Herkes düşmüş aş derdine. Hangi esnaf ile göz göze gelsem tükenmişlik sendromuna yakalanmış hissiyatı var. Sokaktaki insanlar kalan son 5 lirasını acaba nasıl birden fazla şekilde değerlendiririm diye düşünür oldu.
Temel Reis’in ıspanak kutusundaki gücü bekliyorlar san ki;
Herkes son damlasında terinin.. 
Herkes son kozlarını oynuyor..
Son bir gayretle tutunuyor hayatının gün be gün kırılan dallarına.. 
Velev ki başladık yürümeye inceden;
Önce benzinliğe ilişti gözüm, gecenin ayazında kriz üstüne kriz gelmiş olmalıydı bu saçlarının her telinde yaşanmışlıkları yatan adama. Suratı oldukça asık, memnuniyetsiz duruyor şuracıkta, aklının ucundaki soru işaretleri kafa tasından geçip te gün yüzüne çıkacakmış ifadesi.. Belli ki var bi şikayeti veya  çaresizliği.. 
Sonra sokaktaki insanlar birer birer düştü gözlerimin perdelerine, öyle çok hayatlara tanıklık ettim ki, birçoğunun ailesi bile yoktu, tek başınayken nasıl bu kadar dertli olabilirdi ki insan? Sorumlulukları bile yarı yarıya..
Asıl mesele şu; herkes bir şekilde şikayetçi düzenin bozukluğundan. Ancak koyun sürüsü misali başı çeken birileri var ve peşine takılmış, at gözlüklerini çekmiş gidiyoruz işte. İşçisinden, memuruna herkesin bir şekilde dile getirmek isteyip te söyleyemediği, utandığı, çekindiği bir sürü ayyuka çıkış sorun varken, bu sorunların asıl sorumluları YÜZLERİ BİLE KIZARMADAN, hayasızca ve giderek çığ gibi büyüyen plan, projeleriyle,  çeşitli entrikalarıyla  yeniden yapılandırmakta oldukları düzenin düzensizliğine şak şakçılarıyla birlikte eşlik etmekte.. Renk körü misali her ak dediğimiz kara aslında! 
Beynimizin içinde görünmez kablolar var adeta, birileri tarafından sürekli izleniyor, takip ediliyor ve en acısı da bir şeyler için dayatılmış yönlendirmelerle hareket ediyoruz.. Dur diyenler yok mu dediğinizi duyar gibiyim.. Elbette ki var, ancak sessizin sesi olmak kimsenin haddine değil bu ülkede maalesef! 
İşte tam da bu noktada, sessiz kalıyoruz...
Sessiz çığlıklarımızı duymuyorlar ki, karşılıklı güle oynaya üç maymunu sergiliyoruz.. 
Kulaklarımız sağır, gözlerimiz kör, bilip te bilmemezlikten geliyoruz. En trajikomik tarafı da bu aslında, ağlanacak halimize gülüyoruz.
İşe alımlarda bile şart koşulur oldu, cv lerin alt kısmına yazılacak bir sürü yeni maddeler eklenmiş meğer.. Resmi olmayan prosüdürler peydah oldu iş piyasasında .. 
Boyun eğip, sessiz kalıp, her şeye kafayı sallamak bize göre değil ki.. 
Bu toplumda öz olan değerler var, her ne olursa olsun biz özüne sahip çıkmasını biliriz.. 
Keser döner sap döner gün gelir elbet hesap döner ..