Gelişmiş toplumlarda da yardıma muhtaç kesimler vardır.

İnsanoğlu, ideal yönetim sistemini bulamadığı için, toplumun bazı kesimleri maalesef, refahtan pay alamadıkları gibi, sefalet düzeyinde yaşayanlar da büyük bir kitle oluşturuyor.

Ne komünist rejim, ne de kapitalist sistem insanları tam olarak mutlu edemedi.

Komünist rejimde özel girişimcilik yoktu, her şey devlet eliyle organize ediliyordu.

Kapitalist sistem ise, ekonomide devletin olmamasını, tüm yatırım ve girişimlerin kişiler eliyle yapılmasını öngörüyordu.

Güvenlik, eğitim ve sağlık gibi konular devlete bırakılmıştı.

Zaman içinde eğitim ve sağlığın da özel sektör eliyle yapıldığına tanık oluyoruz.

Belki bir gün gelecekte güvenlik işleri de özel sektöre devredilebilir(!).

Evet insanlar hiçbir sistemden kolay kolay memnun olmazlar.

Sistemlerin adı ne olursa olsun, insan odaklı olmaları gerekiyor. İnsanlara mutluluk sağlayacak, gelirden ve refahtan çabaları ölçüsünde eşit pay almalarını sağlayacak sistemler gerekir.

Sistemlerle, bu refah paylaşımı sağlanamadığından, yardım mekanizmaları devreye giriyor.

Bu yardımlar yapılırken, yeterli özen gösterilemediğinden, insanlar inciniyor ve yaralanıyor.

Birçok yardım  dağıtımı organizasyonuna şahit olmuşuzdur.

Bir kamyondan fırlatılan paketlerin, çamur deryasında kapışıldığına tanık olmuşuzdur.

Veya nakit dağıtılan, 20-30 TL için, insanların saatlerce kuyruklarda bekletildiğine medya kanaliyle tanık olmuşuzdur.

Osmanlı’nın yardım geleneğine bu nedenle değinmek istedik.

Osmanlı yönetimi, ülkenin çeşitli bölgelerine insanî yardımlar gönderirdi.

Her sene üç aylar geldiğinde Kudüs, Mekke ve Medine halkına ulaştırılmak üzere, para kıymetli eşya ve kumaş gönderirmiş.

Camilerin bahçelerinde, kuytu ve loş köşelerde “yardım taşları” vardı. Bu taşların üst kısmı oyulmuş, tas şeklindeydi. Yardım yapacaklar, bu taslara para bırakır, ihtiyaç sahipleri de o taslardan acil ihtiyacı kadar bir para alır, gerisini diğer ihtiyaç sahiplerine bırakırdı.

Kimse, tası silip süpürmezdi.

Bu taşlardan birini 1967’lerde Üsküdar Şemsi Paşa Camisi’nin bahçesinde görmüştüm.

İnsanları rencide etmeden yapılabilen yardım herhalde en hayırlı yardımdır.