TBMM - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kalkınma Bakanlığı'nın bütçesinin büyük bir kısmının transfer ödeneklerinden oluştuğunu belirterek, "Kalkınma Bakanlığı bütçesine bir miktar rezerv kaynak ayırdık. Önümüzdeki dönem bölgesel programlarımız başladığı zaman bu kaynaktan bu bölgelerdeki projelere kaynakları tahsis edeceğiz" dedi.

Yılmaz, Kalkınma Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunumunda, Bakanlığın, kalkınma sürecinde ülkenin gelişme hedeflerini gerçekleştirme ve kaynaklarını verimli kullanma ve nesiller arası hakkaniyeti sağlama hedefi doğrultusunda önemli çaba sarf ettiğini ifade etti.

2014'ün Bakanlık için önemli faaliyetlerin yürütüldüğü bir yıl olduğunu vurgulayan Yılmaz, bölgesel gelişme politikasının stratejik ana unsurları olan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi, bölge planlarıyla bölgesel kalkınma eylem planları hazırlık çalışmalarında son aşamaya gelindiğini söyledi.

Onuncu Kalkınma Planındaki 25 adet Öncelikli Dönüşüm Programı çerçevesinde Bakanlık koordinatörlüğünde oluşturulan taslak eylem planlarından 9'unun açıklandığını, 16 eylem planının da iki paket halinde kamuoyuyla paylaşılacağını bildiren Yılmaz, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde üst çerçeveyi belirleyecek olan 2014-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı'nın hazırlandığını, yakın bir gelecekte kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.

Yılmaz, 2015-2017 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ile 2015 Yılı Programı'nın hazırlandığını, 2015 Yılı Yatırım Programı çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

Küresel kriz sonrasında dünya ekonomisinin kademeli fakat düzensiz bir toparlanma eğiliminde olduğunu ifade eden Yılmaz, 2013'te yüzde 3,3 büyüyen dünya ekonomisinin 2014'te de bu seviyede büyümesinin beklendiğini, 2015'te ise büyümenin gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin büyümelerinde beklenen ivmelenme sonucu yüzde 3,8 olmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Yılmaz, "2015'te G-20 Dönem Başkanlığı'nı Türkiye’nin devralacak olması, ülkemizin küresel sorunların çözümüne katkı sağlaması açısından bir fırsat olacak" diye konuştu.

"Yurt içi tasarruf oranı artacak"

2013'te yüzde 9,9’a kadar gerileyen özel kesim tasarruf oranının, özel tüketimdeki yavaşlama nedeniyle 2014'te 1,8 puan yükselmesinin beklendiğini dile getiren Yılmaz, "Kamu kesimi tasarruf oranının ise, 2014'te kamu harcanabilir gelirindeki reel artışın büyüme hızının altında kalmasının etkisiyle, 0,2 puan gerilemesi öngörülmektedir. Böylece, toplam yurt içi tasarruf oranının 2014 yılında, bir önceki yıla göre 1,5 puan artarak yüzde 14,9 olacağı tahmin edilmektedir" dedi.

Olumsuz hava koşulları nedeniyle belirgin bir şekilde yükselen gıda fiyatları ve tütün ürünleri fiyatlarındaki artışın TÜFE birikimli artış hızının ivmelenmesinde etkili olduğunu vurgulayan Yılmaz, TÜFE yıllık artış hızının 2014 yılı Ekim ayında yüzde 8,96 olarak gerçekleştiğini, yıl sonunda TÜFE yıllık artış hızının yüzde 9,4 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini kaydetti.

Kamu kesimi borçlanma gereğinin GSYH’ya oranının 2014'te yüzde 1 seviyesinde gerçekleşeceği, program tanımlı kamu kesimi faiz dışı fazlasının ise yüzde 0,4 olacağı tahmin edildiğini ifade eden Yılmaz, merkezi yönetim bütçesinde GSYH’ya oran olarak yüzde 1,9 düzeyinde programlanan bütçe açığının bu yıl sonunda yüzde 1,4 düzeyinde, program tanımlı faiz dışı fazlanın ise yüzde 0,5 düzeyinde olmasının beklendiğini söyledi.

Yılmaz, 2013'te yüzde 36,2 olarak gerçekleşen AB tanımlı genel devlet borç stokunun GSYH’ya oranının, 2014'te yüzde 33,1 seviyesine gerileyeceği tahmin edildiğini bildirdi.

Dünya ticaretinde ve ticaret ortaklarının ekonomilerinde 2015'te sınırlı bir toparlanmanın da etkisiyle ihracatın yüzde 7,8 artarak 173 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini ifade eden Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:

"Büyüme performansı ve petrol fiyatlarındaki beklentilere bağlı olarak ithalatın yüzde 5,7 oranında artarak 258 milyar dolar seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir. 2015'te cari işlemler açığının yaklaşık 46 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği, GSYH’ye oranının ise yüzde 5,4 olacağı tahmin edilmektedir. Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığının GSYH’ye oranı yüzde 5,1’e gerilemesi, enerji hariç tutulduğunda ise yüzde 0,6 oranında fazla vermesi öngörülmektedir."

2015'te kamu kesimi borçlanma gereğinin GSYH’ya oranının yüzde 0,4’e gerilemesi, program tanımlı kamu kesimi faiz dışı fazlasının ise yüzde 1,2’ye yükselmesinin hedef alındığını anlatan Yılmaz, "2015'te Merkezi Yönetim Bütçesi açığının GSYH’ya oranının yüzde 1,1’e gerilemesi, program tanımlı faiz dışı fazlasının ise yüzde 1,1’e yükselmesi hedeflenmiştir. AB tanımlı genel devlet borç stokunun GSYH’ya oranının 2015'te ise yüzde 31,8 seviyesine gerileyeceği tahmin edilmektedir" dedi.

"Tasarrufları yüksek düzeylere çıkarmamız gerekiyor"

Yurtiçi tasarrufların artırılması ve verimli yatırım alanlarına aktarılmasının Türkiye'nin temel ekonomik önceliklerinden birini teşkil ettiğini dile getiren Yılmaz, "2013'te yurtiçi tasarruflarımız 13,4'tü. Bu yıl sonu itibariyle 149'a, gelecek yıl 15,2'ye kadar çıkmasını bekliyoruz. Bu elbette yetersiz. Çok daha yüksek düzeylere tasarruflarımızı çıkarmamız gerekiyor" diye konuştu. 

2015'te eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, ulaştırma ve sulama yatırımlarına, bölgesel bazda ise GAP, DAP, KOP ve DOKAP başta olmak üzere ekonomik ve sosyal altyapı projelerine öncelik verileceğine dikkati çeken Yılmaz, proje bazında ise devam eden projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek projelere, yeni proje tekliflerinde ise ekonomik ve sosyal katkısı yüksek ve acil hizmet ihtiyacının karşılanmasına yönelik yatırımlara öncelik verileceğini söyledi.

Yerel ve bölgesel kalkınmaya yönelik önemli adımlar da attıklarını ifade eden Yılmaz, "Bir taraftan bölgesel gelişmişlik farklarını azaltarak refahın ülke sathına daha dengeli yayılmasını sağlamayı, diğer taraftan tüm bölgelerin potansiyelini değerlendirip reka­bet güçlerini artırmayı hedefliyoruz" dedi.

Kalkınma ajanslarına, 2008-2014 Ekim döneminde merkezi bütçeden toplam 1,4 milyar lira kaynak aktarıldığını altını çizen Yılmaz, 2014'te tahsis edilen merkezi bütçe payının 499 milyon lira olduğunu kaydetti.

Ajanslar tarafından yürütülen proje çağrılarına, 2008'den bu yana yaklaşık 33 bin proje başvurusu yapıldığını, bunlardan yaklaşık 7 bin projenin desteklendiğini ve yaklaşık 1,9 milyar lira kaynak tahsis edildiğini vurgulayan Yılmaz, yararlanıcılar tarafından harcanan eş finansman tutarıyla birlikte gerçekleşen toplam yatırım büyüklüğünin yaklaşık 3,3 milyar liraya ulaştığını ifade etti.

"Bakanlığın bütçesinin büyük bir kısmı transfer ödeneklerinden oluşuyor"

Yılmaz, kalkınma ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri tarafından sunulan hizmet ve desteklere ilave olarak KÖYDES, SUKAP, SODES ve Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı gibi özel programlarla bölgesel kalkınma bakımından öncelikli konularda, yerel aktörlerle birlikte çeşitli uygulamaları hayata geçirdiklerini bildirdi.

Kalkınma Bakanlığı'nın bütçesinin artmasıyla ilgili kamuoyunda tartışmalar olduğunu anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Kalkınma Bakanlığımızın bütçesinin büyük bir kısmı transfer ödeneklerinden oluşuyor. SODES'e, diğer bir takım projelere transferler... Ayrıca 4 bölge (GAP, DAP, KOP, DOKAP) programını geliştirdik. Bunu da gelecek yıldan itibaren uygulamaya alıyoruz. Uygulamaya alırken ek finansman ihtiyacını karşılamak açısından Kalkınma Bakanlığı bütçesine bir miktar rezerv kaynak ayırdık. Önümüzdeki dönem bölgesel programlarımız başladığı zaman bu kaynaktan bu bölgelerdeki projelere kaynakları tahsis edeceğiz. Bunlar Kalkınma Bakanlığı'nın kendi harcamaları için öngörülen kaynaklar değil. Özellikle bölgesel programlar için ayrılmış kaynaklardır" diye konuştu.

"263 bilişim projesine 3,7 milyar lira ödenek ayrıldı"

2014 Yılı Yatırım Programı'nda kamu kurumlarının 263 adet bilişim projesi için yaklaşık 3,7 milyar lira ödenek ayrıldığına işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde üst çerçeveyi belirleyecek olan Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planını katılımcı bir anlayışla hazırladıklarını söyledi.

2014 Mart ayı itibarıyla, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Stratejisi ve Eylem Planında yer alan 71 eylem yüzde 77,6 düzeyinde tamamlandığını bildiren Yılmaz, 2018'de hedeflerinin ilk 25 içinde yer almak olduğunu ifade etti.

TÜİK'in 2014'te alanda veri derleme yöntemiyle yapılan 75 araştırmada, 352 bin 267 hanehalkı, 235 bin 148 fert ve 413 bin 850 işyeri ile görüşerek önemli konularda veriler elde ettiğini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

"TÜİK’in en önemli hedeflerinden biri, istatistiklerin üretilebilmesi için ihtiyaç duyduğu verilerin toplanmasında cevaplayıcılara getirdiği yükü azaltmaktır. Bu amaçla, gelişen teknolojinin de yardımıyla, yeni veri toplama yöntemlerine geçilmektedir. Bu yeni yöntemlerin başında anketlerin bilgisayar destekli soru formları kullanılarak, telefonla merkezi olarak yapılması ve doğrudan internet üzerinden doldurulması uygulamaları gelmektedir."