ANKARA

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, askerlik süresinin 1 Ocak 2014'ten itibaren geçerli olmak üzere, silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde, erbaş ve erler için 15 aydan 12 aya indirilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi.

Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının taleplerinin, askerlikle ilgili ihtiyaçların dikkate alındığını ifade etti.

Genelkurmay Başkanlığının askerlik süresinin 12 aya indirilmesiyle ilgili tarihin 1 Mart 2014'te başlamasının daha uygun olacağına ilişkin görüşünün medyaya yansıdığını anımsatan Arınç, şöyle devam etti:

"Biz askerlik süresiyle ilgili, Genelkurmay Başkanlığımızın taleplerini ve isteklerini alıyoruz Milli Savunma Bakanlığımız kanalıyla ama siyasi kararın verilmesi ve sonunda bir sorumluluk üstlenecek olan hükümetin kararının belirlenmesinde elbette siyasi kararımız kanunsa kanun şeklinde, bakanlar kurulu kararıysa bakanlar kurulu kararıyla belirleniyor. Bakanlar Kurulumuz konu üzerindeki görüşmelerini yaptı, mevcutları gördü, celpte alınması gerekli askerlik miktarına baktı. Genelkurmay Başkanlığımızın kendi içerisindeki yapılanmalarında faal askerlik hizmetini şu anda yapmayan ama onların da katılımıyla kapatılabilecek bir imkan da ortaya çıktığı görüldü ve hükümetimiz Bakanlar Kurulu kararını imzaladı. Bu imzaladığımız kararname şudur: Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleriyle Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında 1111 sayılı Askerlik Kanunu'na tabi yükümlülerin muvazzaf askerlik süresinin 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, silah altındaki yükümlülükleri de kapsayacak şekilde, erbaş ve erler için 15 aydan 12 aya indirilmesi kararlaştırılmıştır."

Arınç, tartışıldığı şekliyle mart veya şubat ayı değil 1 Ocak 2014'ten geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek Bakanlar Kurulu kararının imzalandığını kaydetti.

"Spekülasyon yapılmasını uygun görmüyoruz"

Kararın, hem şu anda askerlik yükümlülüğü içerisinde bulunanlara hem de bundan sonra askerlik görevini bu doğrultuda yapacak yurttaşlara hayırlı olmasını dileyen Arınç, şunları söyledi:

"Bunun bir kısa özeti de şudur: 1 Ocak 2014'te 12 ayını doldurmuş olanlar terhis edilecektir. 12 ayı doldurmamış olanlar da 12 ayın doldurulmasıyla birlikte 1 Ocak 2014'ten sonra terhis edilmiş olabileceklerdir. Dolayısıyla kayıtlara da baktığımızda ilk askerlik süresinin kısaltılmasını 2003 olarak görüyoruz. 2003'ün ilk 6 ayı içerisinde Bakanlar Kurulu kararıyla kanunun Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiyi kullanmak suretiyle uzun süreli askerlik 18 aydan 15 aya indirilmişti. 10 yıl bu şekilde devam etti. Şimdi biz onu 12 aya indirmiş bulunuyoruz. Yedeksubaylar için 12 aylık süre, kısa süreli askerlik yapanlar için 6 aylık süre uygulamasına devam edilecektir. Bu konu üzerinde tartışma yapılmasını, spekülasyonlar yapılmasını uygun görmüyoruz. Bu bir arz ve talep meselesidir, ihtiyaç meselesidir. Hükümetimiz 2014'ün Mart ayı olarak planlanmış olan birtakım ihtiyaçların, 2 ay daha öncesinden de giderilebileceği konusunda bir görüş birliğine varmıştır. 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle askerlik süresi 12 ay olarak belirlenmiştir."

Hacıları tebrik etti

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün bu yıl hacca giden tek bakan olduğunu hatırlatan Arınç, Ergün’ün de hac izlenimlerini Bakanlar Kurulunda paylaştığını bildirdi. Arınç, şöyle devam etti:

"Ben Türkiye’den hacca gidebilen ve çok şükür sağ salim hacı olarak ülkemize dönen bütün hacı arkadaşlarımızın, yurttaşlarımızın haclarını da tebrik ediyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu imkanı bulabilmiş, gönüllerinde hac sevgisi yatan binlerce, on binlerce yurttaşımızın bu görevlerinden dolayı kendilerini tebrik ediyorum. Gidemeyen, kurada çıkamayan, imkan bulamayan binlerce yurttaşımıza da inşallah bundan sonra nasip olmasını diliyorum."

Toplantıda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu'na ilişkin hazırlanan taslak hakkında da genel bilgi sunduğunu dile getirerek, "Üzerinde tartışmalar yapıldı, uygun görüldü ve şeffaf, liberalleşmiş, rekabetçi bir doğalgaz piyasasına daha kısa sürede ulaşmayı öngören taslak imzaya açılmış oldu" bilgisini verdi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da Bakanlar Kuruluna yükseköğretim kurumları araştırma merkezlerinin kurulması ve İşleyişiyle ilgili kanun taslağı sunduğunu belirten Arınç, bunun da Kurulda imzaya açıldığını söyledi.

Arınç, 12 Eylül 2010 Referandumu'nda anayasada yapılan değişiklik doğrultusunda Ekonomik ve Sosyal Konseyin yapısını yeniden düzenleyen bir kanun taslağının da imzaya açıldığını ve uygun görüldüğünü bildirdi.

Demokratikleşme Paketi

Arınç, 30 Eyül'de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan demokratikleşme paketi kapsamında gerekli yasal çalışmaların yapıldığını söyledi.

Söz konusu pakette yer alan başlıklardan seçim sistemindeki değişiklik haricinde bütün yasal düzenlemelerin hazır olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Hazırlıklarımız vardı. Bunları tekrar bugün Bakanlar Kurulunda gözden geçirdik ve elimizde yasal düzenleme gerektiren bütün konuların TBMM'ye sevki için de imzalamaya başladık. Biliyorsunuz seçim sisteminde seçenek sunuyoruz. Bunun kamuoyunda nasıl karşılanacağını veya bir konsensus oluşup oluşmayacağını görmek istiyoruz. Şu ana kadar siyasi partilerden bu konuda ciddi bir söz veya bu konuyu kapsayabilecek şekilde hangi seçeneği tercih edip etmediklerini henüz duymadığımızı da ifade etmiş olayım."

Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlar

Başbakan Yardımcısı Arınç, Lübnan'da kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan Türk pilotlarla ilgili olarak da şunları söyledi:

"Toplantıdaki diğer bir konu da Lübnan'da kaçırılan Türk pilotların diplomasinin gücüyle Türkiye Devleti'nin gücüyle bazı ülkelerle yapılan görüşmeler ve girişimler neticesinde vatan topraklarına kavuşması oldu. Bundan dolayı hükümetimize yöneltilen teşekkürleri ve tebrikleri de hem kabul etmiş hem de bundan şahsen iftihar duymuş olduk."

"Erken terhis edilecek asker sayısı 70 bin civarında"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Arınç, bir gazetecinin askerlik süresine ilişkin yapılan yeni düzenlemeye göre erken terhis olacak asker sayısını sorması üzerine, "Net bir rakam vermek mümkün değil. Çünkü izin kullananlar vesairelerle terhis tarihleri değişebiliyor ama bunun 70 bin veya biraz daha üzerinde olabileceğini söyleyebilirim, Milli Savunma Bakanı'ndan aldığım bilgiyle. Herhalde ilk terhisleri de 1 Ocak 2014'ten itibaren görmüş olacağız" yanıtını verdi.

Cenevre-2 Konferansı

Başbakan Yardımcısı Arınç, Türkiye'nin, Suriye'nin durumunun görüşülmesinin beklendiği Cenevre-2 Konferası ile ilgili tutumunun sorulması üzerine de şöyle konuştu:

"Cenevre-2 toplantısı, Suriye'de kullanılan veya kullanılabilecek kimyasal silahların da imha edilmesiyle ilgili bir sürecin içerisinde mütalaa ediliyor. Türkiye, eğer işe yarayacaksa ve somut bir neticeye bizi ulaştırabilecekse böyle bir toplantının gecikmiş de olsa yapılmasından yanadır."

"Güller çeşit çeşit"

Arınç, bir soru üzerine, demokratikleşme paketiyle genel esaslar noktasında siyasi partilere üyelikleri kolaylaştırdıklarını anımsattı. Arınç, şöyle devam etti:

"Çünkü bizim inandığımız bir gerçek var. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları siyasi partilerdir, siyasi partiler güçlenirse siyaset de güçlenir. Dolayısıyla siyasetin güçlü olduğu bir ülkede de demokrasi güçlenir. Bugüne kadarki kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yoksa ön seçim yapacak mı, yapmayacak mı, kontenjanı hangi ilde kullanacak, Sarıgül'ü alacak mı, almayacak mı? Herhalde bunlara ait bir yasal düzenleme yapacak halimiz yok. Güller çeşit çeşit biliyorsunuz. Onlar kendi partilerinin iç düzenlemeleridir. Parti Meclisi nasıl karar alır, önceden mi girer, sonradan mı müracaat eder? Bunlar herkes kendisi, tabii yargı yolu açık olanlar da vardır, bir şekilde ortaya koyabileceklerdir. Emin olunuz ki bu demokratikleşme paketimiz sizlere ilk açıklama yaptığım zaman yüzde 70'leri bulan bir takdir görmüştü. Bu oranın daha da üstüne çıktığımızı söyleyebilirim hem dış basın noktasında hem de içerideki kamuoyu noktasında.

"Bu kadar konuşması boşa gitti"

"Bugün 1 Ocak tarihini açıklamakla aslında Oktay Bey'e çok büyük bir kötülük yaptık. Bu kadar konuşması boşa gitti" diyen Arınç, "Onu sevindiremediğimiz için aslında biz de sevinçliyiz. Yani bu arkadaşımızın ne olur bundan sonra daha ciddi şeyler konuşması, daha dirayetli olması partisi adına partisine daha çok puan kazandırması lazım. Ne kadar boş konuşuluyor. Ne kadar hafife alınan, yalanlarla dolanlarla birtakım suçlamalarla siyasi partilerin önünde gelen insanlara hakaret edilebiliyor. Doğrusu bir partiye yakışmıyor bu düşünceler. İşte kıyakçı olan ayakçı olurmuş, bilmem neymiş, bu argo, bir siyasetçinin kullanabileceği tabirler değil" ifadesini kullandı.

AK Parti'nin 11 senede 3 milletvekili, 2 mahalli seçim, 2 referandum olmak üzere 7 sınavdan başarıyla çıktığını dile getiren Arınç, şu andaki anketlerin yüzde 50'nin üstünü gösterdiğini söyledi.

Siyasetin bir iddia işi olduğunu belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir partinin başında yıllarca bulunmak maharet değil, yıllarca bulunup partisini başarıdan başarıya götürmektir. Bir siyasi partiye 'bu önümüzdeki mahalli seçimlerde size yüzde 20 hedefini veriyoruz, yüzde 20'ye ulaşamazsanız siyasetten ayrılır mısınız' diye sormak bence ciddi bir iştir. 'Biz AK Parti'yi bile geçtik, bizim oylarımız aslında yüzde 50'yi buldu' diyen birisine, bırak yüzde 50'yi kardeşim, yüzde 30'u kendine hedef al ama yüzde 30'u başaramazsam ben de siyasete veda edeceğim demek bir iddia işidir. Bizim Başbakanımız, yani Türkiye'nin Başbakanı, AK Parti'nin Genel Başkanı her seçimde 'ikinci olursam siyaseti bırakırım' diyor ve işte 3 dönemle kendisini sınırlayan bir parti ki başka bir örneği de yok. Neredeyse 80 yaşına gelmiş hala Meclis'in içinde kalmaya çalışan siyasetçiler partilerini başarıya götüremiyorlar. Tek başlarına bunu bir meslek haline getirmişler. Hatta 'ben buradan çıkarsam dışarıda ne yaparım' endişesi içindeler. En başarılı olduğu zamanda bana 'Allahaısmarladık' diyebilen, 'ben yol kesici değilim arkamdan daha güçlü, daha başarılı siyasetçiler gelecek' diyen bir partinin genel başkanı, hükümet sözcüsü vesairesi varken diğerlerine yüzde 20, yüzde 30'luk hedefler veriyoruz bana mısın demiyorlar. Çıkarttıkları sözcüler de küçük, basit, küçültücü sözlerle adeta şov yapıyorlar. Milleti kendilerine güldürüyorlar, ciddi olamıyorlar."

"Hükümet yapranmışsa sen ne güne duruyorsun"

Mahalli seçimlerin yaklaştığını anımsatan Arınç, "Mahalli seçim Türkiye için çok önemli. Peki nedir iddianız. Ne yapacaksınız, başarı veya başarısızlık oranı nedir? Bunları konuşmayacak mı bir siyasetçi, böyle bir hedef koymayacak mı? En güçlü oldukları zaman, 11 senedir kendilerine göre yıprandı dedikleri hükümettir. Böyle bir hükümet yıpranmışsa sen ne güne duruyorsun? O zaman elini çabuk tut, kendini halka sevdir, iyi bir ilişki kur, iyi bir kampanya yürüt, yüzde 20'yi, yüzde 30'u aş ama her şeye rağmen millet sana bunu bile vermiyorsa boşuna oturma orada söylediğimiz budur" değerlendirmesini yaptı.

"Sonunda hukukun dediği olacaktır"

ODTÜ arazisinden geçen yol çalışmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, "Belediye Başkanı ne diyorsa onu diyor. Eleştirenler olabilecektir, beğenenler olacaktır, beğenmeyenler olacaktır. Demek ki faaliyet Ankara Büyükşehir Belediyesine ait bir faaliyettir. Onun faaliyetlerini onaylayıp onaylamamak için benim bir şey söylememe gerek yok. Melih Gökçek Büyükşehir Belediye Başkanı, ODTÜ'nün Rektörü, buna taraf olduğunu iddia edenler elbette bir şey söyleyecektir ama sonunda hukukun dediği olacaktır" yanıtını verdi.

Arınç, şunları kaydetti:

"Böyle bir yolun yapılmasına ihtiyaç varsa yolun yapılması sırasında da ağaçlar ve ODTÜ ormanı zarar görmeyecekse, 5'i giderken 15'i gelecekse millet burada Ankara Büyükşehir Belediyesini haklı görür. Orada Parlamento'da hiç işe yaramayanların biraz fidan dikmeye çalışması şova yönelik gösterilerdir. Millet bunun karşılığını da verir. Orada hukuk ne diyorsa ihtiyaç neyse geçmişte yapılan ODTÜ Rektörlüğü ile belediyeler arasındaki Bayındırlık Bakanlığı arasındaki ilişkiler neyi getirmişse ve itiraz görmemişse bugün onlar yapılacaktır. Şahsi davranışları söz konusu etmiyorum, bunlar beğenilir veya beğenilmez ama işin aslında oradan geçmesi gereken bir yol var. Kabul edilmiş bir proje var ama onun üzerine yeniden Gezi benzeri olaylar çıkarmaya yönelik birtakım gayretler var. Sanıyorum en kısa sürede bu iş doğru bir şekilde çözümlenecektir."

"Türkiye yeni bir Türkiye"

Bir basın mensubunun askerlik süresinin kısaltılmasında tarih konusunda hükümet ile Genelkurmay Başkanlığı arasında bir görüşme trafiği yaşanıp yaşanmadığı sorması üzerine Arınç, şu yanıtı verdi:

"Hayır hiçbir şey yaşanmadı. Burada Genelkurmay bir açıklama yapsa mıydı, yapmasa mıydı? Konusunda farklı düşünebilirsiniz ama Türkiye yeni bir Türkiye. Eskiden asker ya da Genelkurmay ya da Milli Savunma Bakanlığı, onlar ne derse kabul edilirdi. Bizim farkımız şu: Genelkurmayımızı tabii çok önemli bir görevin başında biliyoruz. Onların planlaması, onların ihtiyaç listesi bizim için önemlidir. Onları biliriz, sorarız, bazen yazılı bazen şifahi ama sonunda siyasi bir karar verilecekse bunu onlardan bağımsız olarak biz veririz. Milli Savunma Bakanımız sadece Genelkurmay'ın düşüncesini ya da planlamasını hükümetimize aktarır. O, 26 bakanlıktan sadece bir tanesidir."

"Genelkurmay Başkanı ile konuşmamız olmamıştır"

Milli Savunma Bakanlığı ya da Genelkurmay Başkanlığını boşa çıkartmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını vurgulayan Arınç, kendilerinin olayı siyasi bakımdan, ihtiyaçlar bakımından, Türkiye'nin yaşaması gerekli yeni gelişmelerini görmek bakımından değerlendirdiklerini ifade etti.

Arınç, asker sayısının Genelkurmay Başkanlığının sitesinde yayımladığını belirterek, bunun  ordunun şeffaflaşması anlamına geldiğini söyledi.

Arınç, "Kararı biz veriyoruz. Sorumluluğu da bize ait.  Bugün Genelkurmay Başkanı ya da oradaki herhangi bir yetkili subay ile ne Milli Savunma Bakanımızın ne de bizim bir ilişkimiz, konuşmamız olmamıştır. Bize iletilen bilgileri değerlendirdik, birilerinin beklentilerinin aksine 1 Ocak tarihini kabul ettik" dedi.

"Ne maksatla yazıldığını az çok biliyoruz"

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in Balyoz Davası kararıyla ilgili açıklamaları hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulan Arınç, "Bir siyasetçi olarak benim değerlendirmem ne kadar doğru olur" ifadesini kullandı.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili ABD basınında yer alan iddiaların sorulması üzerine ise Arınç, Fidan'ı Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı ve TİKA Başkanlığı yaptığı dönemden itibaren yakinen tanıdıklarını ve bildiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Özellikle MİT Müsteşarı olduktan sonra hem teşkilatın güvenini kazandı, hem de Türkiye'nin çıkarları için çok olumlu ve yararlı çalışmalar yaptı. Bu bütün bakan arkadaşlarımız ve doğrudan bağlı olduğu Sayın Başbakanımız tarafından da ifade edilen konudur.  Bugüne kadar yaptığı hizmetlerde hem hükümetimizin siyasi desteğini bulmuştur hem de Türkiye'nin çıkarlarını istihbarat anlamında da Türkiye'nin sorunlarının çözülmesi anlamında da fevkalade güzel yerine getirmiş bir arkadaşımızdır."

Fidan'ın yıpratılmak istenmesinin belli ülkeler, belli istihbarat örgütleri için doğal olduğunu dile getiren Arınç, yayımlanan makalelerin ne maksatla yazıldığını az çok bildiklerini dile getirdi.

"Müsteşarımız Türkiye sevdalısı"

"MİT Müsteşarının gerek Suriye konusundaki çalışmaları gerek çözüm süreciyle ilgili çalışmaları gerekse de ülkemiz çevresinde cereyan eden olaylarla ilgili MİT Müsteşarımızın çalışmaları açısından hükümetimiz hiçbir sıkıntı görmemekte ve kendisini takdir etmektedir" diyen Arınç, Fidan'ın bir yanlışı bir ihmali söz konusu olması halinde gerekenin ise mutlaka yapılacağını aktardı.

Arınç, gazetelerin yazdıklarının çoğunun spekülatif amaçlı ve gözden düşürmeye yönelik olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bunlar yaptığı önemli görevlerde belki önünü kesmek amacıyla belli çevrelere verilen mesajlar olarak algılanmalıdır. Kişiler önemlidir, yazdıkları gazeteler de önemlidir. Bunların ABD kamuoyu içerisinde de belli hedefleri gözetlediklerini biz biliriz ama o kişiler, onların yazdıklarıyla uğraşacak vaktimiz yok. Biz Müsteşarımızın başarılı olduğunu, Türkiye sevdalısı olduğunu, önemli çalışmalarda güvenimizin tam olduğunu söyleyebilirim."

Doğalgaza zam yok

Doğalgaza zam yapılmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine ise Arınç, “Enerji Bakanımıza sorduğunuzda 'zam yok' diyor, ben de onun dediğini tekrar etmiş olayım. Şu anda herhangi bir zam düşünülmüyor. Vatandaşlarımızın bu konularda güven içerisinde olmaları gerekiyor. Dünya piyasalarının da ne olacağını önceden bilmek mümkün değil ama biz vatandaşımızın masrafını artırmamak için büyük fedakarlıkta bulunuyoruz" yanıtını verdi.