösteri özgürlükleri, Macaristan'daki ifade özgürlükleri, Belçika'daki, Fransa'daki özgürlüklerle bir kıyaslayalım. Daha bundan 10-15 gün evvel bir gösteri sonrası Londra sokaklarında neler yaşandığını bizler de gördük. Sarkozy'nin içişleri bakanlığı döneminde Fas ve Cezayir asıllı Fransız vatandaşlarının yaptığı bazı gösterilere Fransız polisinin nasıl tepki verdiğini, biz de hatırlıyoruz. Dünyanın birçok yerinde buna benzer örnekler vardır, onlarla karşılaştırırız, ondan sonra biz de gereğini yaparız."
AB'nin Türkiye'nin demokratikleşmesi, şeffaflaşması, insan hakları, ifade özgürlüğü, gösteri yapma hakkı konularında hassasiyeti varsa, 23. ve 24. fasılların açılmasının önündeki engelleri kaldırması yönündeki çağrısını yineleyen Bağış, "Bunları hep birlikte açalım, Türkiye'nin reformlarını hep birlikte gerçekleştirelim" dedi.
Avrupa Birliği Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın desteğiyle İstanbul'da yarın başlayacak olan etkinliği de değerlendiren Bağış, Herald Tribune'nün aynı etkinliği geçen yıl da İstanbul'da düzenlediğine işaret ederek, "Herald Tribune normalde aynı temalı bir konferansı aynı şehirde iki sene üst üste düzenlemiyor. Ama bizim Herald Tribune yönetimiyle yaptığımız temaslar sonrasında, özellikle 2020 Olimpiyatlarının şehrinin belirlenmesinden evvel, İstanbul'da ikinci kez yapma konusunda kendilerini ikna ettik" diye konuştu.
Herald Tribune'nün İstanbul'da peşpeşe iki yıl aynı temalı konferans düzenlemesinin çok anlamlı olduğunu vurgulayan Bağış, şunları söyledi:
"Özellikle son bir hafta içerisinde İstanbul'da yaşanan olaylardan sonra takdir edersiniz ki Herald Tribune üzerinde de baskı yapmaya çalışanlar oldu. Bu konferansın iptal edilmesini isteyenler oldu. Ama dostlarımız sağolsunlar bizi kırmadılar, İstanbul'a güvendiler, Türkiye'ye güvendiler, Avrupa'nın en Asyalı, Asya'nın en Avrupalı şehri olan İstanbul'un sadece Herald Tribune konferansına değil, olimpiyatlara ev sahipliği yapabilecek kapasitede bir şehir olduğuna inandılar ve desteklerini göstermek amacıyla bu konferansı gerçekleştiriyorlar."
Bakan Bağış, etkinliğe katılan sporcular ve spor yazarlarının Olimpiyat Komitesi üyelerine yönelik etkin çalışmalar gerçekleştireceklerini umduğunu söyleyerek, "İstanbulumuz bugüne kadar birçok sıfata sahip oldu. İstanbul, Roma İmparatorluğu'nun başkenti, Bizans'ın başkenti, Osmanlı'nın başkenti, Avrupa'nın spor başkenti oldu, kültür başkenti oldu, tek eksiğimiz olimpik bir sıfat kaldı. Onu da almak için Herald Tribune'nün de desteğiyle yarın kolları bir kez daha sıvıyoruz" şeklinde konuştu.
Gala yemeğine International Herald Tribune Yayıncısı Stephen Dunbar-Johnson, A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak ile davetliler katıldı.