Çağlayan Adliyesi'nde Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin alan teröristlere karşı altı saat süren bekleyişin ardından yapılan operasyon, malesef savcımızın şehadetiyle sonuçlandı. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dliyorum...
Polis Özel Harekat timlerince gerçekleştirilen operasyonda iki terörist de ölü ele geçirildi, ama Savcımız gittikten sonra ne fayda???  Haberleri izlerken eski yıllarda Mısır’da polisin kurtarma operasyonunda teröristlerle birlikte rehinelerin çoğunu öldürdüğü, aklıma geldi...
Yapılan resmi açıklamada; "31 Mart 2015 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın çalışma odasında görevini ifa etmekteyken iki silahlı terörist tarafından rehin alınması ve uzun süren görüşmelere rağmen teröristlerin teslim olmayıp,  Cumhuriyet Savcımızı şehit etmesi olayıyla ilgili olarak gerek yazılı, gerekse görsel ve sosyal medyada çıkan bazı haberlerde Cumhuriyet Savcımızın polislerce öldürüldüğü, teröristlerin içeriye bomba ile girdikleri, içeride bomba patlattıkları , şehit Cumhuriyet Savcısının otopsisinin yapılmadığı ve buna benzer eksik, maksatlı, yanlı yayınlar yapılmakta olduğu müşahade edilmiştir." Denmiş.
Operasyonun başarısından bahsederken El insaf be kardeşim, “olur böyle vakalar Türk polisi yakalar...”  deyişimizi hatıralamadan edemiyor insan... Böyle bir operasyonu rastgele insanlar yapsa bundan daha kötü sonuçlanamazdı. Edindiğim bilgiye göre rahmetli savcımızın beyninde 3, sırtında 2, omuzda 2, bacakta 2 kurşun varmış. Bence ne yapıp edip, savcıyı sağ kurtarmak esas amaç olmalıydı. Birincisi bir insanın hayatı her şeyden önemli olduğu için, ikincisi adalet sisteminin teröre kurban edilmeyeceğini gösterilmesi için, üçüncüsü devlete güvenin sarsılmaması için.
Her zaman olduğu gibi her ne sebeple olursa olsun terörü kesnlikle lanetliyorum. İç veya dış hangi çevreler tarafından kurgulanıyor, yönetiliyor ve gerçekleştiriliyorsa, en ufak bir tereddüte düşmeden gereği neyse yapılmalıdır. Cinayetten, şiddetten, terörün her türlüsünden rant ummak namussuzluktur, şerefsizliktir. Terörün masum ve haklı gösterilmesi asla kabul edilemez. Terör, sinsi bir savaştır. Kesin sonuç alamazsa da muhatabını yıpratır, halkı yılgınlığa sürükler, devlete olan güveni ve kamu düzenini sarsar özetle siyasi, sosyal ve ekonomik yapıyı hasta ederek dış müdahelelere açık hale getirir, kaos yaratır. Terör(ister pkk, ister dinci, ister bölücü, ister sağ, isterse sol olsun savunulamaz, haklı gösterilemez, hoş görülemez!!! Devletin ve milletin milli ve manevi değerleri terör karşısında rencide edilemez. Bu konuda ne AB, ne de ABD veya başkaları  baskı yapamaz. Fransa’da islamcı teröristler tarafından bir mizah dergisine yapılan saldırı sonrasında nasıl birlik ve dayanışma içinde olunduysa bizim muhatap olduğumuz terör karşısında, Batılılardan aynı tepkiyi beklemek en doğal hakkımızdır. Onlar eleştirilerini kendilerine saklasınlar. Kendilerine yönelik herhangi bir şey oldumu tartışmasız infaz ediyorlar, konu kapanıyor.
Basına yansıyan haberlerde teröristlerin, Yunanistan’la yaptıkları telefon konuşmalarından sonra savcıyı öldürdükleri belirtiliyor. Eğer öyleyse, Yunanistan’a hesabını sormak gerekmezmi? Bu kaçıncı düşmanlıkları??? Yıllar önce bebek katili teröristbaşını elçiliklerinde saklamamışlarmıydı? Bölücü terör örgütüne yıllarca destek vermemişlermiydi? Aşırı sol örgütlere (lavrion kampı vs. gibi) yataklık etmemişlermiydi???
Berkin Elvan teröristmiydi ki, onu gerekçe göstererek bu cinayeti işlediler? Bu nasıl iş diye düşünmedim değil? Bu nedenle işin içinde bazı tuhaflıklar dikkatimi çekiyor. Her şey apaçık ortadayken, bir kısım basının ve muhalefetin hedef gösterilmesi!!! Bazı gazeteler cenaze törenine alınmaması, neden??? Muhalefet liderleri cenazeye gelmemişse de aynı gün taziye mesajları yayınladılar, adliye ve aileye başsağlığına gidildi. Taziyeye giden Kılıçdaroğlu’nun protesto edilmesinin ve şişe atılmasının bir izahı varmı? Size yapılsaydı ne yapardınız???
Lütfen sapla samanı karıştırmadan, terörün kaynağının kurutulması için ne gerekiyorsa onu yapalım. Kaybettiğimiz insanlar bizim insanımız, yaşanan acılar hepimizin, bunun bedelini hepimiz ödüyoruz, neticede bu vatan hepimizin...