ANKARA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından verilen 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tezkere konusunda, müzakere edilerek olağanüstü toplantı yapılması gerekirse ona göre davranacaklarını belirten Erdoğan, şu anda böyle bir şeye gerek olmadığını kaydetti.

8 ay netice alamadık

Erdoğan, bütün arzularının Suriye'deki ölümün ve kanın biran önce durması olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Suriye'yi bu bataklığa çekenler bir an önce bu işi aslında diplomasi yoluyla çözsün ama biz 8 ay buna gayret ettik. 8 ay bundan bir netice alamadık. Ondan sonraki süreçte biz yine gerek Rusya'yla gerek İran'la bu tür çalışmalarımız oldu. Gene netice alamadık. Aynı şeyi Batı da yaptı bu ülkelerle. Gene netice alınamadı. Hepsinden öte BM Güvenlik Konseyi'nde aynı şekilde iki kez gelmesine rağmen yine bir netice alınamadı. Bütün bu tablolar karşısında ortada şöyle bir durum var: Yüz bini aşan insan öldürüldü burada. Ben aslında kimyasal silah sebebi ile ölenlerden dolayı böyle bir adımın atılmasını zayıf buluyorum. Çünkü olaya bir sebep netice ilişkisi olarak bakıyorum. Olay insanların ölümüyse bu insan ha kimyasal silahla öldürülmüş ha tankla topla veyahutta ne bileyim uçaklardan gönderilen bombalarla öldürülmüş, sonunda yüz bini aşkın insan ölüyor. Yüz bini aşkın insan öldüğü zaman olaya daha öyle larç davrananlar 130 tane kimyasal silahtan öldü diye bu defe olaya uluslararası hukuk vesaire diyorlar. Peki diğerlerinin ölümünde uluslararası hukuk çalışmıyor muydu? Orada da uluslararası hukuk devrede aslında var. Olabilir. Yani doğrusu ben insanlığın dünyanın Suriye yaklaşımını, insanların katledilmesi noktasında, toplu katliamı noktasında anlamakta zorlanıyorum. Mısır olaylarında da demokrasi noktasında özellikle anlamakta zorlanıyorum. Batı hala örneğin ona darbe diyememiştir. Hala müdahale demektedir ve demokrasiye de çok farklı kendilerine göre tanımlar getirmektedir. Ve demokrasi her zaman sandık değildir gibi yaklaşımlar ve siyasi literatürde benim görmediğim, okumadığım yaklaşımlardır. Nerede yazıyorsa bunları bir okumak lazım aslında."

BM denetçilerinin dönüşü ile BM Güvenlik Konseyi'nde farklı bir gelişme bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine Erdoğan, "Ben temenni ederim ki BM Güvenlik Konseyi'nde ön yargılar hakim olmaz. Ön yargılar hakim olursa o gelecek olan rapordan hiçbir şey beklemek mümkün değil" yanıtını verdi.

Suriye'nin arkasında kimler olduğu belli

Erdoğan, "Suriye'ye müdahale edilmesi durumunda yine kan döküleceğinin ve yine kanın kanla temizleneceği" eleştirilerinin getirildiğinin belirtilmesi üzerine şöyle konuştu:

"Şüphesiz ki doğru bir yaklaşım değil. Durdurmak, tabii ki doğru değil. Şimdi bu yaklaşımı ortaya koyanlar bunu şu anda Suriye'nin bu sürdürdüğü amansız insan kıyımına yardımcı olanlara karşı bunu niye söylemiyorlar? Şu anda Suriye rejimi bunu kendi imkanları ile mi yapıyor? Arkasında kimlerin olduğu belli. Kimlerin olduğu belli olduğu halde bunlara karşı bunu söylemiyorlar. Ama öbür tarafta buradaki kanın durdurulması için bir müdahalenin gerektiği tezinden hareketle çünkü burada rejimi zayıf düşürmek veya rejimi şu anda artık bu işi bırakma noktasına getirmektir aslolan. Çünkü bırakma noktasına geldiği zaman Suriye Ulusal Koalisyonu ister istemez devreye girecektir. Veya Suriye Ulusal Koalisyonu arkasında bir güç bulacak ve halk kendisi duruma el koyacaktır. Burada halkın duruma koymasının önünü açmaktır aslolan. Suriye halkı duruma el koyar da orada kısa bir takvim içerisinde sandığın önü açılırsa o zaman inanıyorum ki bizim güneyimizde Suriye'de sağlıklı bir dönemin başlaması çok daha isabetli olacaktır. Şu da bir vakıa: Suriye'de iş başına gelecek olanların işi tabii ki çok zor. Kolay değil. Şu anda mevcut rejimin işi kolay mı? Değil. Olanlar ortada. Altyapısıyla üstyapısıyla insanlarının bütün imkanları vesairesi ile şu anda Suriye zor bir ülke. Irak gibi de değil. Irak'ın hiç olmazsa yer altı zenginlikleri vardı ciddi manada. Suriye'de öyle zenginlikler yok. Irak kendini eğer iyi bir yönetim olursa süratle toparlayabilecek güçte. Irak'taki sıkıntı şu anda aslında başarısız yönetimler nedeniyledir. Eğer başarılı bir yönetim olmuş olsa Irak çok daha çabuk toparlayabilir. Böyle bir imkanı var. "

Yoksa 24 saatte uğra çekil bu olmaz

Belirli hedeflere yönelik küçük çaplı bir harekatın tatmin edici olup olmayacağı yönündeki bir soruya "Şu andaki görüntü öyle gibi görünüyor. Ama ben şahsen bir Kosova olayını burada sergilemeleridir aslolan. Yoksa 24 saatte uğra çekil bu olmaz. Ama orada biliyorsunuz, aklımda kaldığı kadar 78 gün Kosova'da bir mücadele sürdü. Ondan sonra iş temizlendi. Kosovalılara bırakıldı ve çekildiler. Böyle bir durum" yanıtını verdi.

Erdoğan, "Rejimin devam etmesi durumunda böyle bir müdahalenin anlamı var mı?" sorusunu da "Kosova türü bir şey olduğu zaman orada rejim devam etmez artık" diye yanıtladı.

Türkiye'nin böyle bir süreçte nasıl bir rol oynamasının doğru olacağının sorulması üzerine Erdoğan, "Bunu şimdi müzakereler içinde sürdürmemiz lazım. Biz hazırlıklarımızı yaptık, yapıyoruz. Aynı şekilde bu konuda dost olarak girecek olanlarla tabii bunu oturup konuşmamız lazım. Şu anda bazı görüşmelerimiz oluyor. Ama bunu çok daha ileri noktalara taşımamız lazım. Neyin ne zaman, nasıl yapılacağı, bütün bunların hepsinin konuşulması lazım" değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşüp görüşmeyeceği yönündeki soruya, "Kerry ve Ahmet Bey ile görüşmeler sürüyor. Gerekirse ben de bu hafta başı falan gibi zaten çarşamba günü Saint Petersburg'da bir araya geleceğiz. Orada fazla kalmayacak, görüşeceğim. Kendisi de orada fazla kalmayacak zaten. Aldığım habere göre belki açılışta bulunacak, sonra Saint Petersburg'dan ayrılacak" diye konuştu.

Erdoğan, bölgedeki gidişatın sıkıntılı olması durumunda Arjantin ziyaretini erteleyebileceğini belirtti.

Operasyona şüphe ile bakan kesimlerin, operasyonun El Nusra'ya yakın cephelere yarayacağı konusunda endişelerini dile getirdiklerinin belirtilmesi üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Arkadaşlar bizi artık tanımanız lazım. Bizi tanımamakta ısrar ediyorsanız ben onu anlayamam. Yani bizim bir defa aşırı uçların hiçbirine yakın olmamızı kimse lütfen konuşmasın. Biz aşırı uçlar nerede olursa olsun, ister ülkemizde olsun, ister diğer ülkelerde olsun, bu bizim temel prensibimizdir, temel ilkemizdir: biz aşırı uçların hepsine karşıyız. Hepsinden uzağız. Açıklama yapmış BDP'nin Başkanı, diyor ki 'Ben adresleri veririm.' Yani bu kadar bu işlerde kabiliyetli ise bize PKK'lıların da adreslerini versin. Onlar da aşırı uçtur. Biz onların da üzerine gidelim. Nusra'nın da üzerine gidelim. Biz biliyorsunuz El Kaide ile güvenlik güçlerimiz çok ciddi mücadeleler verdi. Birçoğunun biliyorsunuz, Malatya'da olan hadiseleri hatırlayın, neler olduğunu. Bizim bu konularda asla tavizimiz yok. Ama bunu BDP'nin Genel Başkanı söylerken PKK'lıların adreslerini daha iyi bilirler. Bize o adresleri de versinler. Biz hepsinin de üzerine gideriz, tavizsiz."

30 Ağustos resepsiyonu değerlendirmesi

Erdoğan, 30 Ağustos değerlendirmesi yapmasının istenilmesi üzerine "Hamdolsun gayet güzel. Şu anda milletin özeti burada. Ama tabii gelmemekte direnenler de var. Ayrı mesele" dedi.

Demokrasi paketine ilişkin bir soruya ise Erdoğan, "Herhalde Arjantin sonrası olur. Şöyle arkadaşlarla bir araya gelip oturup konuşup değerlendirmemizi yapamadık. Bu olaylar sebebi ile... Ben çalışmamı yaptım. Arkadaşlarla şöyle bir görüşeceğiz. Arjantin dönüşü inşallah" cevabını verdi.