RÖPORTAJ: ZAMBAK KARABAY

Sevgili okuyucularımız Ressam Pınar Yükselir; ambalaj sektöründe flexo, ofset baskılı karton, oluklu mukavva ambalaj, grafik ve strüktrel tasarımlarıyla dopdolu geçen bir 30 yılın nihayetinde emekli olduğunu sonrasında resim yapmaya yöneldiğini söylüyor ve söyleşimizde sanata verdiği değeri anlatıyor.  Sanata gönül vermiş sanatseverlere mesajlar vereceği röportaj haberimi sizinle paylaşmak isterim... 

Pınar hanım merhaba “Sanatı anlamak için önce bütün sanatların kaynağı olan hayatı anlamak, öğrenmek gerekir. Yine hayatı ve sanatı anlamak için de her şeyin temeline, doğaya inilmelidir”... Evet siz ne diyorsunuz?

Zambak Hanım öncelikle sizi gazetenizde ayırmış olduğunuz bu köşenizle sanata ve sanatçılara göstermiş olduğunuz yakın alakadan dolayı yürekten kutluyorum. Evet, sizin de belirttiğiniz gibi hayat sanatın kaynağıdır. Sanat; hayatın bir yansımasıdır, hayatın ta kendisidir ve bu süreçteki tüm  aktivitelerde doğa olarak tanımladığımız ortamın içinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla doğa  ile sanat birbirinin içinde iki kavram gibidir ve doğanın taklit edilmesi sonucunda bir anlamda sanat doğmuştur. Doğada o kadar mükemmel bir sanat sergilenmektedir ki, bu sebeple ilk çağlardan beri sanatçıların hep ilham kaynağı olmuştur. Biz sanatçılar, kendi yeteneklerimiz ve yaşanmışlıklarımız doğrultusunda doğadan aldığımız bu ilhamı eserlerimizde yansıtmaya çalışırız.  Ben pozitif bakış açısına sahip bir insanım, hayatın en zor sınavlarında bile hep bir iyilik ve güzellik ararım. Daima çevremdeki güzel manzaralı pencerelerden hayata bakmayı tercih ederim. Dolayısıyla benim de resimlerimde favori pencerem doğa. 

Ne demek... Anlayışınız için teşekkür ederim... Sizi temalarınızın mutlu etmesi gerçekten mutluluk verici...

Sizi tanıyoruz ama okuyucularımıza kendinizi kısa da olsa tanıtır mısınız? 

Zambak Hanım sizinle bu keyifli sohbeti yaparken söylemeliyim ki, kendimi son derece mutlu ve özel hissediyorum. İyi ki sizin gibi değerli bir dostla tanışmışım. Kısaca kendimden bahsedecek olursam, 1966 İstanbul doğumluyum. Marmara Üniversitesi - Atatürk Eğitim Fakültesi, Resim Bölümü/Grafik Ana Sanat dalı mezunuyum. 1987 yılında okuldan mezun olduktan sonra, ilk iş hayatıma reklamcılık sektöründe grafiker olarak başladım. Daha sonra 1988 yılında, ambalaj sektöründe flexo ve ofset baskılı karton  ve oluklu mukavva ambalajların, grafik ve strüktrel tasarımlarıyla dopdolu geçen bir 30 yılım oldu. Sabancı Grubu’na bağlı Olmuksa’da (bugünkü adıyla Olmuksan) tasarım, üretim, satış ve yönetim gibi pek çok pozisyonda görev aldım. Günümüzde kullanılan ve ambalaj yarışmalarında ödül almış önemli tasarımlarım bulunmakta. Ama çok yoğun geçen iş hayatımın içinde hep bir yanım eksik kaldı ve hep birgün emekli olup resim yapacağım arzusu ile yaşadım. Sonunda geçen sene yol ayırımında seçimimi yaptım. Bundan sonra ömrüm oldukça yoluma resim sanatımla devam etme arzusundayım.  

Ne mutlu size...

Resim yapmaya ne zaman başladınız? Sizi resim yapma sanatına yönlendiren ne olmuştu? 

Klasik bir cevap olacak ama çocukluğumda başladım.  O yıllarda resim defteri ve boya kalemlerini, her zaman oyuncaklara tercih ettiğimi hatırlıyorum. Lise yıllarımda ise müzik ve resim okulumuzda seçmeli ders olarak okutuluyordu. Resim ile ilgili ilk bilinçli seçimim o döneme rastlar. Yine lise yıllarımda almış olduğum Sanat Tarihi dersleri ile özellikle Rönesans dönemi ressamlarıyla ve eserleriyle tanışmam sanata olan ilgimi keşfetmemi sağladı. Muhteşem bir sanat tarihi öğretmenimiz vardı ve derse getirdiği kendi özel sanat kitaplarıyla, slaytlarıyla  çok renkli bir şekilde ders işleyerek, bize sanatı sevdirdi. Malum o yıllarda internet mucizesi yoktu. O yüzden şimdiki nesle göre biz o kadar şanslı değildik.

“Size katılıyorum... Ahhhh... Teknoloji...” 

İlk serginizi nerede açtınız? Kimlerle çalıştınız?

İlk sergimi geçtiğimiz Ağustos ayında D-Marin Didim Yacht Club’da açtım. “Rengarenk” isimli kişisel sergim, hem sanatseverler  hem de basın  tarafından Didim’de oldukça büyük ilgi gördü. Birlikte çalıştığım bir sanatçı olmadı. Genellikle sergi ziyaretleriyle veya sosyal medya üzerinden dünyadaki ve ükemizdeki güncel sanatı ve sanatçıları takip etmeye çalışıyorum.

Bir ressam olarak etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz? 

Jess Frank, Libby Anderson, Nancy Medina, Oleg Buiko, Diane Reeves  çalışmalarını zevkle takip ettiğim sanatçılardan birkaçı.

Yabancı sanatçılar sizi etkilemiş...

Ne tür resimler yapıyorsunuz? Felsefi olarak temanız nedir? 

Daha çok floral art olarak çiçek resimleri yapıyorum, özellikle de gülleri yorumlamaktan keyif alıyorum. Resimlerimde ilham kaynağım doğa. Doğanın gerek formlarıyla gerek renkleriyle o muhteşem uyumunu abartarak tuvalime aktarmak ve renklendirmek beni büyülüyor.

Doğa başlı başına büyüleyici bir atmosfer... 

Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir? Temalarınızı nasıl buluyorsunuz?

Doğa o kadar zengin bir kaynak ki, sanatsal bir gözle baktığınızda konu sıkıntısı çekmek mümkün değil. Ben çiçekleri özellikle de gülleri  yorumlamayı çok seviyorum. Renkleri ve kıvrımları ile güller aşkın, sanatın ve sonsuzluğun sembolüdür. Her insanın her kültürün kendinden bir şeyler bulduğu görsel bir zenginlik, benim için de ayrı bir ilham kaynağıdır.

Sanatta sıkıntının olmaması değerli bir düşünce...

Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir?

Özgün ve abartılı kompozisyonlarımla somut bir tarzda çalışmalarımı yapıyorum. Işık ve gölgeler benim için önemlidi, sezgilerimle belirlediğim renkleri, uyguladığım yumuşak fırça hareketleriyle tuvalime aktarıyorum. Amacım izleyicide mutluluk duygusu uyandırmak ve onları çiçeklerin renkli dünyasına götürerek yaşam alanlarında keyifli bir ambiyans oluşturmak.

Oooo... Çiçeklerin renkli dünyası... Muazzam bir duygu...

Sanatınızı icra ederken karakter oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu? 

Detay çalışma yapmıyorum, renk paletim benim için önemli renklere karar verdikten sonra her şey tuvalin üzerinde başlıyor ve akıp gidiyor.

Ruhen malzemeyle bütünleşmek... diyebiliriz... 

Yaptığınız eserlerin başarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? 

Ruhen ve fiziken özgür olmak, kaygılarınızdan ve endişelerinizden, başkaları ne düşünecek düşüncesinden uzaklaşarak yaptığınız resimle bütünleşmek. İşte benim sanat sırrım.  

Sanatın sırları... 

Resim sanatı öğrenilecek bir şey midir? Yoksa yetenek mi daha ön planda? 

Yetenek tabiki önemli ama istek bence daha önemli. Resim sanatı desen ve renklerin bir arada uyumuyla ortaya çıkmakta. Desen için evet biraz yetenek gerekiyor ancak renkler öğrenilebilir. Ve yalnızca renkleri doğru kullanarak da görüyoruz ki muazzam sanat eserleri yapılıyor. Yeterki insan sanatı sevsin, önce resim yapmak istesin diyorum. 

Elbette bence de sanatın her türü sevilmeli...

Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Günde şu kadar zaman harcamalıyım” gibi bir düşünce ile mi sanatınızı icra edersiniz? Yoksa aman vakit değerlensin mi diyerek resim yaparsınız?

Ben güne erken ve resim yaparak başlamayı tercih ediyorum ve sonrasında zamanı unutuyorum. Evimin bir odasını atölye olarak hazırladım ve orada çalışıyorum. Resim yaparken belli kalıpların içine girmek bana göre değil. Öyle vakit geçsin diye de resim yapmıyorum. Kişiliğim gereği zaten doğal olarak disiplinli çalışıyorum çünkü oğlak burcuyum. Özel işlerim resim çalışmalarımdan sonra geliyor. Resim yapmadan geçirdiğim yılların özlemini ve eksiğini kapamaya çalışıyorum.

Maalesef hayatımızda özlemlerimize fazla zaman ayıramıyoruz!... Siz başlamışsınız ne mutlu...

Peki resim yaparken çektiğiniz zorluklar var mı? Olur ya şimdi sanatınızı icra ederken maddi ve manevi harcamalar da önemli... 

Sanatsal malzemeler gerçekten çok pahalı ama bir şekilde resim yapmak için yaptığınız harcamalar canınızı yaksa bile hissetmiyorsunuz. Tıpkı çocuğunuz için yaptığınız harcamalar gibi. Ancak yaptığınız eserlerin tanıtımı için harcadığınız pazarlama giderleri, sergiler ve fuarlar benim gibi pek çok sanatçıyı bugün düşündürüyor herhalde. Sanatçılarımıza bu konuda destek verilmesi, önlerinin açılması  resim sanatımızın daha kaliteli icra edilmesini sağlayacak ve dünya çapında hak ettiği yere gelmesini kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten çok çok değerli sanatçılara sahip bir ülkeyiz.

Size katılıyorum...çok çok değerli sanatçılarımıza çok çok değer verilmeli... 

Kendi eserlerinizin satışından gelir sağlıyor musunuz? Malum Türkiye’de özellikle de büyük şehirlerde inanılmaz sayıda bu konuda sanatını icra eden kesim var... 

İşin gerçeği amacım, yaptığım resimleri satmaktan öte resim yaparak gelecek nesillere kalıcı bir iz bırakabilmek. Tabiki resimlerim satıldığı zaman memnun oluyorum. Ve görüyorum ki gelirini bu yolla sağlayan, sizinde söylediğiniz gibi büyük bir kesim var. Ancak ben satış odaklı olduğum zaman sanatımı icra ederken özgür olamayabilirim endişesini taşıyorum. Bu halimle kabul görmek ve beğenilmek, çalışmalarımı satış endişesi taşımadan ortaya çıkarabilmek beni çok daha mutlu ediyor.

Mutluluğunuz daim olsun...

Resimlerinizin tanıtımını nerelerde yapıyor ve faydalı oluyor mu? 

Sergi ve fuarları hem katılımcı hem de ziyaretçi olarak takip etmeye çalışıyorum. Yine sosyal medyada üye olduğum gruplar var. Güncel olarak genellikle instagramdaki hesabım, pinaryukselir_art üzerinden eserlerimi paylaşıyorum. Ayrıca çalışmalarımın yeraldığı, kendi hazırlamış olduğum broşür ve kitapçıklarımla tanıtımlarımı yapıyorum. Bu arada basının gücünü de unutmayalım tabii 

Takdir ve anlayışınıza teşekkür ederim...

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir sergi var mı?

Evet, 2019 yılının ilk aylarında katılacağım karma sergiler olacak. Daha sonra 14-17 Mart tarihlerinde Nişart Sanat Galerisi ile “ArtAnkara 2019” fuarı ve Nisan ayının sonunda  Bodrum’da HGC Art Gallery ile “Primavera” karma resim sergisi bu yıl katılacağım organizasyonların arasında.

Size çalışmalarınızda başarılar dilerim...

Pınar Hanım öncelikle size çalışmalarınızda başarılar diler,  bana ayırdığınız zaman için de ayrıca teşekkür ederim... Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Ne demek; bu güzel ve keyifli sohbet için ben size çok teşekkür ediyor “Bol sanatlı günler” diyerek sözlerimi tamamlıyorum…