Öyle bir yerdesindir ki, cevap vermezsin ama,

Duyarsın acı acı senin için edilen feryatları,

Duyarsın bin pişman olmuş,  yüreklerin dile gelişini,

Duyarsın bin pişman olmuş, yüreklerin dile gelişini,

Hissedersin, sana dokunan buz gibi ellerin titremesini,

Hissedersin geç kalmış özür yüklü gözyaşlarının tenini ıslatmasını,

Cevap veremezsin, ecel kancasını takmıştır sana,

Ölümün o buz gibi nefesini hissedersin ensende,

Vücudun her bir zerresi tuhaflaşmıştır, farklılaşmıştır bir anda,

Acıların yerini, hissizliğe bırakmaya başlamıştır bile,

Evlatların, evlatların gelmiştir gözünün önüne,

O kara kara baka gözleri, annem diye sarılmaları,

O son gözyaşların evlatların için süzülür gözlerinden yanaklarına doğru...

Ah be hayat bitiriyorsun işte dersin,

Oysa sana geleceğimizi bile bile ne çok yormuşuz yüreğimizi,

Ciğeri beş para etmezler için, ne çok paralamışız kendimizi.

Elalemin ağzından çıkmasın diye hasetlik, fesatlık,

Art niyetli iftiralar diye ne çok kısıtlamışız kendimizi

Elalem ne der diye? Nasılda tüketmişiz daha yaşamadan hayallerimizi,

Evet şimdi sanırım gitme vakti,

Hayallerden, umutlardan, gelecekten.

Ecelin, buz gibi nefesini ensende hissederek,

Bilinmezliğe gitme vakti şimdi.

Vedalaşma vakti şimdi...

ÖZÜMÜZE DÖNELİM

M.S 800’LÜ YILARDA YAŞAYAN ARAP MÜELLİFİ EL CAHİZ

Maalesef, günümüzde Türklerin çoğu kendi özlerini unutmuş birçok kültürü benimsemiştir. En fazla da Arap kültürünü, kendi kültürü sanmak gibi bir yanılgının içine düşmüşlerdir.

   Peki, Arap müellifi El Cahiz’in Türkleri nasıl anlattığını biliyor musunuz? Silkelenip kendimize gelmemiz için özümüzün güzelliğini görmemiz için bunları sizinle paylaşmak istiyorum.

• Türk, edepli, terbiyeli, akıllı ve temiz kalplidir, azimlidir, hoşgörülüdür, tedbirlidir.

• Türk yerini, yurdunu çok sever. Ondan ayrı düştüğünde orasını her zaman özler.

•Türk sağlam yapılıdır, cesurdur, kahramandır. İyi savaşır. Türkler iyi savaşçı oluşları sebebiyle, tüm çağlar boyunca dünyanın da en seçkin askerlerinden sayılmıştır.

•Türk, açık sözlü ve açık yüreklidir.

•Türk, namusludur, güvenilir insandır.

•Türk, teşkilatçıdır; emir - komutanın ne olduğunu iyi bilir.  O yalnız olduğunda iyi bir önder olduğu halde, başında kendisinden daha üstün yetenekli birisi olduğunda ona severek itaat eder.

•Türk zayıf ve acizleri korur; savaş zamanlarında korkunç bir savaşçı olsa da o barış  zamanlarında en sakin insandır. Bu zamanlarda gelene gidene yemek yedirir, içirir, yardım eder.

•Türk tabiatın içinden geldiğinden, küçük yaşlardan itibaren hayat kavgasına alışmıştır. Hayatın ve yaşamanın zorluklarını bilir ve onları çözmeye yatkındır.

•Türk rahata kavuşunca gevşer, hatta bazen komşularının etkisinde kalır. Ama çok geçmeden kendi özelliklerine dönmesini bilir.

•Türk, çoğunlukla et yemekle birlikte sağlık bakımından bunu dengelemesini bilmiştir.

•Türk, tabiata karşı çok dayanıklıdır. Hayatın güçlüklerini güler yüzle karşılar. Türkün atı da çok dayanıklıdır.

•Türk, hem çoban, hem seyis, hem cambaz, hem baytar, hem de süvaridir.

     

TÜRK OĞUZ BEYLERİ, MİLLETİM, İŞİTİN!

ÜSTTE MAVİ GÖK ÇÖKMEDİKÇE

ALTA YAĞIZ YER DELİNMEDİKÇE

SENİN İLİNİ VE TÖRENİ KİM BOZABİLİR?

EY TÜRK! TİTRE VE KENDİNE DÖN!

BİLGE KAĞAN YAZITINDAN