Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Açık söylüyorum; 15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı bizlerle beraber, MHP'li kardeşlerimizle beraber, o FETÖ'cülere karşı yürümediler. Biz birlik olduk, beraber olduk yürüdük ama Bay Kemal'in takımı ortalıkta yoktu." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Düzce'de Kalıcı Konutlar Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi'ne katılarak, partililere hitap etti.

Konuşmasına Düzcelileri selamlayarak başlayan Erdoğan, Düzcelilere 10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine verdikleri yüzde 74'lük destek ile 16 Nisan 2017'deki halk oylamasında yüzde 71 oranındaki "evet" oyu dolayısıyla teşekkürlerini iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Düzce'nin son gelişinden bu yana önemli mesafeler kaydettiğini belirterek, Düzce Üniversitesinin öğrenci sayısının iki katından fazla artırılarak 30 bine çıkarıldığını ve üniversitenin yenilikçi ve girişimci üniversiteler sıralamasında 185 yükseköğretim kurumu arasında 35'inci sırada yer aldığını ifade etti.

"Faaliyete geçen Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve kuruluş hazırlıkları süren Bilim Merkezi ile Düzce maşallah Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın izinden gidiyor." diyen Erdoğan, yeni yapılan derslik sayısının bin 230'dan bin 810'a yükseldiğini, merkez ve ilçelerde yapılan hastanelerin hepsinin de hizmete girdiğini bildirdi. 

Deprem kuşağında bulunan Düzce için sağlıklı yapılaşmanın çok büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, TOKİ'nin tamamladığı 6 bine yakın toplu konut ile bunun öncülüğünü yaptığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 78 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 165 kilometreye çıkardıklarına işaret ederek, "Toplamda 15 yılda 9 milyar liralık, yani 9 katrilyon liralık yatırımla Düzce'yi Bolu Dağı ile Sakarya Irmağı arasına sıkışmış bir şehir olmaktan çıkartıp başlı başına bir marka haline getirdik." ifadesini kullandı. 

Türkiye'nin 80 vilayeti ile Düzce için yapacakları çok hizmet bulunduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Önümüzde hem demokrasimizi hem ekonomimizi hedeflerimize ulaştırabilmemiz bakımından aşmamız gereken yeni bir imtihan daha bulunuyor, bu imtihan 2019 seçimleridir. AK Parti teşkilatları olarak ana kadememizle, kadın kollarımızla, gençlik kollarımızla tam bir seferberlik ruhuyla 2019'a hazırlanmak zorundayız. Son yıllarda verdiğimiz mücadelelerin taçlandırmasını inşallah 2019'da yapacağız. Kongrelerimizi ben bu şahlanışın adeta bir işaret fişeği olarak görüyorum. 

İşte dün Kastamonu'da bunu gördüm, Sinop'ta bunu gördüm, bugün de Düzce'de elhamdülillah bunu görüyorum. Siyasi hayatımda ben bu tür kongreler yaşamadım ama şimdi yaşıyorum. Hamdolsun demek ki 2019 Allah'ın izniyle bu siyasi değişimin, dönüşümün markası olacak. Bu yıla iyi hazırlanmamız lazım. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları kapı kapı dolaşmak suretiyle bütün bu saldırılara karşı o değişimi, dönüşümü gerçekleştirmemiz lazım." 

"Bizi ayrıca üzdü"

Erdoğan, "16 Nisan'da ne oldu gördünüz değil mi? Biz 'Evet' kampanyasını sürdürürken ne yazık ki birileri de 'Hayır' kampanyası sürdürdü ve 'Hayır' kampanyasının içinde olanlarda beraber olduğumuz arkadaşlarımızın olması bizi ayrıca üzdü. Hiç önemli değil, kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır." dedi. 

"Siyaset boşluk kabul etmez"

Partili gençlerin tezahüratları üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Şunu unutmayalım siyaset boşluk kabul etmez. Şayet biz vatandaşlarımıza gidip kendimizi, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı doğru şekilde anlatmaz isek birileri gider bizi bin bir yalanla, iftirayla başka türlü anlatır. Birileri gider Bolu Dağı Tüneli'ni patateslerle, doğalgazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık ve Bolu Dağı'nın nasıl geçileceğini, geçilebileceğini gösterdik. Çünkü biz bu yanlışlara izin veremezdik ve vermedik. Bunun için şimdiden çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak, bu şekilde çalışmalara başlayacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Düzce'nin aynı zamanda kardeşliğin şehri olduğunu vurgulayan ve farklı kökenlerden, farklı kültürlerden vatandaşların burada huzur içinde yaşadıklarını bildirdi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada hepsi var, Abaza var, Gürcü var, Çerkez var, hepsi var, burada bir renk var. Yani burada adeta biz kesrette vahdeti yaşıyoruz, bunu bu şekilde devam ettirmemiz lazım. Bizim birliğimizi kimsenin bozmaması, bozamaması lazım. Zira biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik ve bu yolda böyle yürüdük. Kurtuluş Savaşı yıllarında birbirinin ardı sıra Düzce ve Yozgat'ta yaşanan elim hadiselerin arka planı maalesef hala tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değildir. Ülkemiz büyüdükçe, demokrasimiz güçlendikçe, cumhuriyetimiz kökleştikçe yakın tarihimizin bu puslu hadiselerini daha bir öz güvenle tartışabileceğimize doğrusu ben inanıyorum." 

"Her ihanetin arkasından çıkması tesadüf olamaz"

"Oturduğu koltuğa gelişi dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz ve milletimiz aleyhine olan her işin, her ihanetin arkasından çıkması tesadüf olamaz." diyen Erdoğan, "Sanıyorum, kendisini birileri bu iş için özel olarak görevlendiriyor." ifadelerini kullandı. "Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz." ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her defasında foyasını ortaya çıkardığımız halde, bu zat bir gün dahi utanmadı, hiçbir şey olmamış gibi yalanın dahi daha büyüğüne, iftiranın daha kirlisine sarılmaya devam etti ve çok da pişkin. Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Mahkemelerde önlerine konan tüm delillere, resimlere, şahit ifadelerine rağmen, ısrarla ne diyorlar, 'Yapmadık, etmedik, görmedim, duymadım.' Bu FETÖ'cülerin riyakarlığıyla, bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır." şeklinde konuştu.

"Birisi vardı ki adresi şaşırdı"

Arif Nihat Asya'nın "Fetih Marşı" şiirinden "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" dizesini okuyan Erdoğan, kendisinin de siyasette sorumluluk üstlendiği günden beri hiç durmadan yürüdüğünü, milletin kendisini hiç yalnız bırakmadığını, hep desteklediğini, teşvik ettiğini vurguladı.

Bu desteğin kimi zaman sözle kimi zaman sandıkta oyla olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Kimi zaman da 15 Temmuz'daki gibi canıyla kanıyla oldu." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi millete çağrı yaptıktan sonra vatandaşların caddelere çıktığını, yürüdüğünü bildirdi.

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Ama birisi de vardı ki o adresi şaşırdı. Bir televizyon kanalında kendisine soruyorlar, 'Siz niye yoktunuz Atatürk Havalimanı'nda?' Verdiği cevap enteresan, 'Bana da haber verseydi Başbakan, Cumhurbaşkanı, neyse, ben de gelirdim.' Halbuki biz çağrımızı kime yaptık? Millete yaptık. Beyefendi taahhütlü istiyordu. Biz milletimize 'Meydanlara, caddelere yürüyün' dedik, benim milletim yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi. 

O da geldi, havaalanına geldi. Havaalanında tanklar var, on binler var. Ama o orada adamlarını tankların başındaki FETÖ'cülere gönderdi, beraber çalışıyorlar ya. FETÖ'cülerle görüşmeyi yaptılar, görüşmeyi yaptıktan sonra beyefendiye, Bay Kemal'e yol açıldı. Bay Kemal'e yol açıldıktan sonra geldi, tankların arasından kendisine ayrılan araca bindi ve nereye gitti? Bakırköy'e. Bakırköy'de nereye gitti? Oteller kapalıymış, oteller kapalı olduğu için Belediye Başkanı'nın evine gitti. Bunların hepsi kayıtlarda var mı? Var. İzliyor muyuz? İzliyoruz. Ve bu kayıtlarda şunu görüyoruz, televizyon ekranında darbeyi takip ediyor Bay Kemal. Kahvesi, çayı neyse önünde."

"Bu FETÖ'cülerin riyakarlığı ile bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır"

Erdoğan, Türkiye'de ve dünyanın dört bir köşesinde, millet için en iyisini aramanın peşinde koştuklarını belirterek, "Birileri de ısrarla buradan kavga çıkarmanın peşinde koşuyor. Ana muhalefet partisinin başındaki zatın ne yazık ki böyle garip garip şeyleri oluyor. Bunun zırvalarını ifşa etmekten doğrusu ben usandım ama kendisi bunları söylemekten usanmadı." dedi.

"Oturduğu koltuğa gelişi dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz ve milletimiz aleyhine olan her işin, her ihanetin altından çıkması tesadüf olamaz. Sanıyorum kendisini, birileri bu iş için özel olarak görevlendirdi." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Hem ülkemizin enerjisini boşa harcatma hem de ana muhalefetin potansiyelini heba etme konusunda gösterdiği gayretlere baktığımızda başka bir izah bulamıyoruz. Bugüne kadar onca yalanını deşifre ettik, onca iftirasını başına çaldık ama bu zatın yüzü bir kez olsun kızarmadı" diye konuştu.

Erdoğan şöyle devam etti: 

"Her defasında foyasını ortaya çıkardığımız halde, bu zat bir gün dahi utanmadı. Hiçbir şey olmamış gibi, yalanın dahi daha büyüğüne, iftiranın daha kirlisine sarılmaya devam etti. Ve çok da pişkin. Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Mahkemelerde önlerine konulan tüm delillere, resimlere, şahit ifadelerine rağmen ısrarla ne diyorlar? 'Yapmadık, etmedik, görmedik, duymadık.' Bu FETÖ'cülerin riyakarlığı ile bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır." 

Siyaset meydanını er meydanı olarak bildiklerini, söylenecek sözün burada ifade edildiğini kaydeden Erdoğan, milletten teveccüh görülmesi halinde iş başına geçilerek maharetin gösterilebileceğini belirtti. Erdoğan, "Millet size teveccüh göstermezse bir kenara çekilip, 'Nerede yanlış yaptık, nerede eksiğimiz var?' diye tefekkür eder, bir sonraki seçime bunları telafi etmiş olarak hazırlanırsınız." dedi. 

"CHP'nin başındaki zat, o koltuğa oturduğundan beri hep aynı şeyleri, aynı yalanları söylüyor, aynı iftiraları tekrarlıyor ama her seferinde, 'Bu defa iktidar olacağız' diyor. Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar çıkmasını beklemenin ne anlama geldiğini bilenler bilir. Fakat azim başka şeydir, akıl tutulması başka şeydir." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı ve ailesi yurt dışındaki birtakım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi." iddiasını hatırlatarak şöyle devam etti: 

"Kendisini hemen ispata davet ettik. Çıktı ortaya elindeki birtakım paçavraları sallayarak, 'İşte delileri bunlar.' dedi. Sonra anlaşıldı ki eline tutuşturulan o kağıtlar sahte olduğu gibi, orada yazılanları da tam anlamamış. Bu hadise aynı zatın ilk yalanı, ilk iftirası da değil. Bir ara şahsımın İsviçre'de hesapları olduğu yaygarasını kopardı. Ben belge göstermeye davet ettim. Gösteremeyince rezil oldu, bu defa sustu. Ve görevden çekilmeyi karşı teklif olarak söyledi. 'İspat edemezsen sen çekileceksin.' dedim. Çekildi mi? Çekilmedi. İspat etti mi? Yok. Başka bir zaman, 'Erdoğan'ın, Baykal'ın kasetini izlediğini gördüm.' diye bir söz söyledi. İftirası yüzüne vurulunca bu sefer ne dedi? 'Öyle bir şey hatırlamıyorum.'

Bugün, Suriyeliler için yapılan harcamalara kafayı taktığı gibi, bir ara Güney Asya'daki tsunami felaketinde toplanan paraların Açe'ye gönderilmediğini söyleyip duruyordu. Belgeleri önüne konunca her zamanki gibi büyük bir yüzsüzlükle özür dilemeden, iftirasını ikrar etmeden, başka yalanlara yelken açtı."

"15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı FETÖ'cülere karşı yürümediler"

Kılıçdaroğlu'nun, bir grup toplantısında, dönemin bakanlarından birinin ÖSYM başkanına mail gönderip "Şu kişiyi üniversiteye yerleştirin" dediğine yönelik bir iddia öne sürdüğünü belirten Erdoğan, "Bu mailin de mesajın da sahte olduğu hemen ispatlanmasına rağmen hiç istifini bozmadı. Şu anda bakan olan bir belediye başkanımızla ilgili iftiraları yüzünden ödediği tazminatın haddi hesabı yok." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, hizmete girdiği dönemde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni karalamak için peş peşe yalanlar söylediğini kaydeden Erdoğan, "Afedersiniz tuvaletlerin klozetlerinin altın olduğunu söyledi. Hiçbiri doğru değildi ama bu kişi 'çamur at, tutmasa da izi kalır' taktiğiyle hareket ettiği için yüzünde en küçük bir kızarma emaresi görmedik. Bu müfteri zatın daha o kadar çok yalanı, yanlışı, sahtekarlığı var ki hangi birini anlatsak bilemiyoruz. Bu son yaptığı iftiralarla ilgili davalar açıldı. Şimdi artık yargıda, bütün akrabam, hepsi yüzleşecekler, her seferinde şirazeyi biraz daha kaçırıyorlar. Seviyeyi biraz daha düşürüyorlar ama bundan sonra kolay kolay af, maf yok." dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine karşı verilen mücadele ve bu mücadele sırasında şehit olanlara dil uzatılmaya başlandığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kurtuluş Savaşı'mız sırasında da birileri Anadolu'da süren bu kutlu mücadeleye saldırıyorlardı. 15 Temmuz'a saldırmakla Çanakkale Zaferi'mize, Kurtuluş Savaşı'mıza dil uzatmak arasında hiçbir fark yoktur. Açık söylüyorum, net söylüyorum; 15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı bizlerle beraber MHP'li kardeşlerimizle beraber o FETÖ'cülere karşı yürümediler. Biz birlik olduk, beraber olduk yürüdük ama Bay Kemal'in takımı ortalıkta yoktu. Onlar tam aksine Bağdat Caddesi'nde tankları alkışlıyorlardı. Biz de milletimiz de bu teslimiyetçi bu mandacı, bu mankurtları çok iyi biliriz. Soruyorum şimdi; başında bu zatın bulunduğu ana muhalefeti biz nasıl ciddiye alacağız?"

"Hani sen demokrattın, hani demokrasiye inanıyordun"

Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak yaptıkları çağrıya ilginin güzel olduğu, tek tek liderleri aradığını belirterek, "Sadece İslam dünyasını değil Hristiyan dünyasından Sayın Papa Hazretlerini de aradım. Önce kendilerinin de Hristiyan dünyasını araması konusunda ricada bulundum. Daha sonra teşekkür için de aradım. Aynı şekilde Sayın Putin'le de hem başında hem daha sonra, destek için aradım." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya, Fransa liderlerini de aradığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aynı şekilde Bağlantısızlar Topluluğu'nun liderini de aradım, onunla da görüştüm. Arap Ligi'nin şu anda başı Kral 2. Abdullah, onunla beraber müşterek bir çalışmaya girdik. Tabii Filistin Devleti'nin başı Mahmut Abbas, onunla da müşterek bir çalışma yaptık. Bütün bunlarla beraber, liderleri aradık ve onlarla beraber yaptığımız bu mücadeleden sonra da Allah'a hamdolsun 128 ülke yanımızda yer aldı, 8 ülke Amerika ile beraber hareket etmiş oldu. Bunun da bir tanesi zaten İsrail. Ne oldu? Kimler onlarla beraber, nüfusu 15 bin, nüfusu 20 bin, nüfusu 25 bin. 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.'

Amerika, Birleşmiş Milletlere verdiği desteği çekiyormuş. Hani sen demokrattın, hani demokrasiye inanıyordun. Demek ki her şey senin istediğin gibi olursa demokratsın, senin istediğin gibi olmazsa demokratlıktan vazgeçiyorsun. Neyse, bunun tanımı farklıdır bizim lugatımızda da ben ona girmeyeceğim."

"Terörle mücadelemizi devam edecek"

Düzce Valiliğine gerçekleştirdiği ziyaretin ardından belediyeye geçen Erdoğan, belediye önünde bekleyen vatandaşlara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılının son gününün yaşandığını dile getirerek, "Az önce Kato'daki kahramanlarla telefonda görüştüm, yiğitlerimizle görüştüm. Düzce'nin selamını onlara gönderdim, onlar da Kato'dan sizlere selam gönderdiler. 'Terörle mücadelemizi son teröristi bitirinceye kadar devam ettireceğiz. Bu vatan bize emanettir, hiç endişe etmeyin.' dediler. Biz de dedik ki 'Bilesiniz ki Düzce'deki her sivil bir neferdir." şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Millet olarak gerçekten siz kendinizi, Çanakkale'deki büyüklerimiz nasıl ispatladıysa, Kurtuluş Savaşı'ndakiler nasıl ispatladıysa, siz de kendinizi 15 Temmuz'da öyle ispatladınız. Bu meydanları öyle doldurdunuz, yılmadınız, usanmadınız, o FETÖ'cü alçaklara karşı dimdik ayakta durdunuz. İnşallah bu mücadeleyi bu şekilde sürdüreceğiz ve Ufuk şehidimizin kanı yerde kalmayacak." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının ardından belediyeye geçen Erdoğan, Belediye Başkanı Dursun Ay tarafından karşılandı.