Ordu - MESUDİYE Gazetesi GİRDİ 29 YAŞINA

TÜRKİYE BASINI’NA OLUYOR ÖRNEK TEK BAŞINA

     Ordu MESUDİYE gazetemiz 29. senesine adım atmış; 28 seneyi geride bırakmıştır. Dile kolay tam bir çeyrek asır. Zor koşullarda, kıt imkânlarla böyle bir gazeteyi ayakta tutmak ve -her türlü zorluğu göğüsleyerek- bu günlere ulaştırmak; her babayiğidin yapamayacağı bir kutsal başarıdır desek yeridir.

     Gazetemiz Ordu - MESUDİYE’mizin bu günlere ulaşmasındaki baş rolü sayın Sefai Bey’e borçlu olmakla beraber; etrafındaki bir avuç hamiyet-perver yoldaşın da sarfettikleri emekler takdire şayan olup, her türlü tebrik ve takdirin üstündedir.

     Her birine candan teşekkürü borç biliyor; aynı inanç, istek ve insanüstü gayretle; kutsal Basın yolunda devam edeceklerine de yürekten inanıyor. Hepsine kolaylıklar diliyor. Daha nice başarılı yıllara damga vurmalarını en sıcak ve samimi his ve duygularımla Yüce Allah’tan diliyor, istiyor, bekliyor ve “Yeis mani-i her-kemaldir.” / “Her türlü gelişmenin önündeki yegane / tek engel yeis yani ümitsizliktir.” ifadesinde geçen umutsuzluğu bir kenara iterek; içten ve samimî arzularımın kabul edileceğine inanıyorum.

     Yine biliyor ve inanıyorum ki “Zafer; zafer benimdir.” “Başarı; başaracağım.” diyenlerindir diyor; bu güne gelişi başaranların yarınlara da bu Basın davasını ulaştıracaklarına muhakkak gözüyle bakıyorum. Çünkü yaptıkları; yapacaklarının da teminatı ve güvencesidir. 

     İşte bu noktada aziz Ordu MESUDİYE okuyucu ve aboneleri ve Ordu MESUDİYE gazetemize yeni ve yeniden abone olacak olanlar; sizlere, bizlere hepimize düşen millî bir görev var. Hepimizin sesi, sözü olan bu gazeteyi bu günlere getirdiğimiz gibi yarınlara da taşımak.

     Tüm Ordulular ve özellikle Mesudiyeliler, bu günlere büyük cehd ü gayretlerle ulaşmış bu güzel, bu çiçek gibi, bu pırıl pırıl gazetemize tekrar abone olmak ve abone bulmakla; inanın Ordu-MESUDİYE’nin şahsında Türkiye Basını’na da bir destek vermiş gibi olacaksınız. Sizlerin şahsında bütün Türkiye Basını da kazanacak. Sadece Ordu-MESUDİYE’liler değil tüm Türkiye halkı ve Türk milleti kazanacak.

     Kısaca Türkiye kazanacak. “Es-sebebü ke’l-fail.” / “Sebep olan yapan gibidir.” hükmünce hem Mahallî Basın hem deTürk Basını bundan hissesini alacak. Türkiye bizimle de var olduğunun bilincine varacaktır.

     Evet sevgili hemşerilerim, el ele verelim. Herkes “Ben abone olmazsam Ordu-MESUDİYE söner.” “Ben abone olmazsam, bu dava biter.” demeli. Ordu-MESUDİYE’nin ayakta kalmasının; bizzat kendimizin abone olup abone bulmakla mümkün olabileceğini iyice bilelim. Çok iyi anlayalım. Bizzat abone bulmaya teşebbüs edip bu işe can ü gönülden girişelim.

     Vakit kaybetmeden harekete geçelim. Unutmayalım ki: Son pişmanlık fayda vermez. 

     Nitekim Hz. Mevlana: “İnsan pişman olduğuna da pişman olacak!” der.

     Çünkü artık olan olmuş, kötü akıbet, istenmeyen sonuç gerçekleşmiştir.

     Çünkü basiret odur ki, kötü bir şeyin olacağını, olmadan evvel görüp, gereken tedbiri almaktır.

     İşte anlaşılan o ki; Ordu-MESUDİYE’nin yaşaması; onu yaşatmak isteğinin göstergesi olan aboneliğimizi bir an önce yenilemek ve yeni aboneler bulmaktan geçiyor.

     Çünkü hele zamanımızda Basın çok etkili iletişim ve propaganda vasıtasıdır. Yapar da yıkar da.

     Tabii ki, Ordu-MESUDİYE yapıcı, yaklaştırıcı ve muhabbet odaklı Basın türüne mensuptur.

     Çünkü kamuya etkili olmanın yolu bilhassa iyi bir gazete çıkarmakla mümkün ve olasıdır.

     Zira istenen ve özlenen içtimaî, sosyal, siyasî ve hattâ kültürel ortamı hazırlamak ve kurmak.

     Özellikle gazete çıkarmak ve onu yaşatmakla yani ona maddî-manevî sahip çıkmakla sağlanabilir. Üstelik Basın hürriyetini kötüye kullanarak; umumî efkârı / kamuoyunu yanlış istikametlere sevk etmek isteyenlere karşı en güzel çare ve en iyi tedbir; kamuoyunu iyiye, güzele ve doğruya sevk edecek / yönlendirecek; fikri hür, vicdanı hür yazarların sütunlarında yer aldığı gazetelerle alınır.

     İşte Ordu-MESUDİYE, böyle mümtaz kalemlerin yer aldığı bir gazetedir.