NAÇİZANE SAYGINLIK FELSEFEM ŞUDUR! 

Gün içerisinde yüzlerce insan ile muhatap olmaktayım. İnsan ilişkileri ve karakter analizi hususunda uzman olmasam da kıdemli olduğumu düşünüyorum. Ego savaşları, kendini bin bir şirinlikle beğendirme çabası, saygınlık, edep, önem bu gibi sözcükler günlerdir lügatimde. İnsanların takdirini kazanmak veya övmek, övülmek bazılarımız için pek önem arz etmeyebilir, ama bazı kesimlerin inanılmaz tercihidir. Fakat saygınlığın kazanılması gereken bir meziyet olduğunu ısrarla düşünenlerdenim. Peki, saygınlık nasıl kazanılır? Değer, insanların sahip oldukları bilgi birikimi, ehliyet gibi meziyetlerle; önemli olmak ise ellerindeki güç, para veya mevki gibi araçlarla ilgilidir. Yani biri geçer diğeri ilelebet kalır.  

 Değer aslidir, önem arızidir. Edep baş tacıdır. Değer mutlaktır, önem göreceli. Değer kalıcıdır, önem geçicidir. Değer cevheridir, önem itibaridir. Değer hak edilir, önem atfedilir. Değer takdir edilir, önem fark edilir. Değeri takdir edebilmek olgunluk ve meziyet gerektirir, önem ise herkesçe anlaşılır. Bu sözcükler silsilesi sonsuza ulaşır gider. 

Önemli olmak şöhret kazandırır, değerli olmak ise saygınlık. Önemli olanın şöhreti geniş bir kitlenin ilgisini çekerken değerli olanın taşıdığı saygınlık sınırlı bir çevreden gelir. Öneminden dolayı kendisine ilgi yönelen kişinin tanınırlığı arttıkça önemi de artar. Önemi arttıkça daha da tanınır. Ancak bunun bir sonu vardır. Kısa zamanda kazanılan popülerlik yine kısa zamanda kaybedilir. Şöhretin zirvesine tırmananlara yönelik ilgi ortadan kalktığında düşüşleri de o derece hızlı olur. Önemli olan kişi her zaman önemini kaybetme korkusu taşır. Değerli olanın değerinin bilincinde olması kendisine özgüven sağlar, ayrıca değerini kaybetme korkusu yoktur. Naçizane saygınlık felsefem şudur!  

1- Dürüst olacaksın 

2- Sözünün eri olacaksın 

3- Çok ve boş konuşmayacaksın 

4- Kimseyi satmayacaksın. 

5- Yalan söylemeyeceksin 

6- Ne olursa olsun hak yemeyeceksin 

7- Haksızlık gördün mü tak tak doğruyu söyleyeceksin 

8- Her şeyi olduğu gibi pat diye söylemeyeceksin fazla açık sözlü değil gerektiği yerde açık olacaksın 

9- Dinlemesini bileceksin hep benci olmayacaksın 

10- Önem vereceksin 

11- Çizgin duruşun sağlam olacak 

12 Bütün bu saydıklarım insanın içinde olacak zorla sahip olamazsın bunu kazanabilmek için bu özellikleri bünyende barındırmalısın HERKES OLAMAZ. 

Yahu Edebe gelecek olur isek işte o taraf daha bir derindir. Terbiye, hayâ, arlanma, arına bulanma, utanma duygusu, güzel ahlak ve toplum töresine uygun davranış anlamına gelen edep, insan için benim nezdimde çok daha büyük bir meziyettir. Edep, insanın kusurları ve hatalarını örten giydiği elbiseye benzetilmiş, elbise insanın mahrem yerlerini örttüğü gibi edep, yani utanma duygusu ise kişinin kusur ve hatalarını örter, ona üstün saygınlık kazandırır. Utanma duygusunu kaybolan insan insanlıktan çıkışır, böyle bir fertlerden oluşan toplum ise, soysuzlaşır. Günümüzde kimi gençlerin toplumun hassasiyetini dikkate almadan ağzını yüzünü kaydıra kaydıra konuşmaları, ata toplumu tanımaması edebi kaybedişlerinin bir yansımasıdır. Ataerkil kültürümüzde bu ve benzeri edep dışı davranışlara, “Edep yahu Utan, Edebini takın,” sözü nede güzel yakışır! Bu bakımdan bir baba ve annenin Dünya’da öncelikle evlatlarına verecekleri en kıymetli şeyi, güzel terbiye ve eğitimdir. Çünkü edep ve terbiyeli olmayı küçükler büyüklerinden alır onlardan öğrenir ve onları taklit eder. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, “Hiçbir ata toplum evladına, güzel terbiyeden daha üstün bir miras bırakamaz. Kişinin çocuğunu terbiye etmesi, sadakadan daha hayırlıdır. Çocuklarınızı güzel terbiye ediniz. Hadisin edep bölümleri”(Tirmizi. İbni Mace, Edeb)” buyurarak, terbiyenin önemine işaret etmiştir. 

Peki, sizlere sorarım Türk toplumu hangisine itibar ediyor? Asli nitelikleri yönünden bir cevhere, değere sahip olana mı? Şöhrete mi? Edebe mi? Saygın olmaya mı? Popülariteye mi? Yoksa güç ve nüfuzu itibariyle önemli olana mı? Derince düşünmeden bulmuşsunuzdur eminim canım ülkemin önem verdiği insanlarda ki meziyeti…