Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Gaziantep il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Irak'ın kuzeyinde bölgesel yönetimin 25 Eylül'de yapacağını ilan ettiği bağımsızlık referandumuna, BBP olarak kökten karşı olduklarını belirterek, Irak merkezi hükümetinin bugüne kadar attığı adımların ve açıklamaların da kayda değer olduğunu söyledi. 

Irak anayasasında Barzani'ye böyle bir hak tanınmadığını ifade eden Destici, Barzani'nin bugün yapmaya çalıştığının "korsan referandum" olduğunun altını çizdi.

Destici, Irak anayasası ve merkezi hükümetin de bunu onaylamadığına dikkati çekerek, "Komşu ülkeler Türkiye, İran bunu kabul etmiyor. Peki buna rağmen Barzani nasıl böyle bir korsan referandum yapma fikrinde ısrarcı oluyor? Nereye güveniyor, kime güvenerek yola çıktı? Baktığımız zaman bu çok açık ve net, İsrail'e. O küçücük İsrail devletinden bahsetmiyoruz. Dünyadaki Yahudi lobilerine, siyonist güçlere güvenerek bu adımı attı. Şu anda açık ve net, bu referandumu destekleyen tek ülke var, bu da İsrail. Bu durum bizim orada kurulmaya çalışılan bir Kürt devleti değil ikinci siyonist İsrail devletidir tezimizi doğruluyor." diye konuştu.

Türkiye'de de bu referandumu destekleyen, bunu normal gören bazı "aklı evvellerin" bulunduğunu vurgulayan Destici, şöyle devam etti:

"Onların bir kısmı aklı evvel kategorisinde de değil. En son açıklama yapan Diyarbakır Milletvekili, aynen Sezgin Tanrıkulu kategorisindedir. Yani onun güvenlik güçlerimize attığı iftira ne kadar çirkinse, ne kadar kabul edilemez ve terörle mücadeleye ihanet derecesinde bir cümleyse, Galip Ensarioğlu'nunki de aynı seviyededir, kategoridedir. Bilinçli olarak söylenmiştir. Dolayısıyla da masum görülemez. Bu tür milletvekili düzeyinde yapılacak açıklamalar, Barzani'nin elini güçlendirir Türkiye'nin elini zayıflatır. Herkesin aklını başına alması lazım."

"Orada kurulmaya çalışılan masum bir Kürt devleti değildir, ikinci bir İsrail'dir, buna izin verilemez." diyen Destici, şöyle konuştu:

"Askeri müdahale de dahil her türlü seçenek masada olmalıdır ve gerektiği zaman da harekete geçilmelidir. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bu konuyla ilgili toplanacak. O güne kadar Barzani bu korsan referandum sevdasından vazgeçmemiş olursa, Türkiye'nin yapacağı açıklama bizce şu olmalıdır; sınırlarını kapatacağını, siyasi, ekonomik, kültürel bütün ilişkilerini keseceğini ve o bölgedeki gelişmelere göre, askeri müdahale de dahil her türlü seçeneği hayata geçirebileceğini çok net bir şekilde ifade etmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın hem ABD'ye gitmeden önce hem de orada yaptığı açıklamalar, bu beklentilerimizi karşılar niteliktedir. İnşallah MGK'da da bu çok daha netleştirilmiş hale gelecektir."

"Gaziantep'te yaşayanlar ne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşıysa Kerkük'te, Telafer'de yaşayan Türkler de o kadar Türkiye'nin bir ferdidir. Onun için bizim onları ayrı görmemiz mümkün değildir. Oraların asla işgal edilmesine ve birilerinin ayak oyunlarıyla Türkmenlerin oradan çıkarılmasına müsaade etmeyiz. Artık bıçak kemiğe dayanmış vaziyette. Bu hadsiz, pervasız Barzani'ye artık haddini bildirme zamanı da gelmiştir. Burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türklerin onaylamadığı, hiçbir şey olmaz kardeşim. Bunu bilecek, ona göre hareket edecek." 

TEOG'un kaldırılmasına da değinen Destici, Türkiye'de eğitim alanında köklü bir reforma ihtiyaç olduğunu ve eğitimde fırsat eşitliğine azami derecede dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.