TBMM - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Vakıflar Haftası'nın başlaması dolayısıyla Meclis'te düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Vakıflar Haftası'nın, bu yıl "Vakıf ve Sanat" teması ile gerçekleştirildiğini belirtti.

UNESCO'nun dünya mirası çalışmasını hatırlatan ve bu listede Türkiye'den 13 varlığın bulunduğuna dikkati çeken Arınç, "Aslında medeniyetimizi dünyaya daha iyi anlattığımızda pek çok vakıf eserinin de bu listeye dahil olacağı muhakkaktır" ifadesini kullandı.

Hükümetlerinin vakıf eserlerinin ihyası için büyük çaba gösterdiğini belirten Arınç, 2003 yılına kadar vakıf eserlerine alaka gösterilmediğini, ecdat yadigarı sanat eserlerinin sahipsiz bırakıldığını kaydetti.

Arınç, "2003 yılından bu yana dokunulmaya cesaret edilemeyen büyük eserlerimiz de dahil olmak üzere yaklaşık 4 bin vakıf eserini, 3 katrilyon harcama yaparak restore ettirdik. 2003 yılına kadar yılda 5, 6 eser restore edilirken o tarihten bu yana yılda ortalama 300'ü aşkın vakıf eseri restore ediyoruz. 2015 yılında da 305 vakıf eserin onarım ve restorasyonu için toplam 300 milyon tutarında ihale gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.

"Her vakfın vakfiyesinde bir dua bir de beddua vardır"

Törene katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun vakıf eserlerine olan ilgisini anlatan Arınç, vakıfların ayakta kalması için çaba gösteren herkese teşekkür etti.

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün özel bütçeli bir kurum olduğunu anımsatan Arınç, şöyle devam etti:

"Genel bütçeli bir daire değiliz. Genel bütçeden büyük bir kaynak, katkı da almıyoruz doğrusu. Hatta en masum isteğimiz, 'bize biraz daha kadro verin, hizmetler aksamasın' şeklindeki taleplerimize, her talebe koşarak cevap veren Maliye Bakanlığımız'dan şuan itibariyle de bir karşılık alabilmiş değiliz. Kulaklarını çınlatmak için söylüyorum. Bizim onlara Vakıflar olarak söyleyebileceğimiz iki şey var. Bunun bir tanesini yaptığımız için mutluyum. Her vakfın vakfiyesinde bir dua bir de beddua vardır. Beddua hoş bir şey değil. Ama vakıf, vakfı şar nass gibidir, deyince onun şartlarına uymamak için çalışanların, onun şartlarını berhava edenlerin, onun şartlarını yok sayanların da bir bedduaya maruz kalacağını herkesin bilmesi lazım. O yüzden bizim vakıflarımızda çalışan herkes çalışır, direnir, ikaz eder, uyarır, bakar ki netice alamaz, dairesi ne olursa olsun, isterse bakanlık, bir yazı yazar ve arkasına o vakfiyenin bedduasını ekler. 'Duadan nasibinizi almadınız, bedduasından hiç olmazsa korkun' derler. Bu beddua korkusuyla bazılarının hizaya geldiğini biliyoruz, bazılarının da 'bana beddua kar etmez, hiçbir zarar vermez' düşüncesiyle bunları devam ettirenler de var maalesef. Şunu söylemek istiyorum; vakıflarda çalışmak büyük bir nimettir."

"Üç dönemliklerin halinden anlasa anlasa en iyi Vakıf Bank anlar"

Bir veda konuşması da yapmak istediğini söyleyen Arınç, törenin başında Vakıf Bank için hazırlanan tanıtım filminin gösterildiğini hatırlattı. Arınç'ın "Çok güzel hazırlanmış bir film. Biz insanların huzurlu, mutlu yaşaması için, ihtiyaçlarının karşılanması için çok güzel vakıflar kurmuşuz. 'Halden anladığını söylüyor' Vakıf Bank. Bizim halimizden de anlar inşallah, üç dönemliklerin halinden anlasa anlasa en iyi Vakıf Bank anlar diye düşünüyorum" şeklindeki sözleri alkışlara ve gülüşmelere neden oldu.

Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşin latifesi bir tarafa, 1 Mayıs itibariyle ben yedinci yıla girdim, başbakan yardımcılığı ve vakıflardan sorumlu bir bakan olarak. Pek çok kurum bana bağlıydı ama kusura bakmasınlar bunların içerisinde severek, koşarak, gecemizi gündüzümüzü kaplayan hizmet alana vakıflar oldu. Ben hamdolsun 7 yıldır, genel müdürlerimiz başta olmak üzere çok güzel vakıflar personeliyle çalıştım. Çok fedakar, yaptığı işi severek yapan insanlarla beraber olduk. Çok büyük atılımlar yaptık. Cemaat vakıflarıyla ilgili yaptıklarımız bunlardan sadece bir tanesidir. Restorasyonlar sadece bunlardan bir tanesidir."