Tayland’ ta Sevgililer Günü için düzenlenen, en uzun öpüşme yarışmasına katılan çift, 58 saat 35 dakika 58 saniye öpüşerek rekor kırmış ve tarihteki ‘En uzun öpüşme süresi’ olarak kayda geçmiş. Öpüşerek 3 bin 300 dolar para ödülü ve iki elmas yüzük kazanan bu çift son üç yılda ikinci kez bu yarışı galip tamamlamış…

Çeşitli para kazanma yollarından biri… 

Her iki senede bir öpüşerek para kazanmak.

Ne iş yapıyorsunuz?

‘Öpüşüyorum’

Öpmek tek taraflı olurken öpüşmek çift taraflı.

El öpmek bir saygı ifadesi, eli alına götürmek ise minnet…

Çocuklarımızın bir yeri acırsa öperiz o da bir sevgi ifadesi.

Kedimiz köpeğimize de çaktırmadan öpmeyi öğrettiğimizi sanırız.

‘Haniymiş benim canım dediğimizde koşa koşa gelen dostlarımız bir yerimize temas edince ‘Ah canım öptü beni’ deriz. Halbuki onlar ya koklar, yalar, ya da ısırır… 

Aslında öpmek veya öpüşmek bir temas işi olduğuna göre pozitif bir kavramdır.

Sevgilimizle eşimizle aşkımızla dudaktan kalbe bir yol iken, dostlarımızla yanaktan ya da- son yıllarda moda olan- karşılıklı alın tokuşturmalıktır- ki ne anlama geldiğini ben hiç anlamadım .

Biz üniversite yıllarında iken öpüşmenin aleni sokaklarda yapılması uygun görülmez hatta yaşlılar tarafından ikaz konusu olurdu.

Şimdilerde Fransız Öpücüğü’nün  bile yadırganmadığı yıllardayız.

Neyse

Konuya öpüşmeden girdim. Ama derdim, kimin kiminle değil, fantazisi, yeri veya zamanı değil.

Öpüşmenin bir gösteri sanatı sanılması ya da gösteriş budalalığına dönüştürmek de  hiç umurumda değil…

İşte delirdiğim haber;

Kanadalı bir çift bir tur şirketiyle avlanmak için Güney Afrika’ya gidiyor.

Koca bir aslanı öldürüp arkasına geçip öpüşerek poz veren bunu da marifetmiş gibi sosyal medyada paylaşıyorlar. Canlı öldürmek hobileri karşılığında şirkete 3000 dolar ödüyorlar.

Ne diim bilemedim.

Zaten avlanmak, hayvanlara işkence beni delirtiyor. 

Bu nasıl bir sadizmdir ?

Ben kafalı insanlar da deliriyor ve avlanmak için yapılan bu turların yasaklanması için çağrılar yapılıyor.

Buyrun! Bakın rezalete;

Tur şirketi öldürülen aslanın av turizmi için özel yetiştirildiği ve doğal yaşamın etkilenmediğini öne sürüyor.

Kobay mantığı mı nasıl yani?

Hay Allah size kahretsin!

Aslanlar yesin hepinizi.

Kapitalizmin kokuşmuş beyinleri, bu beyinlerle sizleri de özel yetiştirmiş olmalı bu dünya. 

Ölü leşlerinizin arkasında ben de ayağımı üzerinize koyup poz versem nasıl olur?

A ha

Bu da bizim sadistler;

Giresun’da dereye su içmeye inen bozayıyı tüfekle öldürmüşler.

Ah ya 

Su içmeye dereye inecek tabii hayvancıklar.

Hakkari’de bozayılar gece çadırlarımızın yanında dışarı bıraktığımız  yemekleri homur homur  yeyip gidiyorlardı.

Bize hiç dokunmadılar. 

Bırakın artık şu hayvanlarla uğraşmayı !!!

Doğanın dengesi dengesizler yüzünden hızla bozuluyor. Dünya sadece hırsına kurban olmuş insanoğluna ait değil !

Yıllarca sirklerde, burunlarına kancalarla sokaklarda, evde sokakta, ormanda, dağda… rahat bırakın yaa !!!