Babalar günün tarihçesi:
Babalar günü fikri 1909’da Washington’da yaşayan Sonoro Smat Dodd tarafından ortaya atılmış. Sonoro Dodd’un babası Wılliam Smart bir Amerikan İç Savaşı gazisi idi. Eşi, altıncı çocuklarını doğururken vefat etmişti. Wılliam Smart  hem yeni doğmuş bebeğini hem de diğer beş çocuğunu kendi başına Washington’un doğusundaki çiftlikte yetiştirmiş; Sonoro büyüdüğünde babasının ne kadar büyük bir fedakarlık yaptığını fark edince babası için özel bir gün düzenlemek istemiş; babası Haziran’da doğduğu için ilk Babalar Günü’nün Washington Spokane’de 19 Haziran 1910’da kutlamış. 1966’da ise Başkan Lyndon Johnsonn, Haziran ayının üçüncü pazarını resmen Babalar Günü olarak ilan etmiştir.

Bu özel günde kimileri babaları için hediye seçme telaşına girerken kimileri de benim gibi buruk, hüzünlü bir günü beklemekte ve belki de bugünü hatırlamamak için kendisini başka şeylerle meşgul edebilmektedir. Tabi bu hüzün, babaları hayatta olanlar için bir şey ifade etmeyebiliyorken, bizler için o yüz ifadelerindeki gülümsemeyi bulmak çokta zor bir durum olmasa gerek. Ben de yaklaşan babalar günü hatırına babamın bana bıraktığı değerli mirasına yer vereceğim.

***

Her insanın yapısı gereği bağımlısı olduğu bir aktivitesi vardır. Babamın da en büyük hobisi kitaplardı. Kitap okumayı çok seven babam, yeri geldiğinde farklı dillerde merak saldığı kitaplara da ulaşabilmek için büyük bir maddiyat ve uğraş sonucunda o tarihi kitapları almaya çalışıyordu. Şimdi sizlere babamın kitaplarıyla ilgili kendisi ile geçirmiş olduğum kısa bir anıyı anlatacağım.

-Ben 17 yaşlarında iken hiç unutmam! Bir Eylül akşamıydı, babamla kitaplarını düzenliyorduk.

-Kızım, ben ölürsem kitaplarım sana emanettir. Dedi.

- Baba, neden öyle diyorsun? Sana bir şey olursa değil kitaplarına kendime bile sahip çıkamam. Dedim.

-Varlığımla sorumluluklarının bilincinde olmamanı anlayabiliyorum, kızım. Ancak yokluğumda da kimseye ihtiyaç duymadan hem kendine hem de emanetlerime rahatlıkla sahip çıkacağına inanıyorum. Ayrıca kitaplarımı sana emanet etmemin nedeni senin kitaplara olan bakışın; yapın gereği maddiyattan çok maneviyata değer vermenden dolayı kitaplarıma göstereceğin değeri şimdiden görüyor olmamdır. Dedi, gözlerimin içine bakarak.

***

​​​​​​​

Babamı kaybettikten sonra, vasiyetinde yazılı olarak da kitaplarını bana miras bırakınca, son üç yıldır tatil dönemlerimi babamın evinde-odasında kitaplarını okumak, tozlarını almak ve düzenlemekle geçiriyorum. Ve bu son üç yıllık tatil dönemlerimi başka hiçbir tatil alternatifine değiştirmiyorum.

Bana bıraktığı bu mirası ona layık olacak şekilde taşımam gerekirdi.  Dolayısıyla ilk işim onları en iyi şekilde koruyabilmem için küçük bir kütüphane oluşturmalıydım. Öyle ki bu sadece benim kitaplığım değil, aynı zamanda isteyen herkesin de faydalanabileceği küçük bir kitapevi oluşturmaktı. Nihayetinde o günün özelinde günümü onun mirasıyla geçireceğimin mutluluğun içinde babalar gününü kutlayacağım…

​​​​​​​