Oyunculuğuyla ve güzelliğiyle Bir döneme damga vuran gençlik dizisi olan Arka Sıradakiler dizisinden hafızamıza Sanem karakteriyle kazınan başarılı oyuncu Gülşah Küçükyıldız ile önceki gün Önce Vatan Gazetesi olarak bir araya geldik. Sanata sanatçıya dair konuştuğumuz özel söyleşimizi sizler için derledik…

RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Sevgili Gülşah Küçükyıldız öncelikle röportajımıza hoşgeldiniz.  Hepimiz sizi zaten tanıyoruz  ülkemizin başarılı ve güzel kadın oyuncularından biri olduğunuz aşikar. Peki, sizin deyiminizle Gülşah Küçükyıldız kimdir? Kimliğinizin oluşum sürecini bize anlatır mısınız?

Merhaba hoşbulduk. İltifatınız için teşekkürler. Şöyle ki bir Gülşah Küçükyıldız kolay yetişmiyor.(Gülümsüyor) Gerektiği kadar mütevazi ama saygısızlığa tahammülü olmayan biriyim. Bazı kriterlerim var hayatta ve onlardan taviz veremiyorum. Sanat için de herşeyi yapmadığım için bazı sınırlarım olduğundan belli bir yerde kaldım. Ben çok güzel bir aileye doğdum o yüzden çok şanslıyım. Genlerimiz de güzel maşallah (Gülümsüyor) 1.78 boyuna gelince saçlar da pek havalı her gören sen manken misin diyordu, ben de annemin desteğiyle 18 yaşında bir ajansa kaydoldum. Aynı zamanda üniversitede grafik okuyordum. Gittiğim ajansta hayatımın değişeceğini bilmiyordum.

Bir döneme damga vuran gençlik dizisi olan Arka Sıradakiler dizisiyle oyunculuğa merhaba dediniz. Peki, Oyuncu kimliğinizin hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? İlk deneyim anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Bir ajansa kaydoldum demiştim ya işte orada hayatım değişti. O gün Banu Noyan (organizatör) o ajansta formüla1 seçmeleri yapıyordu. Beni gördü ve sen de gel lütfen dedi. Korktum önce hata yaparsam rezil olurum diye ama korktuğum olmadı Allah yürü ya kulum dedi ve Hamiltonun bayrağını taşıdım o yarışta. 30 tane yabancı modelin arasında iki tane Türk kızıydık.Yarışın olduğu gün menejer Şiar Zaimle tanıştık elimden tuttu diyebilirim Beni hayal edemediğim defilelere çıkardı. Büyülü bir dünyaydı ama ben aynı bendim. Okulumu bitirme peşinde ailesiyle beraber yaşayan hatta kızkardeşiyle aynı ranzayı paylaşan. Sonra okul kaydı yenilemeye gittiğim birgün menejerim acil bir görüşmeye çağırdı beni. Birol Güven ve Hamdi Alkanla tanıştık. Birol bey herkes için yazılmış bir senaryo vardır hayatta seninki de bu dedi ve o pazartesi hayatım değişti. Arka Sıradakiler çok güzel bir projeydi hepimiz çok yeniydik ve enerjimiz ekrana çok güzel yansıdı. İlk dizi film projemdi çok heyecanlıydım. Her sahnenin sonunda rejiye bakıyordum oldu mu diye (Gülümsüyor) Bu işin okulu orasıydı benim ve birçok arkadaşım için. Çok değerli insanlarla çalıştım, çok şey öğrendim. İlk sahnemde Rıza arkamdan gelip birşey söyleyecekti ve ben korkup “ödümü patlattın Rıza ya”diyecektim ama defalarca zamanında korkamamıştım heyecandan. (Gülümsüyor)

Oyunculuk dünyasındaki soluğunuzu neye borçlusunuz? Bu hayatımda olmasaydı oyuncu olamazdım dediğiniz bir şahıs ya da olay var mı?

Oyuncu olmayı hayal bile etmiyordum. Kısmetmiş ve kadermiş oldum. Hakkını verebilmişim ki devamı geldi. Kadere ve nasibe çok inanırım ne insanlar çok istiyor da olamıyor. Bu camiaya girmeme sebep menejerim oldu ama en önemlisi daima yanımda ve arkamda olan Annem oldu. ailem ve akrabalarım eş dost sürekli sen farklısın enerjin çok güzel değerlendirmelisin diyordu tabii ama ben hayal bile etmiyordum 15-16 yaşlarından itibaren lakabım mankendi (Gülümsüyor)

Sizce oyuncu olma kriterleri var mıdır? Varsa bu kriterler nelerdir? Her isteyen oyuncu olabiliyor mu?

Oyuncu olmanın kriteri olmaz bence. O ruha sahip olmak gerekir, biraz da ruh hastası olmak gerekir çünkü her seferinde başka bir karaktere bürünüp ağlayıp gülmek kolay değil ve özellikle bunu kamera karşısında, arkada 100 kişi teknik ekip varken yapmak hiç kolay değil. Ben doğal olduğum için ve işi işin içinde öğrendiğim için şanslıyım. Disiplinli olmak kendine bakmak ve diğer oyuncuları takip edip herkesten birşey öğrenmek de şart. Her isteyenin yapabileceği bir meslek değil. Çünkü öyle olsaydı sülalemden bir ben oyuncu olmazdım kardeşim dahil kimi götürdüysem yapamadı. Bu iş güzelliğe, karizmaya bakmıyor. Yetenek işi.

Gülşah hanım şimdi gelelim herkesin merak ettiği o sorunun cevabını bulmaya. Arka Sıradakiler, Şefkat Tepe, Sensiz Olmaz, Muhteşem Yüzyıl ve Arka Sokaklar gibi çok başarılı projelerde yer aldınız. Herkese oyunculuğunuzu kanıtladıktan hemen sonra bir anda sırra kadem basarak TV dünyasından elinizi eteğinizi çektiniz. Bu radikal kararınızın ardındaki sırrı bizimle paylaşır mısınız?

Aslında radikal bir karar değil tamamen Aşktan diyebilirim.  (Gülümsüyor) Eşim polis memuru onunla tanıştığımda Şefkat tepe çekiyorduk Konyada. Çok zor bir işti, öyle durup lafını söyleyip eve gitmiyordun. Dağ tepe tüfek çok zordu ve istanbulda yaşarken konyaya gidip gelmek çok zor oluyordu. Bi de eşimin iş saatleri sıkıntılı olunca hiç görüşemez olduk. Hep derler bu işi yapan başka meslekten biriyle yapamaz diye, ben işimi değil eşimi seçtim. (Gülümsüyor)

Oyunculuğu bırakmanızdaki en büyük etken nedir? Sevdiğiniz adamla evlenmek için mi oyunculuğu bıraktınız?

Oyunculuğu bırakmadım. Bizim mesleğimiz memuriyet gibi değil, ara verdim diyelim. Sen istesen de o ruh sende olduğu sürece bırakamazsın. Mutlaka ekrana döneceğim. Sadece evliliğin tadını çıkarırken, dünyaya gelen küçük meleğime (kızıma) vakit ayırıyorum. Onunla büyüyorum. 

Şimdi tabii herkesten uzakta mutlu huzurlu geçen bir evliliğiniz var. Neler söylemek istersiniz?

Allaha şükür çok mutluyum. Mesleğimden ardımda beni, hayatımı rahatsız edecek anı bırakmadım. Hep aileme düşkündüm, şimdi daha da düşkünüm. Eşim beni ben olduğum için seviyor ve sayıyor, yoksa çalışmamı isterdi heralde ama biz vatani görev için Bayrak uğruna herkesi herşeyi geride bırakıp Diyarbakıra geldik 4 sene burda yaşayacağız. Birbirimizin ve beraberliğimizin değerini anlıyoruz. Güzel anılar biriktiriyoruz.

Televizyona çok yakışan bir güzelliğiniz var ve ayrıca çok da başarılı bir oyuncusunuz. Ekranlara yeniden dönme gibi bir düşünceniz ya da planınız var mı? 

Tabii ki.. Diyarbakır’dan döndüğümüzde nasipse, kızım okul çağına gelmiş olacak. Ben de işime geri döneceğim. Beni neler bekliyor bilmiyorum ama kısmetli ve şanslı olduğuma inanıyorum inşallah gönlümce olur herşey. Herkesin gönlünün ekmeğini yediğini düşünüyorum, iyi düşünüyorum iyi olsun (Gülümsüyor)

Oyunculuk çok meşakkatli bir yolculuktur. Ailenizin bu meşakkatli yolda size ne tür bir desteği oldu?  

Buna yukarda cevap verdim aslında. En büyük destekçim ailem, Annemdi. Her defileden sonra babam beni kapıda bekler alırdı. Sete de çok götürüp getirmişliği var. Saat kaç olursa olsun asla of dememiştir, onlara çok şey borçluyum ama ben de hayırlı evlatım ya asla bırakmadım onları ne kazandıysak hep beraber kazandık. 

Özellikle birlikte oynamak istediğiniz oyuncu veya oyuncular var mı?

Hayal bile edemeyeceğim oyuncularla oynadım ve çok şey öğrendim hepsinden. Birlikte oynamak isteyeceğim birileri var tabi de kısmet olur mu bilmem mesela Zerrin Tekindor, Burak Özçivit, Haluk Bilginer.. Bitmez ki

Mesleğinizin ne tür zorlukları ve keyfi yanları var?

Keyifli yanları daha fazla tabiki. Yorucu ama zevkli bir iş bizimki. Zorlukları da var, senaryo ne diyorsa onu yapıyorsun bazen zorluyor. Özel hayatını da etkiliyor, dışarıda çok rahat gezemiyorsun her an biri fotoğrafını çekebiliyor. Yemek yerken denize girerken falan uygun olmadığını, senin de insan olduğunu unutuyor insanlar. Evinde tvde seyrettiği için herşeyi hak görüyor kendinde. Ama genel olarak seviyorum işimi.

Sizce bir oyuncu rolüne nasıl hazırlanmalı? 

Senaryonun tamamını okumalı öncelikle. Sadece kendi sahneni değil. Duygu bütünlüğünü kavramak gerekiyor. Sonra konsantre olup kafanda oynamalısın rolünü. Sahnede üstüne katıp, duyguyu gerçek gibi yansıtmak için.

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

İlk hedefim kızımı büyütüp yetiştirip ona ahlak değerlerini öğretmek okula hazırlamak. Sonra da işime dönmek. İstanbula geri döndüğümde daha donanımlı başlamak hayata çünkü burda kendimi dinleyecek vaktim çok.

Bu alanda eğitim aldınız mı?

Bu alanda eğitim almadım. Bunu çalışırken sevgili Bülent Emin Yarar a sormuştum. O eğitmenlik yapıyordu Mimar Sinan Üniversitesinde o dönem. Ve bana setin en iyi okul olduğunu söylemişti. Şan dersi almalı mıyım dediğimde kulağımın çok iyi olduğunu söylemişti. O yüzden gerek duymadım eğitime çünkü kamera oyunculuğu tecrübem fazlasıyla var. Bir gün tiyatro yapmak istersem almalıyım ama o farklı bir alan

Oynadığınız karakterlerin size yansıyan yönleri var mı?

Oynadığım bütün karakterler iyi ve sağduyuluydu yani beni yansıtıyordu. Ama bir gün kötüyü de oynamak isterim çünkü kötü daha dişi bir rol oluyor, üretebiliyorsunuz.

Oyunculuk sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Günümüz oyuncuların performanslarını beğeniyor musunuz?

Sektörden epeydir uzaktayım şu anda neler oluyor bilmiyorum ama aklı başında olup ne istediğini bilmek şart bu sektörde. Yoksa bir gün meşhurken, ertesi gün hiç kimse olabilirsiniz. Günümüzde birbirinin aynısı bi sürü insan dizi çekiyor bana inandırıcı gelmiyor, karakter oyuncusu değil bütçe oyuncusu seçiyorlar. ‍Beğendiğim performanslar var tabii.. 

Eğer sanatçı olmasaydınız hangi işle meşgul olmak isterdiniz?

Oyuncu olunca aslında herşey olabiliyorsunuz bir dizide öğretmenken başkasında öğrenci, diğerinde gazeteci. Ama oyuncu olmasaydım mimar olmak isterdim. Yine sanatçı olurdum yani, bu bir ruh işi. 

Kendinizle ilgili en çok neler şaşırtıyor sizi şu sıralar?

Dürüst olmak gerekirse bir çocuk yeterli önemli olan geleceğini de hazırlamak diyordum, ama şimdilerde ikinciyi istediğimi farkettim. Kızımın sevincini de üzüntüsünü de paylaşacağı ortak anne baba sevgisini paylaşacağı bir kardeşi olsun istiyorum bi de hiç gelmediğim, kimsemin olmadığı bir şehirde hayat kurdum vatan uğruna.. Neredeyse sadece eşimin ve kızımın yüzünü görerek yaşıyorum. Benim kadar duygusal ve ailesine bağlı bir insan için çok zor.. Ama başarıyorum bir senesi bitti bile.

Son olarak, sizce oyuncu adayları nasıl bir yol felsefesi çizebilir onlara kendi yol felsefesinden bir öneriniz var mı? 

Şöyle ki herkesin bir kaderi olduğuna inanıyorum. Nasip değilse, kendini yırtsan da olmuyor bazı şeyler. Ama nasibinde varsa ve şansın da yaver gidiyorsa, hayat tam da istediğin noktaya geliyor. Ben ne iş yaparsam yapayım hayat felsefem belliydi. Önceliğim ailem sevdiklerim ve işim. Sadece para kazanıp geçimimi sağlamaktı hedefim. Naçizane tavsiyem önce eğitim! Ne alanda olursa olsun kendini geliştirmek çok önemli, kimle nerde ne konuşacağını bilmek çok önemli. Kendini doğru ifade edebilmek bütün kapıları açıyor bazen. Yetenek de varsa, kimse duramaz önünde. Ama olmuyorsa da çok zorlamamak lazım, hayatın sonu değil ve tek meslek de oyunculuk değil. Burada  kendimi ifade edebilme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim umarım okuyup kendini bulan ve fayda gören insanlar olur. Beni seven ve sevdiğim tüm insanlara selam olsun

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…