Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi Haliç Kongre Merkezi'nde başladı. Zirveye, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Bağdat Amrayev katıldı. Stratejik iletişim konusunda dünyanın dört bir yanından alanında uzman isimlerin bir araya geldiği zirve iki gün sürecek.

“KÜLTÜREL TAHRİBATA KARŞI SESSİZ YÜKSELTMELİYİZ"

Açılış konuşmasını yapan Altun, “Yeni iletişim araçlarının şekillendirdiği bu siber dünyada en büyük sorumluluklardan biri hiç kuşkusuz sosyal medya şirketlerine düşüyor. Küresel çapta faaliyet gösteren şirketlerden bahsediyoruz. Bu şirketlerin, sistematik dezenformasyon kampanyaları ve manipülatif içerikler dolayısıyla sebep olduğu kültürel tahribata karşı sessiz kalmamalıyız. Ne yazık ki bu şirketler, kendilerinden menkul bir dokunulmazlık zırhından faydalanıyorlar. Yapılan bütün çağrılara rağmen bu şirketlerin gereken şeffaflığı, saydamlığı göstermediği, hesap verebilirlik ilkesini umursamadığı ve çıkar temelli birer oyuncu oldukları hepimizin malumu. Bu gerçeğe rağmen, kendilerini bütün demokratik kurum ve oyuncuların üzerinde bir hakem gibi görmeleri, artık kabul edilebilir bir durum olmaktan çıkmıştır. Son yıllarda bazı ülkelerde yaşanan karışıklıklar, bu sosyal medya platformlarının 'komplo teorilerini yayıcı', 'yalan haberleri öne çıkarıcı', 'toplumu kutuplaştırıcı' ve hatta 'radikalleşmeye yol açıcı' etkilerini gözler önüne sermeye başladı. Serbestçe yayılmasına izin verdikleri nefret söylemi ve nefret dili, artık farklı ülkelerde nefret suçlarının işlenmesinde fazlasıyla etkili olmaya başladı. Son yıllarda yaşanan sokak hareketlerinin, şiddet olaylarının ve masum insanların hedef gösterildiği linç kampanyalarının birçoğunda, bu platformlar suç ortağı olarak ortaya çıkmıştır" dedi. 

“KULLANICILAR DAHA BİLİNÇLİ BİR TÜKETİM SÜRECİ İÇERİSİNE GİRMEK ZORUNDADIR"

Kamuoyunun güçlenmesi, demokrasinin güçlenmesidir diyen Altun, “Kamuoyunun güçlenmesi sürecinde, bilinçli sosyal medya üreticisi ve tüketicisi bireylerin varlığı son derece hayatidir. Sadece siber alanda üretilen içeriklerin pasif tüketicisi değil, kendilerine sunulan enformasyonu eleştirel aklın süzgecinden geçirerek tüketen bilinçli vatandaşlar hakikatin teminatı, yalan endüstrisinin can düşmanıdır. Şimdiye kadar, özellikle yeni medyanın yükselişiyle birlikte devasa bir içerik bombardımanına maruz kalan kullanıcılar, geldiğimiz noktada daha bilinçli bir tüketim süreci içerisine girmek zorundadır. Bu noktada, sürece en olumlu destek sağlayabilecek unsurların başında sosyal medya okuryazarlığı gelmektedir" diye konuştu.

 “ENFORMASYON SAVAŞLARI, YARATTIĞI PROVOKASYON VE MOBİLİZASYON İLE GERÇEK SAVAŞLARIN DA KAPISINI ARALAYABİLİR"

Altun, sözlerine şu şekilde devam etti: “Şimdiye kadar ulus-aşırı şirketler tarafından yönlendirilen yeni iletişim araçları, devletlerin birbirleriyle olan mücadelelerinde aktif olarak kullanılmaya çalışıldı. Bu noktada ortaya çıkan enformasyon savaşlarının önlenebilmesi ve bu mücadelenin siber aleme zarar vermemesi için tüm uluslararası örgütlerin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Şunu net olarak vurgulamamız gerekiyor. Enformasyon savaşları, yarattığı provokasyon ve mobilizasyon ile gerçek savaşların da kapısını aralayabilir. Bu savaşların aşırı ulusalcılıkları kaşıdığı, fırsatçı ve radikal ideolojilere kapı aralandığı şimdiye dek çeşitli kereler görüldü. Bunun için dijital dünyada meydana gelebilecek korsanlığa, kriminal gruplara ve her türlü sabotaj ve espiyonaj faaliyetlerine karşı devletlerin ortak hareket etmesi gerekmektedir. Bu konuda şimdiye kadar devletlerin tek başına verdikleri mücadelenin başarılı olamamasının sebebi, dijital korsanlığın ve suçun, sınırlar ötesi yapısıdır."

“ULUS AŞIRI PLATFORMLARIN VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN DESTEK VERMESİ BÜYÜK ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR" 

Son yıllarda uluslararası mecralarda sistemin reformuna dair vermekte olduğumuz mesajların bir boyutu da devletlerin ortak bir mekanizma kurmasıyla ilgilidir diyen Altun, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 'daha adil bir dünya' prensibinin önemli boyutlarından biri de, siber dünyada toplumların ve ülkelerin arasında maruz kaldığı eşitsizliğin kapanması, ulus-aşırı şirketlerin kalkıştığı siyaset mühendisliği çalışmaları ve siber dünyanın yol açtığı güvenlik krizinin ülkelerin ortak çabası ile ortadan kalkmasıdır. Nasıl dünya 5'ten büyükse, siber dünyamız da 3-5 sosyal medya baronundan çok daha büyüktür. Biz Türkiye olarak, oluşturulacak bu yeni siber güvenlik mimarisinde üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Hale getirmek için mücadele etmeliyiz. Devletin bu konuda gösterdiği çabaya toplumun ulus aşırı platformların ve uluslararası örgütlerin destek vermesi büyük önem arz etmektedir. Bu platformları sinsi, bencil, agresif amaçlarına alet etmek isteyenlere karşı beraber hareket etmemiz, hem interneti özgürleştirecek hem de demokrasilerimize katkıda bulunacaktır. Biz Türkiye olarak yeni döneme hazırız ve üzerinize düşeni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.