Papa Franciscus’un Irak’ı ziyareti anısına bastırılan pulda, Papa’nın portresinin arka planındaki haritada, Anadolu’nun bir bölümünün Irak Kürdistan’ının sınırları içinde gösterilmesiyle, Türkiye’ye nasıl bir mesaj verilmektedir?

Bu pul, bölgede 22 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen BOP’un Irak ayağının hayata geçirilmiş olduğunun Papa tarafından onaylanması ve ilanı değil midir?

Kadim dostumuz ve müttefikimiz ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını arttırdığı günlerde Papa’nın Irak’ı ziyareti hatırasına basılan bu pul, Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatmayı hedefleyen terör kuşağının Papa tarafından kutsanması değil midir? 

Bu pul, Ortadoğu’yu ve Anadolu’yu Hıristiyan toprağı olarak gören Hıristiyan teolojisinin vurgulanması değil midir?

1.Körfez Savaşı sonrasında Irak, 36. Paralel boyunca bölündüğünde, “TÜRKMENELİ KONJONKTÜREL BİR HAKTIR” manşeti attığımızda, Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı diyerek bizi hayalcilikle suçlayanlar, bu pula ne diyorsunuz 

Amerika’nın Türkiye’ye vermeye kıyamadığı Patriotları, füze bataryalarını güney sınırlarımız boyunca konuşlandırdığı günlerde, Vatikan devlet Başkanı, Hristiyan Alemi’nin ruhani Lideri Papa Francicus’un, Irak’ı, Özellikle Kuzey Irak’ı, bazı dini liderleri ve Hristiyanlık açısından kutsal sayılan merkezleri ziyaret ederek vermek istediği mesajlar nelerdir. 

Papaların hem siyasi hem de dini kimlikleri olduklarından, attıkları her adımla vermek istedikleri mesajlar merak edilir. 

Papa Franciscus’un siyasi kimliği dikkate alındığında, bu ziyaret, ‘BOP’un siyasi hedefleri çerçevesinde, Ortadoğu siyasi haritasında Irak diye bir devletin kalmadığının Hıristiyan Dünyasının Lideri tarafından ilan edilmesi’ olarak değerlendirilebilir. 

Neydi, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) G. Rice tarafından açıklanan hedefi: “Ortadoğu’da 22 devletin siyasi hartası değişecek!” 

Bugünkü durumda, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz edilebilir mi? 

Papa Franciscus’un ziyareti, BOP’un Irak’a ilişkin hedefine ulaştığının, Hıristiyan Dünyasının ruhani lideri tarafından ilan edilmesidir. Hıristiyan Dünyası’nın lideri olarak Papa, Irak’taki temasları ve ziyaretleri üzerinden özellikle Türkiye’ye, Rusya’ya çok önemli mesajlar vermiş oldu. 

I.KÖRFEZ SAVAŞI’YLA BAŞLATILAN OPERASYON

Irak, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen sonrasında, gaza getirilerek Kuveyt’e sokulan Saddam Hüseyin, ABD öncülüğündeki Batılı koalisyon tarafından tepelenmiş  ve ülkesi 36. Paralel boyunca bölünerek, kuzey parseli pasta dilimi gibi Irak’tan koparılmıştı. 

O günlerden başlayarak, Saddam’ın uçuşlarına yasaklanan Irak’ın kuzey parselinde, düşlenen Büyük Kürdistan’ın çekirdeğini oluşturacak tam teşekküllü bir devlet kurma hazırlıkları başlatılmıştı. 

ABD bu hedefini gizlemiyordu. I. Körfez Savaşı (1991) sonrasında Tel Aviv’deki bir otelde dünya medyasına verilen birifingte ABD’li general, duvardaki haritada, Irak’ın kuzeyini ve Doğu Anadolu’nun bir bölümünü avuçlayarak burada bir Kürt devleti kurulacak” demişti. Brifingteki tek Türk gazeteci Güneri Civaoğlu, “Ya kabul etmezsek?” diye itiraz edince de ABD’li general, duraksamadan, “Savaşacaksınız” demişti. Ogünden bu güne, Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşananların; gel-gitlerin, kırılmaların, Astana Süreci’nin, 15 Temmuzların, parası ödendiği halde F-35’lerin verilmemesinin, s-400’lerin… özü-özeti bu kelimede saklıdır: “Savaşacaksınız.” 

ABD, NATO ortağı bir müttefik olmamızı önemsemeden hedeflerine yürümeye devam ediyor, biz de çıkarlarımızı savunuyoruz. Çıkarlarımız, hedeflerimiz örtüşmediğine göre, bu ilişkinin adı ne olabilir? Papa Franciscus’un Irak ziyaretini biraz da bu açıdan değerlendirmek gerekir. 

Teopolitik açıdan bakıldığında, tarihte Irak’ı ziyaret eden Hıristiyan Dünyası’nın ilk ruhani lideri olması açısından, Papa Franciscus’un verdiği mesajlar çok önemlidir. 

2 bin yıllık teopolitik bir kurumun lideri olan Papa Franciscus, Irak halkını “Selamün aleyküm” diyerek selamlamış olsa da, ziyaret programı çok başka gerçeklere dikkat çekiyor. Papa Franciscus, devlet yetkilileri dışında, dini temsilcileri ve Hıristiyanlık tarihi açısından kutsal sayılan merkezleri ziyaret ederek, bir dizi teopolitik mesajlar vermiştir. Papa, “Bu sembolik bir ziyarettir. Irak, uzun süredir bir şehitler, kurbanlar ülkesidir” diyordu, ama Irak’ta yıllar boyu katledilen milyonlarca masum insanın kimler tarafından, hangi amaçla hayattan koparıldığından hiç söz etmiyordu. Hangi inançtan olursa olsun, milyarlarca insanın temsilcisi olan bir insan, öncelikle tarafsız olmalıdır. 

Papa Asurluların Başkenti Ninova’da (Musul), Iraklı Hıristiyanların başkenti sayılan Karakuş’ta (Hemdaniye), Dört Kilise Meydanı’nda IŞİD/DEAŞ’ın yakıp yıktığı kiliseleri sayarken, bölgede yıkılan camilerden, tankların harabeye çevirdiği tarihi binalardan hiç söz etmedi. 

Aleykümselam Sayın Papa Hazretleri, “Ben barış hacısıyım” söyleminizin samimiyet dozu biraz eksik kalmıyor mu?

Hazreti İbrahim’in doğum yeri 

Papa Irak’a siyasi mi, yoksa dini kimliği ile mi gitmişti? Vatikan bir devlettir ve papa da bir devlet başkanıdır. Papa, aynı zamanda, Aziz Petrus’un halefi olarak, Hıristiyan Dünyası’nın da lideridir. Sözleri ve davranışlarıyla verdiği mesajlar, aldığı kararlar çok önemlidir. O nedenle, Papa Franciscus’un Irak ziyareti çok boyutlu değerlendirilmiştir. 

SİYASİ KİMLİKLE Mİ RUHANİ KİMLİKLE Mİ?

Haklı olarak Papa’nın Irak’ siyasi kimliği le mi ruhani kimliği ile mi ziyaret ettiği sorgulanıyor. Yeryüzünde milyarca Hıristiyan’ın lideri konumundaki bir kişinin pandemi koşullarında Irak’a yaptığı ziyarette görüştüğü kişiler, ziyaret ettiği mekanlar dikkate alındığında, ruhani boyutunu ağır bastığı söylenebilir. Fakat, Papa’nın, üç günlük ziyaret boyunca yaptığı konuşmalarda Irak Sünnilerinden hiç söz etmemesi ve özellikle bu tarihi ziyaret anısına bastırılan pul üzerindeki harita, “Papa Irak’a, ruhani kimliğinden çok, siyasi kimliği ile ve çok özel bir mesaj vermek için mi gitti?” sorunu gündeme getirmiştir.   

Papa’nın, küresel çapta tanınan saygı gören bir din adamı olarak, Irak’ta katledilen milyonlarca masum insanın haklarını aramasını, yakılan, yıkılan, yağmalanan insanlık mirasının hesabını sormasını beklerdik.

Hıristiyanların lideri konumundaki bir din adamı olarak Papa’nın DEAŞ tarafından yıkılan kiliseler önünde yaptığı duaların samimiyetinden asla kuşku duymayız, ama “Demokrasi götürüyoruz” kamuflajı altında Irak’ta yapılan katliamı lanetlemesi de gerekmez miydi? Ajlan bebenin babasından görüşürken, bu bebeciğin Akdeniz’in azgın suları tarafından boğulup kıyıya savrulmasına neden olanlar hakkında da birkaç söz söylemesi gerekmez miydi? Papa DEAŞ’a lanetler yağdırdı, ama “Allah-u Ekber!” nidalarıyla kafa kesen DEAŞ’ı kurgulayanlardan, Irak’ı harabeye çevirenlerden hiç söz etmedi.

Papa’nın Irak’ı ziyaretini çok boyutlu değerlendirenler, bu ziyarette, Papa’nın hem ruhani hem de siyasi kimliğinin dikkate alınması gerektiğini belirtiyorlar. Bu açıdan bakıldığında, Kuzey Irak’ı ziyaret eden Papa’nın, bu coğrafyayı “bağımsız bir devlet olarak kutsadığını” değerlendiriyorlar. 

Papa’nın Irak’ı ziyareti, aralarındaki bin yıllık husumeti noktalayan Vatikan ile İsrail arasındaki işbirliğinin Irak coğrafyasından dünyaya yansıması olarak da değerlendirilebilir. 

“Kadim dostumuz” ABD’nin güney sınırlarımıza hava savunma sistemleri, füzeler yığdığı günlerde gerçekleştirilen bu ziyaretin arka planında, Kennedy’den sonra ABD’nin ikinci Katolik başkanı olan John Biden’ın etkisi olduğu da biliniyor. 

RUSYA’YA VERİLEN MESAJLAR

Papa bu ziyaretinde, Suriye coğrafyasında öne çıkmaya çalışan Rus Ortodoks Kilisesi’ne de Türkiye’ye de özel mesajlar göndermiştir. 

Ekümenik olma çabasını sürdüren Moskova Ortodoks Kilisesi ile Vatikan arasındaki rekabet biliniyor; yeni değil, yüzyıllar öncesine dayanıyor. Hatırlayacaksınız, yakın bir geçmişte Ukrayna Ortodoks Kilisesi, ABD’nin yönlendirmesiyle, Moskova Kilisesi’nden ayrılmış, Fener Rum Kilisesi’ne bağlanmıştı. 

Irak’ı ziyaret eden Papa, Irak’taki bütün Hıristiyanları, ayırım yapmaksızın Vatikan çatısı altında toplanmaya çağırmakla, bütün Doğu Hıristiyanlarının lideri olduğunu savunan Moskova Ortodoks Kilisesi’ne de derin mesajlar iletmiş oldu. 

TÜRKİYE’YE MESAJLAR

Papa’nın Irak’ı ziyareti sırasında yaptığı temaslarda ve dualarda Sünnilerden tek kelime olsun söz etmemesini, “Sünni ağırlıklı bir ülke olan Türkiye’ye verilen üstü kapalı mesaj” olarak okumak mümkündür. 

Papa’nın, 92 yaşındaki Şii lider Ali es-Sistani’nin yönlendirmesiyle kurulan ve Sincar’daki PKK ile işbirliği yapmakta olan Haşdi Şabi temsilcileriyle görüşmesi, Haşdi Şabi’nin İncil Tugayı Lideri Reyyan Salin el-Keldani’ye teşbihini hediye etmesi, Papa Franciscus’un PKK terörünü tarihe gömmeyi hedefleyen Türkiye’ye mesajları olarak değerlendirilmelidir. 

Papa Franciscus’un Irak’ı ziyareti anısına bastırılan pulda, Papa’nın portresinin arka planındaki haritada, Anadolu’nun bir bölümünün Irak Kürdistan’ının sınırları içinde gösterilmesiyle, Türkiye’ye nasıl bir mesaj verilmektedir?

Bu pul, bölgede 22 ülkenin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen BOP’un Irak ayağının hayata geçirilmiş olduğunun Papa tarafından onaylanması ve ilanı değil midir?

Kadim dostumuz ve müttefikimiz ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını arttırdığı günlerde Papa’nın Irak’ı ziyareti hatırasına basılan bu pul, Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatmayı hedefleyen terör kuşağının Papa tarafından kutsanması değil midir? 

Bu pul, Ortadoğu’yu ve Anadolu’yu Hıristiyan toprağı olarak gören Hıristiyan teolojisinin vurgulanması değil midir?

1.Körfez Savaşı sonrasında Irak, 36. Paralel boyunca bölündüğünde, “TÜRKMENELİ KONJONKTÜREL BİR HAKTIR” manşeti attığımızda, Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı diyerek bizi hayalcilikle suçlayanlar, bu pula ne diyorsunuz 

Papa Franciscus, Irak’a ayak bastığında halkı, “Selamün aleyküm” diyerek Arapça selamlamış ve Bağdat’taki konuşmasında da, “Irak’a bir barış hacısı olarak geliyorum” demişti. Bu nasıl bir “Barış hacılığı”dır?