Gidişatla ilgili fikir yürütemiyor, yorum yapamıyor, dolayısıyla olacak tehlikeyi de tehlikenin sonuçlarına dair facia hali de öngöremiyoruz. Dünya insanı, ülkem insanı, hep mi yetersiz, hep mi bilgisiz ve öngörüsüz? Değil, asla değil, ezberlerden sıyrılıp sıkı takip edebilse olan biteni, bilim adamlarımız, kültür insanlarımız, yazarçizerimiz çokça mesele var ki on yıllarca öncesinden öngörüsünü yazmış, haykırmış, söylemiş, dillendirmiş. Günümüzün iletişim imkânlarını ve teknolojinin yaşamımıza kattıklarını da pozitif kazanım sayarsak hiçbir şeyden habersiz değiliz. Haberdarız amma yine analizini yapıp sentezlemek, tehlikenin ayak seslerini görüp duyup harekete geçmek biz insanlara ait.

Kimleri okuyor, kimleri hayatımıza rol model seçiyoruz, kimlerden ilham alıp, kimlerden etkileniyoruz? Öyle ya, hayat süremiz, ömür dediğimiz tüm olağandışılıkları saymasak dahi ülkem şartlarında optimum 74 yıl. Serzenişlerimizin tavan yaptığı günümüzde, güncel verilerle, ortalama bir metin şu şekilde;

"İslamiyet' de" nasıl oldu bu kadar, kan döken, kan dökülen hale geldi?

Ve en büyük acıyı “KADIN” lar çekiyor.

4 gün önce duydum, Urfa'daki Suriye' li bir ailenin 13 yaşındaki, kızı evlenmek istemiyor diye baba kızının üzerine tiner dökerek yakmış. Ve soruyorum 13 yaşındaki kızla kim evlenmek istedi. En az baba kadar evlenmek isteyen de suçlu. Baba bu kadar delirdiğine göre ortada büyük paralar vardı demek ki!

Afganistan'daki protesto gösterilerinde kadınlar kırbaçlanıyor, öldürülüyor.

Ve tüm bunlar din diye yapılmış olmaz, olamaz.

Din' de herkesin elinde, tam otomatik silah olacak, her önünüze geleni vurup kıracaksınız mı deniyor.

Kılık kıyafetiniz İlk çağ, elinizde ki silah uzay çağı. Sizce de bir terslik yok mu?

ABD yeşil İslam kuşağı dediğinde, silah tüccarlarına kazandırılacak dolarlar dökülen Müslüman kanı olacağını hiç birimiz bilmiyorduk, düşünemedik! Umarım bu kara cehalet en kısa zamanda son bulur.

..

Uğur Mumcu, 24 Ocak1993 günü bir suikasta kurban gitti. Uğur Mumcu cinayeti halen aydınlatılamayan ve kamuoyunda akıllarda pek çok soruyu bırakan bir cinayetti.

Mumcu yaşamının son günlerinde Kürt sorunu üzerine çalışıyordu. Mumcu, suikasttan iki hafta önce önemli bir yazı yazmıştı. Yazıda Barzani ailesi ile MOSSAD ilişkisi anlatılıyordu. Eğer Mumcu öldürülmeseydi bu konudaki araştırmasını derinleştirerek yayınlayacaktı. İşte Uğur Mumcu’nun 7 Ocak 1993 tarihinde Cumhuriyet’te yayınlanan “Mossad ve Barzani” başlıklı yazısı:

Ortadoğu'nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişkiMOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD,İsrail 'in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

Barzani 'nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, "Hayır olmadı" diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.

MOSSAD' ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney'de yayınlanan "Israel 's Secret Wars-A History of Israel's Intelligence Services" adli kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.

Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.

* * *

Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı 'ndan sonra, MOSSAD 'ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sayfa.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel'in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak 'tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.

1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması 'ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından "Kürdistan Demokratik Partisi"ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.

Barzani 'nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dış işleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.

MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail 'in Tahran 'da ki askeri ataşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor.

Nimrodi 'nin üstlendiği görev ilginç: Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani 'nin eline geçmesinde rol oynuyor. (sayfa. 328-329) Kitapta, MOSSAD'dan Kürtler 'e 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor. (sayfa.328)

* * *

70 'li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?

Kitaba göre sürüyor. "Körfez Savaşı sırasında Irak'ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv'e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sayfa.521) Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, simdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.

MOSSAD, Barzani'ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani'nin İsrail 'e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek... Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...

İlgi belli..

İlişki de belli...

Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD 'ın Kürtler arasında?

Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi? Uğur MUMCU( Cumhuriyet, 7 Ocak 1993)

..

“Uğur Mumcu” için sadece gazeteci yazar demek çok sönük kalır, öngörüleriyle geleceği de tahlil edip, analiz edip, sentezini de kamuoyuyla paylaşıyordu. Bugün yakın geçmişte ki yaşananlardan dolayı “HAİN, TERÖRİST” yakıştırması yapılan “Fetullah Gülen” için öngörülerini 1993 yılında dile getirmişti. Ne yapıyoruz şimdi, “feto” diyerek kendi egolarımızın tatmini ötesinde ne yaptık, ne yapıyoruz? Devlet yönetiminde bürokratlarımız ve yurttaş oylarıyla seçilmiş hükümetimiz ve görevlendirilmiş politikacılarımız görev yaparlar. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı görevleri, anayasa, kanunlar, yönetmenlikler, tamimler vs uygun olarak gerçekleştirilir. Bazı konular, bazı meseleler vardır ki, bu başvuru kaynaklarının yanında ortak akla, bilim insanımıza, yazarçizerimize, akademisyenimize, unvanı, rütbesi olmayan yurttaşımızın fikrine dahi ihtiyaç duyulur. Uğur Mumcu ve nice yazarımız, akademisyenimiz, fikir sahibi insanımız düşündüklerini, öngörülerini bağıra bağıra dile getirmişlerdir ve ne yazık ki, bu cesaretleri hüsranla sonuçlanmış, söylediklerinden fayda edinmediğimiz gibi korunmalarını da başaramamışızdır. Yakın geçmişle ilgili örneklemelerimle ben dâhil serzeniş halkasına katılmak istemem, günümüzde ki hata ve yanlışta ki ısrar devam ederse, Suriyeli babanın 13 yaşında ki kızını yakması gibi yüzlerce, binlerce olaya şahitlik eder, zemin oluşturur bu güzel ülkem.

Mir Murat Demir