Sabah mesajlar geldi siz kıymetlilerimden...
“SEVGİLİ TARİH ÖĞRETMENİM-TARİH KIZ-DEĞERLİ ÖĞRETMENİM”vb. gibi.
KEŞKE ÖĞRETMEN OLABİLSEYDİM;iltifatlarınıza binlerce teşekkürler...
Ben de burada sizlerin bana öğrettiğiniz şeyler için binlerce teşekkür ediyor;KIYMETLİ ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM...
Bu arada kıymetli Prof.Dr.Hüseyin KESER’in “HİSSETMEYİ ÖĞRENİN;HAYATIN SİZE DOKUNDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ!
GÜNAYDIN SEVGİLİ GÜZEL YÜREK!...”benzeri günaydın mesajları yazmamı daha çok teşvik ediyor;gününüz kutlu olsun sevgili hocam...
.../...
“BAŞÖĞRETMEN”ÜNVANI ATATÜRK’E HER ÜNVANI GİBİ “HAKETTİĞİ” İÇİN VERİLDİ...
BAŞÖĞRETMEN OLAN ATATÜRK,
24 Kasım 1934 tarihinde ATATÜRK soyadını alınca ;
24 Kasım “Öğretmenler günü”olarak anılmaya başlandı.
Yani bugün aynı zamanda “ATATÜRK”soyadının TÜRK MİLLETİ tarafından ATASINA verildiği gün.
Ve TÜRK MİLLETİ KENDİSİNE HER KONUDA ÖĞRETMENLİK YAPAN ATATÜRK’ÜN “ATATÜRK” soyadını aldığı günü,”ÖĞRETMENLER GÜNÜ”olarak anmaya başladı.
Kurtuluş tarihimizle kalın;Mutlu kalın!
Çünkü ATATÜRK’ün sözü ile:
“Sınıfa girdiğinde,Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.”
...
TÜRKİYE'NİN AYDINLIK GELECEĞİ İÇİN SAVAŞAN, CEHALET İLE MÜCADELE EDİP ÖĞRENCİLERİNE ATATÜRK SEVGİSİ AŞILAYAN TÜM CUMHURİYET ÖĞRETMENLERİNİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ SAYGI VE SEVGİ İLE KUTLUYORUZ!
Kutlarken de , 10 Kasım Cuma gününde ATATÜRK’Ü anmayan bugün de anmayacağını inandığım DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ve DİYANETİ kınayarak;RUHUN ŞAD -MEKANIN CENNET OLSUN ULU ÖNDER-BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK diyorum...
.../...
Kronolojik olarak ATATÜRK’ÜN EĞİTİM-ÖĞRETİME bakışını değerlendirelim...
1-Nisan 1920 BMM açılışından hemen sonra MAARİF VEKİLLİĞİ oluşturulur Meclis Hükümetinde.
İşgal güçleri VATANI dört yandan işgal etmektedir ve MUSTAFA KEMAL işgal güçlerine göre ‘çete başıdır’.
Mütareke basınına göre ise Mustafa Kemal hayalperesttir:”Hadi canım sende? Silahları dahi olmayan birkaç maceracımı arkasına büyük devletleri alan modern Yunan Ordusu'nu yenecekmiş?"derler...
Temmuz 1920 tarihinde Mustafa Kemal,Meclis Başkanı sıfatıyla daha sonra Maarif Vekilliğinde görev yapacak İsmail Habib’e telgraf çeker.
İçeriğini İsmail Habib'den dinleyelim:
"Telgraf bize Öğretmenler Kongresi'nin açılışını bildiriyordu. İhtimal, o telgraf sadece bir kongre açlışını bildiren bir haber ve bu hadiseyi, sadece iki yüz öğretmenin bir araya toplanmasından ibaret önemsiz bir olay sandık. Halbuki, kongrenin böyle bir zamanda öyle bir kimse tarafından açılması onu fevkalâde bir kongre olmaktan çıkardı, düşman bütün kuvvetiyle hayatımıza kasd için taarruza kalkmışken bizim Ankara'da bütün öğretmenleri toplamamız, yakınımızda bütün tarihimizin en mühim ve en hayati bir harbi cereyan ederken 'Anafartalar' kahramanının öğretmenlere hitabe irad etmesi, ötede kanlı bir savaş yapılırken, beride istikbali kurtarmak isteyen bir meclis kurulması, hayır, bunda, takdir edemeyeceğimiz kadar bir ulviyet ve o harekette, insanı vecde düşürecek kadar yüksek ilâhîlik vardı...”
Ve 1921 Temmuz ayında KURTULUŞ SAVAŞI DEVAM EDERKEN MAARİF KONGRESİ 200 civarında öğretmenin katılımı ile Ankara’da toplandı.
Çünkü ATATÜRK’E göre düşmanla çarpışmak,
cehalet ile mücadele etmekten hiç farklı değildir.
"Silahla olduğu kadar dimağıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin,bu ikinci sahada dahi birincisinde olduğu gibi zafer kazanacağından eminim”der ATATÜRK bu kongre açılışında...
...
2-Milleti O’na Başöğretmen Atatürk nasıl demeye başladı hatırlatalım:
“Yazı devriminden sonra (1928), Atatürk’ün kara tahta başındaki resmi görülünce, O’na ‘Başöğretmen’denilmeye başlanmıştı.
Aslında, adlandırmada geç kalınmıştı.
Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra, bir İstanbul gazetecisi kendisine şöyle bir soru yöneltmişti:
-Yurdu kurtardınız. Şimdi ne yapmak isterdiniz?
Hiç duraklamadan şu cevabı vermişti:
-Milli Eğitim Bakanı olarak Türk kültürünü yükseltmeye çalışmak en büyük amacımdır.
Ondan sonra Atatürk nerede görülse, mutlaka orada bir okula girer, öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.
Bir gün Atatürk’ün yolu köy okuluna düştü. Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu.
Atatürk sınıfa girince, öğretmen kürsüsünü terk etti.
Atatürk:
-Hayır, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz, dedi. Eğer izin verirseniz bizde sizden faydalanmak isteriz. Sınıfa girdiği zaman, Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.”
(Atatürk’den Anılar...)
...
Ulu Önder ATATÜRK’Ü minnetle anarak ,beni şekillendiren tüm öğretmenlerimin ve Cumhuriyet öğretmenlerinin gününü kutluyorum;saygılarımı sunuyorum.
“SINIFA GİRDİĞİ ZAMAN CUMHURBAŞKANI BİLE ÖĞRETMENDEN SONRA GELİR”diyebilen
Eğitim ve öğretimi MİLLİLEŞTİREN-
BİRLEŞTİREN ve MİLLİ EĞİTİMİ DEVRİM KANUNU OLARAK DEĞİŞTİRİLEMEZ KILAN;EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ YERLEŞTİREN BAŞÖĞRETMENİMİZ ATATÜRK’Ü SAYGI,SEVGİ,MİNNETLE ANIYORUM.
BAŞÖĞRETMENİM ATATÜRK ve tüm Cumhuriyet öğretmenlerimizin “ÖĞRETMENLER GÜNÜ”kutlu olsun.