POLİSE KURŞUN BANKAYA BOMBA
Süheyl ÇOBANOĞLU
Güya bunun adı demokrasi!!! Daha önce yazmıştım, açılırken saçılmıyalım diye. YSK'nın BDP'nin desteklediği bazı milletvekillerini veto etme kararını bahane eden bazı gruplar, onlarca kamu binası ve işyerini ateşe verdi. İstanbul’dan Van’a kadar her yerde olay çıkaran, ortalığı yakıp yıkan bölücüler sonunda isteklerini elde ettiler.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), BDP'nin desteklediği 7 milletvekili adayından 6'sına ilişkin 'veto' kararından geri döndü. Ancak krizin faturası ağır oldu. Oluşan kaos ortamında Diyarbakır, Hakkari ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde adeta provokatörlere davetiye çıkarıldı. Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki olaylarda açılan ateş sonucu 1 genç hayatını kaybetti. Sokaklar protesto adı altında şiddet eylemleriyle savaş alanına döndü. Belediyenin iş makinalarıyla polise saldırıldı. Van’da bir banka içindeki müşteriler ve çalışanlar bölücüler tarafından vahşice diri diri yakılmaya çalışıldı. Mersin’de eylem yapan bölcülerin karşısına dev Türk bayrağı ile dikilen 55 yaşındaki bir vatandaşımıza linç girişimini polis engelledi.
Çok sık kullandığım “göz olanı, beyin olacağı görür” sözünü bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Madem bu imkan vardı niye baştan adamları uyarıp eksik evraklarını tamamlamaları gerektiğini söylemediniz de bunca gerilime, ülkede kaosa ve eyleme sebep oldunuz???Geçmiş yıllarda teröristlerin cezaevinden çıkıp milletvekili olmasını sağlarken, şimdi bu yaptığınız neyi amaçlamaktadır ben anlamakta zorlanıyorum.
BDP, her zaman olduğu gibi yine kötü sınav verdi. YSK’ya itirazların sonucunu bekliyeceğine gerginliği ve şiddeti tırmandıran tehdit içeren söylemini öne çıkardı. Kitlelerini teskin edecek en ufak 'sağduyu' çağrısını bile esirgedi. Cumhurbaşkanı Gül'ün randevusunu cevapsız bıraktı. Gelinen noktada, samimiyeti ve demokratlığı daha fazla sorgulanır hale geldi. Siyaseti, çözümden çok gerilim ve mağduriyetlerin devamı üzerine kurduğu kanaatini pekiştirdi. Sağ duyu sahibi kamuoyunda ciddi kuşku yarattı.
Terör ve anarşizmin sokaklara hakim olduğunu iddia eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, bu hakimiyetin önce siyasi iradeyi sonra medyayı, bugün de yargıyı kuşattığını ileri sürdü. Bahçeli, "Türkiye'nin şu üç günlük dönemi demokrasi açısından utanç, siyasi ahlak açısından ayıp, yargı açısından rezalettir.'' dedi…
Evet çok anlamlı bu sözler.Gerçekten de terörün ülkede kol gezdiği birkaç gün yaşadık. Herkes bunu görmeli, mağdur edebiyatıyla duygu sömürüsü yapmamalıdır. Esas mağdur edilen Türk halkıdır. Bin yıllık vatanımızda küresel güçlerin oyunlarına alet olmamalıyız. Sukuneti sadece sessiz halktan beklememeliyiz. BDP’li siyasiler de sorumluluk sahibi olmalı şiddeti kışkırtmamalıdır. Amaçları ülkede bir iç savaş çıkartmaktsa eğer q, bunun bedelinin çok ağır olacağını, kendilerine de hayır getirmiyeceğini bilmelidirler. Demokrasi, insan hakları ve hukuk sokakta şiddet ve ülkede kaos yaratmak, masum insanları Molotof kokteyleriyle yakmak değildir. Bir millet bu kadar kadar tahrik edilmemelidir.
Yaşananlara rağmen 23 Nisan 1920’de açılan T.B.M.M.’nin bu milletin en yüksek temsil organı olarak daima halkın sesi ve sorunların tek çözüm adresi olduğuna inanıyorum. Siyaset yapanların ellerinde böyle bir imkan varken çözümü terör eylemlerinde aramalarını makul gösterecek hiçbir gerekçe olamaz.
Yorumlar