OKUMAYI BAŞARMAK
Her iki cilt arasına sıkışmış kâğıdı kitap sayabilir miyiz? Dünyada genel olarak kitap, “Kitap periyodik olmayan, kırk dokuz veya daha fazla sayfası bulunan yayınlardır.” şeklinde tarif edilir.
Kitap derken faydalıyı kastettiğimiz muhakkaktır. Zira “Faydasız ilimden sana sığınırım Allah’ım.” diye buyuran Peygamber Efendimiz (sav) ilmin faydalısını bizlere tavsiye etmiştir.
Peki, her kitap insan için faydalı mıdır? Hz. Ali (ra), “Faydalı kitap insan için iyi bir arkadaştır.” diye öğüt verir. Zaten her insanın iyi bir arkadaş isteği yok mudur? Öyleyse en iyi arkadaş arayanlar kitapla arasını iyi tutmalıdır diye düşünüyorum.
Kendini yenilemenin sırrı kitaplar arasında dolaşıp onların arkadaşlığını sağlamakla mümkündür. Faydalı kitap okuyan bir insanın ufku genişleyeceğinden, bağnazlıktan uzak ve müsamahalı olacağı da şüphesizdir.
Bir düşünür kitapla ilgili şöyle der: “Güzel bir kitap her şeyden önce bir okuma aracıdır. Ancak, aynı zamanda bir sanat eseridir, bir şahsî karakter ifadesidir. Hür olma ile geçerlilik kazanan şahsî düşüncenin, bütün alâmetlerini taşır.”
Kitap ömrü uzatmanın en iyi ilâcıdır. Kim ki kitapsever ve okur, onun yaşayışı dolu, zengin ve uzun olur. Zira insanın baş düşmanı boşluk ve tembelliktir. Şeytan da boş adamı çok sever.
Hayatın birçok gerçeği insanı strese sokar. Stresler ise insanın ölüm alârmlarıdır. Bu tür streslerden kurtulmanın en iyi yolunun faydalı bir kitap okuma olduğunu bu işin uzmanları söylüyor.
Bir düşünür, “Okumayan kaybeder” der. Gerçektende kaybetmek istemeyenler hayatın en soylu eylemi olan okumayı başarmalıdır.
Okumak insana mahsus bir fiil. Hayatı, kainatı, insanı ve olayları okuyarak hakikatle yüzleşmek insanın en yüksek görevlerinden biridir.
İnsan bu dünyaya ilimle mükemmelliği yakalamak için gelmiştir. “İnsan-ı kamil” olmak ancak okumakla elde edilen ilimle mümkündür.
Peki okumayı nasıl başarmalıyız?
Her şeyden önce okumayı ihtiyaç listemizin baş sıralarına yerleştirmekle işe başlamalıyız. Okumayı boş zaman geçirme aracı olarak değil de, hayatın anlamını kavramada en muazzam bir araç olarak görmeli ve ona göre hayatımızı tanzim etmeliyiz.
Okumanın en önemli aracı şüphesiz kitaptır. Kitap okumanın kendisi altın değerinde olduğu gibi bu altını kazanmanın da kendine ait bazı kuralları vardır. Bir kitap okurken, ondan daha iyi istifade etmek için uyulması gereken bazı değerli tavsiye ve prensipleri şöyle sıralayabiliriz:
Her şeyden önce, “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ilahi hakikatını çok iyi idrak etmeli ve bilen olmak için okumanın lüzumuna inanmalıyız.
İlmin sadece bu dünyada değil, ahirette de önümüzü aydınlatan bir ışık olacağını asla akıldan çıkarmamalıyız.
Okumayı bir hayat biçimi olarak kabul etmeli ve günlük hayatımızı ona göre dizayn etmeliyiz.
Okumayı, hayatı kolaylaştıran bir hakikat olarak görmeli ve bunun en önemli aracı olan kitabı sevmeliyiz.
Aşkla yöneldiğimiz kitabı, gevşek ve yorgun kafa ile okumamalıyız. Bu okuma eyleminin boşa gitmesine sebep olur.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi “Faydasız ilimden Allah’a (cc) sığınırım” gerçeğini unutmadan okuyacağımız kitapların bize hem bu dünyamızda hemde gerçek alemde faydalı şeyler içermesine dikkat etmeliyiz.
Hayatın bu soylu eylemini gerçekleştirmek için en uygun zamanı seçmek, üzerinde gerekir. Bu zamanı tayin etmek kişiden kişiye değişebilir.
“Tefekkür dikkatleri bir noktada toplamaktır.” Bu sebeple okunan konu üzerine zihin teksif edilmelidir. Aksihalde okunan şeyden bir şey anlamak mümkün olmaz.
İlmi eserler okunurken, elde mutlaka bir kalem bulundurmalı, önemli cümle veya ibarelerin altı çizilmeli ve gerekirse kitabın kenarlarına notlar alınmalıdır.
Okuyacağımız kitap hakkında genel bir bilgi sahibi olmak için öncelikle içindekileri, önsöz ve sonsözünü mutlaka okumalı ve sonra kitabın bünününe geçilmelidir.
Okunan kitap içinde karşılaşılan her yeni kelimenin anlamı ögrenilmeli, gerekirse lügata bakılmalıdır. Böylece kelime hazinesi gelişmiş, genişlemiş olur.
Kitap bittikten sonra ne anlatmak istediği hususunda bir özet çıkarmak mümkünse yapılmalıdır.
Okunan kitabın yazarı iyi tanınmalı, fikirlerinin genel çerçevesi bilinmeli ve konuya hakim olup olmadığı iyi incelenmelidir. Konusunun uzmanı olmayan birinin yazdıkları farkına varmadan zarar bile verebilir.
Hülasa etmek gerekirse, okumak Namık Kemal’in ifadesinde kendini bulan bir gerçekliktir:
“Âdemin hayvaniyeti yemekle, insaniyeti okumakla ayakta kalır.”