ORGAN BAĞIŞI KANAYAN YARAMIZ !

Abone Ol

Ramazan ayındayız, oruç ibadetini yerine getiren ya da getiremeyen, getirmeyen tüm insanlarımızın huşu için de, büyük bir ciddiyetle organ bağışı konusunu gündemlerine almasını ve sürekli gündemlerin de tutmalarını diliyorum. Bir çok konu da olduğu gibi yalan yanlış bilgi ve duyumlardan derhal kurtulmak, arınmak zorunluluğumuz var.Dünya sıralamasın da çok gerilerdeyiz. Güzel ve sevindirici olan ülkem doktorları, bilim adamları önemli yol kat etmiş ve belirgin bir seviye yakalamışken,halk olarak yetersiz ya da hatalı bilgilerle donanmışız.
İlmen ve dinen (semavi dinler) kabul gören bu uygulama 1984 yılın da ülkemizde yasalaştı. Son yıllarda yapılan başarılı uygulamalar ve nakiller bu yol da çok yol alacağımızın ışıklarını sundu bizlere. Böbrek, karaciğer, kornea gibi birkaç türünü bildiğimiz nakil artık ülkemizde de yüz nakline kadar yelpazeyi genişletti. Tıp bilimi ve değerli bilim adamlarımızın çalışmaları göğsümüzü kabartır seviyede. Tüm emek veren bilim adamlarımızı, doktorlarımızı bu anlam da çaba gösteren doktor ve akademisyenlerimize sevgi ve saygılarımı gönderirken üstün çabalarından dolayı Sayın Prof Dr ÖMER ÖZKAN ve eşi ÖZLENEN ÖZKAN Hanımı, Bursa bölgesi transplantasyon koordinatörü Sayın Dr SALİH GÜLTEN’i sevgi ve saygılarımla selamlamak istiyorum.
Bu konu da bilim adamlarımızın başarılı çalışmaları bizi sevindirse de halk bilincimiz yok denilecek seviyede yetersizdir. Medyamız görsel ya da yazılı olarak kısmi destek çalışmaları yapmış olsa dahi haber ve görüntülerle halkımız üzerinde olumsuz bir algı oluşturmaktadır. İnsanımız samimi duygularıyla organ bağışı yapmalıdır. Her seviye ve birikim de ortak bir kanı kanaat vardır. İnsan öldüğün de toprağa verilir ve çürür. Organlarınızı bağışlamanız halinde ise normal hayat akışı dışın da bir kaza ya da benzeri bir yaşam kaybı sonucu ailenizin onayıyla, tıp kurulu kontrolün de organlarınız alınır ve üç,dört bazen beş kişiye nakledilir. Belki de bu dünyayı terk ederken insan için en büyük mirası, katkıyı vermiş olursunuz.
Yazılarım da böyle bir ‘’gaza getirme’’ metodum yoktur, bilenler ve okurlarım bilirler. Bu özel konu da belirtmek isterim ben 18.5. 1984 yılın da yaşadığım şehir de ilk bağış yapan ve ülkem sıralamasın da ilklerdenim. Bağış dışın da da özel eğitim organizasyonlarının ve anlatımın öncülerinden olmuşumdur.
Sizlere bilinç yaratmak dışında,bildiklerimi yazmak dışın da bir dayatmam olamaz. Benim böyle bir dayatma ya da baskı oluşturamayacağım gibi hiçbir makam, mevki ya da kanun sizi zorunlu kılmaz. Önemli olan sizlerin kendi bilinç ve hür iradesiyle bu karara ulaşmasıdır. Sosyal çalışmalar içinde huzurevi, çocuk esirgeme kurumu ziyaretleri nasıl önerilir ise ben de size nakil olmak için yıllarca sıra bekleyen biriyle tanışma ve dinleme önerisin de bulunabilirim.
Bende ki bazı temel bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Dileğim odur ki her insan organını bağışlasa dahi ihtiyaç doğuracak hastalık ve eksiklerimiz olmadan bir yaşam süreriz. Her bağış yapan bir sonra ki kişi için önemli bir etkendir. Okuyalım, okutalım, doğru olarak bildikten sonra çevremizi bilgilendirelim. Sadece bir canın dahi sağlıklı yaşama ulaşmasın da katkısı olsa sizlerin, bizlerin, bu mutluluğun tarifini yapacak kadar yazı ustası değilim…