Gerçek özgürlük beden, zihin ve duygu hapsinden çıkmaktır. Kişi maddi dünyada kendini bedenle özdeşleştiriyor, yani sadece beden olduğuna inanıp o doğrultuda hareket ediyor. İhtiyaçları karşılamaya yönelik yaşayınca özgürlük kayboluyor ve köleleşme başlıyor. Ne zaman ki kişi, beden olmadığını, ebedi, ölümsüz, ruhi varlık olduğunu kavrarsa , eylemlerini bu yönde icra ederse özgürleşme başlar ve kurduğu zindandan çıkar. 

Yaşamın amacı, tekamül etmektir. Bu amaç idrak edildiğinde özgürleşme başlar.  Bu evrene bir oyun için gelirsiniz  ama olumsuz eylemler icra ettikçe  oyunun tadı kaçar ve acılar başlar. Oysaki varoluşsal oyunlar sizi hazza, mutluluğa ve saadete ulaştırır. Acılar başlayınca siz neden ve niçin bu evrene geldiğinizi unutursunuz. Ne için yaşadığınızı da. Kendinizi geçici zevklerle avuttuğunuzda ve kendinize geçici amaçlar koyduğunuzda mutlu ve özgür olduğunuzu zannedersiniz. Oysa ki bu durum, geçici bir rahatlamadır. Yaşamın amacının tekamül, olgunlaşma, gelişim, değişim olduğunu anlayınca evrensel oyunun da farkına varırsınız. İşte bu farkındalık özgürleşmenin başlangıcıdır.

 Dünyevi, geçici özgürlükten kalıcı, gerçek özgürlüğe geçit yaparsınız.  Gerçekten özgür olunca evrensel amacın amaçsız olmaktan ibaret olduğunu kavrayabileceksiniz. Her amaç, sizi biraz daha sınırlar. Sınırları aşmak için sınırsız amaca hizmet etmeye başlayın, kendinizi varoluşa bırakın. Sınırsız amaç, sizi sonu olmayan sonsuzluğa götürür. İşte o zaman kavuştuğunuz özgürlük sizi asla bırakmaz. 

Dünya Değişim Akademisinde uygulan Özgür Olmama Duygusundan Özgürleşme değişim programı sayesinde içinizdeki gerçeği keşfedeceksiniz ve kölelikten kurtulacaksınız.

    

 Tatminsizlik özgürlüğü kısıtlar. Tatmin olmadığınızsa hep bir şeyler arar ve içinde boşluk hissedersiniz değil mi? O boşluğu iş, para, ev, eş ile doldurmaya çalışırsınız.  Ama yine de tatmin olmazsınız çünkü bunlar nesnel şeylerdir. Nesnel şeyler sizi hiçbir zaman doyuma ve tatmine ulaştırmaz. Nesneler ve onlarla temasa geçince geçici zevkler yaşanır ama bu zevkler doyum yerine doyumsuzluk yaratır.  İstekleri doyurunca, ardısıra yeni istekler başlar ve  bu kısır döngü bitmez. Ancak mutluluk arayışlarına son verdiğinizde, gerçek mutluluğu iç dünyanızda bulduğunuzda özgürlük de başlar. Ölümlü, geçici bedenler için uğraşmayı bıraktığınızda, kendinize dönüp, kendinizi bulduğunuzda, kendinize olan yabancılaşma biter.

 Doyumluluk, tamamlanma hissedersiniz. Artık içinizde eksiklik ve boşluk hissetmez, bütünlük hissedersiniz. 

Gerçek özgürlük içinizde, önemli olan onu dışa çıkarıp yaşamak ve deneyimlemektir.