(-Kimse bu ülkeye bu kötülüğü edemez!)

Bakan açıklamış:

İzmir yangınında bazı uçaklar uçurulmamış.

Nedeni ne?

Bu uçaklar eskiymiş ve bunlarla uçuş yapmak tehlikeli olabilirmiş. Personel yüklü olarak bunların uçuşuna izin verilemezmiş.

Ama öte yandan; uçakların sahip olduğu kurum ile Tarım ve Orman Bakanlığının arasında bir kira sorunu olmuş: Yani uçakların uçuş ücreti yüksek olduğu için, tasarruf yoluna giden bakanlık, uçakları uçurmamış.

Doğru mu bilmem... 

Doğruysa, iki seçenek de bir "facia"ya işaret ediyor.

Öncelikle, bu uçaklar eskiyse, neden yenileri yerine alınmamıştır_

İkincisi de eğer uçuş ücretleri pahalı geliyor diye uçurulmadıysa, böylesine bir faciada uçaklar uçurulmayacak da ne zaman uçurulacak?

Sorun yalnız yanan ağaçlar sorunu değil:

Ya değişen ekolojik dengeye; ortaya çıkan ve hala çıkacak yeni felaketlere ne demeli?

Onca canlı, ormanda cayır cayır yandı.

Birilerine göre "Gavur İzmir!" ateşlere teslim oldu.

Depremleri olmadık işlere bağlayanlar, inşallah bu yangın konusunda da aynı saçmalıkları yapmazlar.

Ülke kavruluyor, kasıtlı ya da kasıtsız, cayır cayır ormanlarımız, ormanlarla birlikte börtü böcek de yanıp kavruluyor.

Bu olaylara kast edenler, ihmalkarlık yapanlar; bunların vicdanı sızlamadı mı acaba?

Bir kartal ya da ona benzer bir kuş:

Yumurtlamış. Yumurtalarının üzerinde yatıyor, yakında yavruları çıkacak.

Ateşler gelmiş yalım halinde ve o yavrularını bırakıp kaçabilecekken, kaçmıyor:

Henüz doğmamış, gün ışığına çıkmamış yavrularıyla birlikte diri diri yanmayı tercih ediyor.

Buyrun size bir facia...

Büyük bir tragedy.

Bir büyük ağıt ki deme gitsin!

Pekela; bu felaketlerden bir ders almayı başarabilecek miyiz?

Ne gezeeerr!

Sorun önlem ya da ders almak sorunu değil; kafa sorunu.

Çok açık, gerçekten kafa sorunu.

Bu memlekette büyük bir tutuculuk var; işleyen kafa istemiyor.

Çalışan, aklını ve bilimi kullanan kafaya düşman bir tutuculuğumuz var.

Yan gelip yatmak ve ihmalkarlık; en büyük düşmanımız bizim.

Bu ülke orman yönünden çok zengin değil; ülkenin yarısı neredeyse çöl kuşağında.

Nasıl toprağın bu denli yoksullaşmasına neden olan konularda duyarsız olabiliriz?

Şimdi bu ülkede ne türlü gereksiz harcamalar yapıldığını örnekleyerek, neden uçaklar yetrsiz ya da atıl halde diye sormayacağım.

Ama şunu demeden de geçemem:

Beyler.

Artık yeter. Aklınızı başınıza alın. 

Havasını, suyunu, insanını, toprağını, bereketini kuruttuk bu ülkenin:

Ormanlarını da yok ediyoruz.

Görmek için daha ne gerekiyor?