‘KARADAĞ (MONTENEGRO) İSTANBUL'A ANKARA KADAR YAKIN BİR ÜLKE’


 

On iki yıldır İstanbul’da Karadağ (Montenegro) Fahri Başkonsolosu olarak görev ifa eden Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver Ocak 2020 tarihi itibarıyla yerine meslekten bir diplomatın resmi Başkonsolos olarak tâyin edilmesiyle görevinden ayrıldı.

On iki yıldır önce sarı, sonra turkuaz basın kartı sâhibi olarak ülkemizde bir ilk'e imza atan Dr. Akkan Suver'le on iki yıllık diplomatlık sürecini konuştuk.

Oğuz Çetinoğlu: Konsolosluk hikâyenizi kısaca anlatır mısınız? Siz bir gazetecisiniz. Yıllardır sizi öyle tanıdık. Birdenbire bir gün sizin diplomat şapkanızdan söz edilmeye başlandı. Diplomatlığa geçiş hikâyeniz nasıl oldu?

Dr. Akan Suver: On iki yıl önce, diplomasiye adım atacağım hiç aklımdan geçmezdi. Başkanlığını yaptığım Marmara Grubu Vakfı'nın uluslararası alanda bir başarı ve prestij birlikteliği olarak kabul edilen Avrasya Ekonomi Zirveleri, bana bu şerefin kapısını araladı dersem, mübalağa yapmış olmam.

Bu zirveler sırasında beni tanıyan, zamanın Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Jusuf Kalemperovic, lütfetti bana inandı ve beni böyle bir göreve layık görerek, davet etti.

Ben önce; ülkeyi hiç ziyaret etmediğimi, oraya ait bir kökenimin bulunmadığını ve Montenegro lisanını da bilmediğimi ve böyle bir görevin sorumluluğundan korktuğumu kendisine samimiyetle anlattım. O ise, beni yıllardır Avrasya Ekonomi Zirveleri'nde tanıdığını ve böyle bir temsili başarıyla gerçekleştirebileceğime inandığını söyleyerek ısrar etti. Bana da kabul etmek kaldı.

Dolayısıyla yaklaşık 12 yıl Karadağ'ın İstanbul'da fahri başkonsolosluğunu yaptım ve Ocak 2020 itibariyle Karadağ Devleti İstanbul Fahri Başkonsolosluğu’ndan ayrıldım. Yerimi asaleten, meslekten bir diplomatın tâyiniyle bıraktım. Doğrusu buydu. Zira İstanbul Türkiye ekonomisinin, Türk ticâretinin, Türk sosyal hayatının, Türk kültürünün, Türk sanatının gerçek anlamda merkezidir. Burada fahri değil, resmî bir konsolosluğun açılması gerekliydi. 

Bu görevi arkadaşım kıdemli diplomat Büyükelçi Selim Lika’ya devretmenin yüksek onur ve heyecanı içindeyim. 

Bu arada şunu da önemle belirtmek isterim ki, görev yaptığım süre zarfında Karadağ Cumhurbaşkanı H. E. Filip Vujanović ve H. E. Milo Đukanović bana güvenmişlerdir. Kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. 

Benim on iki yıl önce bu göreve gelebilmem için emek sarf eden dönemin Dışişleri Bakanı H. E. Milan Rocen ve İçişleri Bakanı H. E. Jusuf Kalemporovic’e de ayrıca teşekkürlerimi sunmayı bir borç biliyorum. 

Ayrıca İstanbul’da konsolosluk görevimi gerçekleştirirken Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın itimadına da minnettarım. İstanbul’da bulunan mülkî erkândan gördüğüm dostluk da her türlü takdirin ve şükranın üzerindedir. Gene görevimi ifa ederken, meslekten diplomatların ve fahri konsolosların gösterdikleri yakınlığa da teşekkür etmeği bir borç bilirim. 

Karadağ bana itimat etti.

Ben de bu itimada elimden geldiğimce lâyık olmaya çalıştım.

Görevimi başarıyla hitama erdirmenin huzuru içinde görevimi kıdemli diplomat Büyükelçi Selim Lika’ya devrederken, inanıyorum ki, Türkiye ile Karadağ gelecekte daha büyük birlikteliklere imza atacaklardır.    

Çetinoğlu: Karadağ Konsolosluğu yaparken mutlaka çeşitli defalar gidip-geldiniz. Uçak işi nasıl halloldu? Gidiş gelişleriniz hakkında da bilgi verir misiniz? 

Dr. Suver: Önceleri Karadağ'a gidişim bir maceraydı. Podgorica'ya uçak yoktu. Önce Tirana'ya uçuyordum. Oradan dönemin İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürü daha sonraları Büyükelçi olacak olan İvan Milic beni karşılar, birlikte kara yoluyla Podgorica'ya giderdik. THY'nin uçak koymasında az da olsa himmet ve hizmetim vardır. Ama esas bana inanan dönemin THY Genel Müdürü Temel Kotil'dir. İmzayı atan da Prof. Dr. Vujica Lazovic'dir. Karadağ'ı sayısız defa helikopter ile gezdim. Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına ülkede ayak basmadığım yer kalmadı dersem mübalağa yapmış olmam. Karadağ'ın; Berane'den Bielopolje'ye (Akova), Tivat'tan Ulcinj'e (Ülgün),  Budva'dan (Budua) Hercegnovi'ye (Hersek Novi), Podgorica'dan Bar'a, Çetince'den (Çetine) Kotor'a ziyâret etmediğim yeri kalmamıştır. Bu bir faninin pek kolay ulaşabileceği bir imkân değildir. Dolayısıyla Karadağ Devleti'nin yöneticilerine minnettarım.

Çetinoğlu: Mutlaka 12 yıl içinde başarılı ve hayırlı işler gerçekleştirdiniz. Ortaya koyduğunuz en önemli eseriniz nedir? Neler yaptınız? 

Dr. Suver: Görev yaptığım süre zarfında güzel ve başarılı işler gerçekleştirdim. Bence yazdığım kitap, en güzel işim oldu. Konsolosluk görevinin bana verilmesine ben de bir cevap vermek istedim. İlk günden bugüne Karadağ (Montenegro) ile önce Osmanlı'nın sonra da cumhuriyetimizin ilişkilerini ortaya koyan bir kitap yazdım. Ayrıca Karadağ'ın (Montenegro) târihî gelişimini de kitabımda gündeme getirdim. Bu kitabım sahasında hâlâ ilk'tir. 

Kitap çıktıktan bir süre sonra, Karadağlı (Montenegrolu) ünlü tarihçi Prof. Dr. Şerbo Rastoder, kitabı tercüme ettirip okuduğunu, kendisinin de bir önsöz kaleme alarak Montenegro dilinde bastırmak istediğini belirtti. Kabul ettim. Muhteşem bir önsözle kitabım Karadağ'da (Montenegro'da) yayınlandı. Hükümet üyelerinin, akademisyenlerin, diplomatik misyon temsilcilerinin katılımıyla Podgorica Şehir Kütüphanesi'nde kitabımın sunumu da gerçekleştirildi. Bu kalıcı anlamda ortaya koyduğum en anlamlı eserdir, diyebilirim.

Çetinoğlu: Karadağ (Montenegro) nasıl bir ülke? Ülke hakkında neler söylemek istersiniz?

Dr. Suver: Karadağ (Montenegro) hakkında söyleyebileceğim en güzel söz; ülkenin sâkin ve istikrarlı bir ülke oluşudur. İnsanları güler yüzlüdür. Yatırım açısından bana sorarsanız fırsatlar, ülkesidir. Tâtil geçirmek isteyenler için ideal bir turizm cennetidir. Kısacası Karadağ (Montenegro) yazın kumu, denizi, gece kulüpleri, kumarhaneleriyle, kışın kayak merkezleri, dağ turizmi ile gölleri ve de kanyonları ile müstesna bir tatil merkezidir. Bu arada kaplıcaları da yaz ve kış sağlık hizmeti verdiğinden ülke turizm ortamını sene boyunca bütün çeşitliliği ile yaşamaktadır. Öte yandan Karadağ (Montenegro) İstanbul'a Ankara kadar yakındır. Bir saat on dakika sonra Podgorica'da olabilirsiniz.

Çetinoğlu: 12 yıl içinde sizi üzen, sıkıntıya sokan herhangi bir olay oldu mu? Varsa bu konuyu anlatır mısınız?

Dr. Suver: Elbette görev yaparken can sıkıcı bir olay da yaşadım. Aşağı yukarı dört yıl önce, bir seri yanlış bir bilgilendirme olayı ile karşılaştım. Karadağ (Montenegro) vatandaşlığı vaad eden birileri türedi. Bunlar üzerine Karadağ (Montenegro) yazan ofisler açıyor, bizim vatandaşlardan 7 bin Euro ile 12 bin Euro arası bir para almak suretiyle, vatandaşlık sözü verildiğini işitiyordum. 

Oysa biliyordum ki, vatandaşlık vermek diye bir şey söz konusu değildi. Onlar vatandaşlık gelecek diyerek oturma ve çalışma iznine 7 veya 12 bin Euro para almaya başlamışlardı.

Oysa Karadağ'da oturma ve çalışma izni için aranan tek şart sabıka kaydının olmaması. Birer yıl için verilen çalışma ve oturma izni için ödemeniz gereken tutar ise 200 Euro civarında. Karadağ Devleti demografik yapının bozulmaması için vatandaşlık vermiyor. Ancak geçen yıl "Ekonomik Vatandaşlık" adı ile apayrı 3 yıllık yeni bir uygulama başlattı. Bu uygulamanın özü ise, sizin bu ülkede yatırım yapmanız veya belli tutarlarda gayrimenkul almanız gerekiyor. Ancak insanımızın dikkatsizliği ciddî problemlere yol açtı. Kişi verdiği 7 bin ile 12 bin Euro arasında değişen paralar sonrası vatandaş olacağını düşünerek elindeki belgelerle Karadağ'a gitti. Tabii burada gerçek ile yüzleşti. Çünkü böyle bir şey söz konusu değil. Dolandırılan kişiler her gün bizi ya da Büyükelçiliği aramaya başladı. Elbette bu durum oradaki itibarımıza da ciddî biçimde zarar verdi. Karadağ yetkilileri bize; "Parayı sizin adamlar alıyor" diyor. Bizimkilerin burada para verdikleri ofisler yazılı metinde "işlerinizi takip edeceğiz" diye sözleşme yapıyorlar. Ancak söylenen ile sözleşmede yazan farklı şeyler. Ama sonunda eliniz boş kalıyor. 

Ben bunu önce Hürriyet Gazetesi'ne anlattım. Hürriyet Gazetesi haberi sür manşetten verince biraz soluk aldık. Ertesi gün yazılı ve sözlü medyamız olaya sahip çıkınca uyarı görevimizi tam anlamıyla yapmış olduk. Buradan bir defa daha medyamızın duyarlılığına teşekkür ediyorum. 

Neyse uyarılarımızın faydası oldu. Bunların ardı arkası kesildi. Bu da geride kalan on iki yıldan hatıra!

DR. AKKAN SUVER FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU SIRASINDA

TARİHE IŞIK TUTAN BİR KİTAP YAYINLADI

Fahri Başkonsolosluk görevi sırasında Dr. Akkan Suver, Türkiye ile Karadağ (Montenegro) ilişkilerinde önemli çalışmalara öncülük etti, imza attı. Dr. Akkan Suver'in ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ortaya koyduğu çalışmalarının yanı sıra; bir büyük eser de yazdığı ve Türkiye'de bir ilk olan Karadağ (Montenegro) târihi dünden bugüne Türk-Karadağ ilişkilerini anlatan kitabıdır. Dr. Akkan Suver'in yazdığı ve ortak tarihimize ışık tutan bu kitap daha sonra Karadağ dilinde, ünlü tarihçi Şerbo Rastoder'in önsözüyle Karadağ'da (Montenegro) yayınlandı.

GAZETECİ-DİPLOMAT

ON İKİ YILDIR KARADAĞ (MONTENEGRO) DEVLETİ'Nİ İSTANBUL'DA FAHRİ BAŞKONSOLOS OLARAK TEMSİL EDEN DR. AKKAN SUVER GÖREVİNİ RESMİ KONSOLOSLUĞUN AÇILMASIYLA BÜYÜKELÇİ SELİM LİKA'YA DEVRETTİ.

DR. AKKAN SUVER VE OĞUZ ÇETİNOĞLU

DÖNEMİN DIŞİŞLERİ BAKANI MİLAN ROCEN, 11. CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL VE DR. AKKAN SUVER'LE 

DR. AKKAN SUVER VE KARADAĞ (MONTENEGRO) CUMHURBAŞKANI MİLO DJUKANOVİC VE KARADAĞ (MONTENEGRO) ÖNCEKİ CUMHURBAŞKANI FİLİP VUJANOVİC İLE BİRLİKTE

Dr. AKKAN SUVER:

26 Mayıs 2008 tarihinde Montenegro Devleti tarafından İstanbul’a Fahri Başkonsolos olarak atanan Dr. Akkan Suver halen Türkiye’nin en prestijli sivil toplum kuruluşu olan Marmara Grubu Vakfı’nın başkanlığını yürütmektedir.

1998 yılından beri aralıksız olarak gerçekleşen Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin kurucusu olan Dr. Akkan Suver; 2001 yılında Azerbaycan Tefekkür Üniversitesi tarafından Fahri Doktora, 2010 yılında Kırgızistan Bişkek Üniversitesi tarafından Fahri Profesörlük, 2013 yılında Romanya Köstence Devlet Denizcilik Üniversitesi tarafından Fahri Doktora ünvanı ile taltif edilmiştir.

Geride bıraktığımız yıllarda, Türkiye’de başlattığı daha sonra uluslararası barış alanında gerçekleştirdiği kültürlerarası diyalog çalışmalarından dolayı 2007 yılında Papa 16. Benedict tarafından Papalık Madalyası ile onurlandırılan Dr. Suver’e bugüne kadar Azerbaycan Devleti tarafından Terakki Madalyasi (2006) ile Dostluk Ordeni (2011), Moğolistan Devleti tarafından Cengiz Han Madalyası (2006), Gümüş Yıldızı Madalyası (2009) ve Kutup Yıldızı Madalyası (2012) verilmiştir.

2011-2012 yıllarında Karadeniz Hazar Denizi Uluslararası Vakfı (BSCIF) dönüşümlü Başkanlığını yaptı.

Kültürlerarası Diyalog çalışmaları ile uluslararası alanda kabul gören Dr. Akkan Suver’e 14 Şubat 2013’de Balkan Barış Kulübü tarafından Balkan Barış Madalyası verilmiştir.

14 Ekim 2014 tarihinde Dr. Akkan Suver’e Moldova Gagavuzya Yeri’nin en yüksek Nişan’ı olan "Gagavuzya Yeri Ordeni" verilmiştir.

20 Kasım 2014 tarihinde Komünizm’in bitişinin 25. Yılı münasebetiyle, Dr. Akkan Suver’e Bükreş’te Romanya Başbakanı Victor Ponta tarafından "Romanya Devlet Nişanı" verilmiştir.

23 Kasım 2014 tarihinde Dr. Akkan Suver’e Viyana’da Viyana Ekonomi Forumu tarafından "Stratejik Partner Ödülü" eski Şansölye Dr. Erhard Busek tarafından verilmiştir.

17 Aralık 2014 tarihinde Romanya’nın Ankara Büyükelçisi Radu Onefrei, Dr. Akkan Suver’e "Türk-Romen İlişkileri Dostluk Ödülü"nü kendi eliyle sunmuştur.

21 Ocak 2014 tarihinde Gagavuzya Başkanı Mihail Formuzal, Gagavuzya’nın Moldova Parlamentosunca 23 Aralık 1994 tarihinde kabul edilen Özerkliği’nin 20. yılı münasebetiyle tertiplediği etkinlikler çerçevesinde Dr. Akkan Suver’e, "20. Yıl Hürriyet Madalyası" sundu.

2016 yılında Azerbaycan Devleti tarafından "Enerji İşçisi" nişanıyla onurlandırıldı. Gene aynı yıl Slovenya'da bulunan Hayat Boyu Eğitim Akademisi tarafından "Bilge Büyükelçi" diploması verildi.

2017 yılında Dr. Akkan Suver, 20. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ni gerçekleştirdi.

9 Haziran 2017 günü Arnavutluk Devleti, Cumhurbaşkanı Bujar Nishani eliyle Dr. Akkan Suver'e "Devlet Sivil Liyakat Nişanı" verdi.

Geride bıraktığımız yıllarda Azerbaycan’da, Çin Halk Cumhuriyeti’nde, Romanya’da, İspanya'da, Avusturya’da, Moldova’da, Gagavuzya’da, Moğolistan'da, Kırgızistan'da, Özbekistan’da Makedonya’da, Karadağ’da, Bulgaristan’da, Polonya'da, Slovenya'da, Arnavutluk’ta katıldığı çeşitli uluslararası toplantılarda Türk sivil toplumunun görüşlerini aksettirdi.

Dr. Akkan Suver, geride bıraktığımız yıllar içerisinde ulusal ve uluslararası çeşitli kuruluşlar tarafından yılın gazetecisi, yılın sivil toplum örgütü lideri gibi unvanlara layık görülerek taltif edilmiştir.

Gene Türk sivil toplumu adına Azerbaycan’da, Özbekistan’da, Bulgaristan’da, Kırgızistan’da, Gürcistan’da çeşitli zamanlarda gerçekleştirilen seçimlerde ‘Gözlemci’ statüsünde yer almıştır.

Dr. Suver Türkiye’nin tanınmış gazeteci ve yazarlarındandır. Kitapları Türkçe’nin dışında Azerice, İngilizce ve Karadağca dillerinde de yayınlanmıştır. Halen İzmir’de yayınlanan Gözlem Gazetesi’nde yazmaktadır.