Yüksek lisans eğitimim kapsamında değerli bir hocamla sonucunu çok merak ettiğimiz bir araştırmaya girdik. Toplumumuz otizmi ne kadar biliyor, otizmin ne kadar farkında diyerek araştırmamıza başladık. Hani televizyonda, sosyal medyada her yerde çıkıyor ya “otizmin farkındayız” diye; hele birde son zamanlarda bir dizide yoğun olarak otizme değinilmeye başlandı. İşte biz de merak ettik toplumca ne kadar farkındaymışız otizmin diye. Henüz kesin veri sonuçları elimizde değil şimdilik gözlemlediklerimi sizlere aktaracağım.

Otizm farkındalığına dair bir anket oluşturduk. Anketimizde 28 soru yer alıyor. Otizm belirtilerine dair sorular var genellikle. Katılıyorum, katılmıyorum ve bilmiyorum seçenekleri mevcut. Aldığımız geri dönütler ise şu şekilde: 

“Hani gözleri çekik çocuklar var ya onlar otizm değil mi?”. “Bu çocuklar hep gülümsüyor insanları çok seviyorlar değil mi?”. “Dış görünüşe bakınca anlaşılır ya ben bakınca anlıyorum hemen otizmli mi diye.” “Otizm akraba evliliğinden oluyor tabi…” bunlar gibi bir sürü yanlış bilgi… Toplum olarak gerçekten engellerin farkında değiliz. Görmezden gelmeyi, kulaktan dolma bilgilerle yetinmeyi tercih ediyoruz. Başında böyle bir durum olmayan asla ilgilenmiyor, asla merak etmiyor. Genelde acıyan gözlerle bakmak daha kolayımıza geliyor, veya abartılı bir şekilde sevmek... Ne acımaya gerek var ne de abartmaya. Kimisinin beyni farklı işliyor, kimisinin kromozomu fazla, kimisinin zihni biraz geriden geliyor. Dolayısıyla yapmamız gereken şey; acaba görmezden gelindikleri bu toplumda özel gereksinimli bireylerin toplumsallaşması, ötekileştirilmemesi için ben ne yapabilirim diye düşünmek olmalı.  

 Bugün doğan her 59 çocukta bir otizm görülüyor. Otizm sizin çocuğunuza da vurabilir. Yahut kardeşiniz, yeğeniniz, kuzeniniz, komşunuz otizmli olabilir. Otizmin tek çaresi erken ve yoğun özel eğitim. Otizmli çocuk ne kadar erken fark edilirse gelişimi de o denli hızlı olacaktır. Dolayısıyla otizmli çocukların sağlıklı geleceği için toplumun her kesiminin özellikle de her ebeveynin otizmin belirtilerini muhakkak bilmesi şart.

Uyguladığım anket doğrultusunda yanlış bilinenlerin doğrularına değinecek olursam:

  • Otizmli çocuk genellikle sadece dış görünüşünden pek anlaşılamayabilir. Sadece bir bakışla bu çocuk otizmli diyemeyiz. Otizm beynin işleyişiyle ilgili bir bozukluktur, bedensel olarak herhangi bir engel yoktur. Otizmli bireylerin gözleri çekikte değildir, gözleri çekik olanlar down sendromlu bireylerdir.
  • Otizmli bireylerin iletişim sorunu vardır. İnsanlarla iletişime geçmekte zorlanırlar, kalabalıkta bulunmaktan hoşlanmazlar. Dolayısıyla da insanlara gülümsedikleri pek söylenemez. İnsanlara gülümseyen sürekli insanlarla iç içe olan bireyler genelde zihin engelli veya down sendromlu çocuklardır. Örneğin, otobüste sinir krizi geçiren birisi yüksek ihtimal otizmlidir. Çünkü otobüs çok kalabalık ve gürültülüdür. Otizmli bir bireyin bulunmak istemeyeceği bir ortamdır.
  • Otizme akraba evliliğin sebep olduğunu söylemek doğru olmaz. Zihin engeline evet akraba evliliği etki ediyor daha önceki bir yazımda bahsetmiştim. Fakat otizm beynin işleyişiyle ilgili bir bozukluk olduğu için akraba evliliği etki etmez ve kesin olmamakla birlikte genetik olarak aktarıldığı söylenemez.
  • Otizmli bireyler karşılarındaki kişiyle göz teması kurmazlar, isimleriyle seslenildiğinde tepki vermezler, genellikle konuşmazlar veya konuşuyorlarsa amaçlı konuşmaya pek rastlanmaz. Takıntılı hareketlere sahiptirler (parmak ucunda yürüme, kanat çırpma hareketi gibi), akranlarıyla oyun oynarken zorlanırlar, kendilerine zarar veren davranışlar sergileyebilirler, çabucak öfkelenmeye meyillidirler, kalabalığa girmek istemezler. Bu saydıklarımı tüm otizmli bireylere genellemek doğru olmaz, hepsi birbirinden çok farklı özelliklere sahip fakat genel olarak bu farklılıklar otizmli çocukların tanılanmasında rol oynamaktadır.
  • Otizmli bireyler kaliteli bir eğitim aldıklarından okuma yazma gibi akademik becerileri öğrenebilirler. Otizmli bireyler herkesin otizmli olduğu OÇEM (Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi) okullarına giderler. Akademik olarak daha iyi durumda olan otizmli öğrenciler ise normal akranlarıyla aynı sınıflara devam edebilirler.