"Sayın Akosman, 

Ben 68 kuşağından, 55 yaşında üniversite mezunu bir okurunuzum. Cumhuriyet Gazetesi ve bir de Önce VATAN'ı okumaya çalışıyorum.  

Okumaya çalışıyorum diyorum, çünkü okuyamıyorum? 

Cumhuriyet en ciddi, en ağır gazete diye bilinirdi ama siz Cumhuriyet'in ruhuna Fatiha okuttunuz? 

Alınmazsanız eleştirilerime devam etmek istiyorum... 

Sizinki kadar köşe yazarı hiçbir gazetede yok! 

Çokluğunu hadi kabul edelim? Ama o kadar uzun yazıyorlar ki bizi her gün bir roman okumaya mahkûm ediyorlar! 

Tabii ki her gün bir roman okunamayacağından, ancak bazı yazarlarınızı okuyabiliyorum. 

Ben iyi kötü eğitim görmüş ve mürekkep yalamış birisiyim! Fakat sizin bazı yazarlarınızı okuyabilmek için, bir elimde de Osmanlıca sözlük bulundurmak gerekiyor! 

Bu mübarek zatlar yoksa El Ezher'in (Kahire'deki ünlü Arap Üniversitesi) hocaları mı? 

Yunus Emre, Karacaoğlan gibi ozanlarımız 650 yıldır hala okunabiliyor ve anlaşılabiliyorsa, arı bir Türkçe ile yazdıklarındandır. 

Bize bu çağda adeta Nef'i yi okutturmaya çalışıyorsunuz. 

Önce VATAN'ı neden okuyorum? 

Üniversitede arkadaşlarım bana "Colorado Yusuf" derlerdi! 

Koyu Amerikan düşmanıyım. 

Dolmabahçede "Coni"leri boğazın serin sularına atan yurtseverler arasında ben de vardım. 

Ama aziz dostum, Önce VATAN'ın okunur bir gazete olmasını istiyorsan, lütfen bu yazar arkadaşlarla konuş! 

Ben birkaç kez sizi telefonla aramıştım ama baktım değişen bir şey yok, yazmaya karar verdim. 

"Yazar" demek, bir romanın özünü kısa bir makalede verebilen kişidir? Ama monşerler adeta pehlivan tefrikası gibi uzattıkça uzatıyorlar? 

Kaliteli yazıyorlar ama haddinden uzun. 

Özür dilerim, eleştirilerim belki ağır gelmiştir. 

Ama bu zihniyetle giderseniz, tirajınız onbinlere takılıp kalır! 

Oysa ben yurtsever duygu ve düşüncelerinizin daha geniş kitlelere yayılmasını arzuluyorum. 

Bir de yazılar uzun olunca, eskilerin "hurufat" dediği puntolarınızı iyice küçültüp, yazıyı adeta okunmaz bir hale getiriyorsunuz! 

Belki siz buna mecbur oluyorsunuz, ama yazarlarınız uzun yazma hatasından kurtulamıyorlar!? 

Teşbihte (benzetmede) hata olmaz: Değişik fikirler ve yazılar, karışık bir meyva tabağı gibidir. 

İnsan her meyvenin tadına bakmak ister? 

Ama birader, siz meyveleri küfe ile ortaya koymuşsunuz, vatandaş hangisini yiyecek? 

Şimdilik hoşça kalın! 

Yazımı, siz bilesiniz diye yazıyorum. 

Yayınlayacağınıza ihtimal vermiyorum? 

Yusuf Ziya Sönmez" 

Not: Yazının noktasına virgülüne dokunmadım. Çünkü doğru söze ne denebilir ki?