O ADAM MASON!

Abone Ol

Mason, Masonluk inancına uyanlara verilen bir isim. Masonluk ise Uluslar arası bir menfaat kuruluşu olarak bilinmektedir. 
Masonluk, Yahudiliğin gizli faaliyet gösteren bir örgütüdür. Bütün rütbelerini, sembollerini tahrif edilmiş Tevrat’tan almıştır. Giriş törenleri Tevrat doktrinine uygun olarak yapılır.
Masonluk ile Yahudilik arasında bir bağ olup olmadığı tartışılmıştır. Ancak bilinen birçok delil, Masonluğun Yahudilerin bir faaliyeti olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Masonlar Yahudilikle ilişkilerini gizleseler de bazı yayın organları bu gizliğini üzerindeki perdeyi kaldırıyor. Meselâ Masonların çıkardıkları Mimar Sinan dergisinin 47. sayısının 39. sayfasında yayınlanan bir yazı da açık “Ritüellerimizde Tevrat’tan sayısız alıntılar mevcuttur.” İtirafı vardır.
Tevrat hak bir kitap olmasına rağmen, Yahudiler tarafından tahrif edilmiş ve Yahudiliğin ideoloji kitabı haline getirilmiştir ki, bu ideolojinin siyaset alanındaki ismi Siyonizm’dir.
Ömer Rıza Doğrul, bir konferansında Masonluğun nasıl bir yapı olduğunu şöyle dile getirmektedir:
“Ütopist mahiyette insanlık, dünya vatandaşlığı, enternasyonalizm gibi kozmopolit ilkeleri benimsediğini iddia eden, ancak aynı teşkilât mensuplarını kardeş gören ve teşkilât içindekilere yardımcı olan; inanç ve vicdan hürriyeti mücadelesinde bulunmakla beraber, Masonluk imanını benimsetmek isteyen; umumiyetle liberal, kapitalist, kendi inancına uymak şartıyla imtiyazlı; oligarşik olmakla beraber sözde demokrat görünen; ehliyet, liyakat, fazilet esaslarına, Mason kardeşliğini tercih eden; malî imkânları ve elemanları geniş bir teşkilâta sahip, disiplinli, otoriter, beynelmilel hüviyetteki bu kurum, gizli, esrarengiz birtakım gelenek ve sembollere sahip bulunuyor. Bu sembollerin köklerinin (üçgen, nur, altı köşeli yıldız, akasya, duvarcılık, hiram-mabet şekli vs.) eski Mısır ve Yahudi geleneklerine dayandığı Masonluk yayınlarında belirtilmiştir. Masonluk, insanlığı bir bütün olarak görmek istemesine rağmen yalnız birbirini kardeş tanıması, ehliyet, liyakat vb. vasıflar yerine locaya mensup olduğu için himaye görmesi, bir tehlike anında veya bir yardım isteğinde kendi milletine karşı da olsa, loca mensubunun yardımına yönelmesi, kozmopolit mahiyeti, biricik hakikatin yalnız Masonluk ilkelerinde görülmesi, zaman zaman din ve milliyet aleyhindeki tutumu dolayısıyla, localarda Yahudilerin, dönmelerin bilhassa önemli mevkilerde bulunması gibi sebeplerle, itirazlara uğramış ve Yahudi emellerine, ülkülerine vasıta olduğu İsrail devletinin kurulması için bir araç olarak kullanıldığı ve Yahudiliğin beynelmilel himayesinin arka plânda bulunduğu ileri sürülerek tenkit edilmiştir.”
Tahrif edilmiş Tevrat’tan ilham alan Masonlar, zamanla aldıklarını da kendilerine uydurmuş ve çok farklı bir inanç oluşturmuşlardır. Masonluktaki “Tanrı” inanışı İslâm dininin Allah inancına tepki olarak ortaya çıkarılmıştır ve Deist bir anlayış taşımaktadır.
Masonların Tanrı inançlarına göre, kâinatı aşan bir varlık vardır. Fakat insanoğlu bu varlığı tam manasıyla bilemez. O Kâinatın ulu mimarıdır. Onun için bu varlığa yakarılmaz, ondan bir şey istenmez ve onun insanları sevmesi, imtihan etmesi beklenemez. Böyle olunca ahiret düşüncesi ve öldükten sonra dirilmek fikri de iptal edilmiş oluyor.
Kökleri çok eski olduğu halde 1717’de İngiltere’de kurulup sistemleştirilen Masonluk, İngiltere Yahudileri yanında, İngiliz Emperyalizminin sömürgeciliğinin yanında, her tarafta ajanlar, sempatizanlar, aldatılanlar, yanıltılanlar elde ederek gelişmiş ve İngiliz uyduluğuna bilerek bilmeyerek hizmete sevk edilmişlerdir. Aynı şekilde Amerika’da da Mason localarına Yahudiler kesinlikle hâkimdir. Orada da ticarî, iktisadî, siyasî mevki sahip olmak isteyenler onun desteğine muhtaç hale getirilmişlerdir.
Masonların en önemli özekliklerinden biri aldatarak iş görmeleridir. Tahrif edilmiş Tevrat’a dayandırdıkları ideolojilerinin temelini kan ve gözyaşı oluştururken, onlar kurdukları paravan “Rotary”, “Lions”, “Liones” gibi kurumlarla kendilerini âdeta birer barış havarîsi gibi göstermektedirler.
Masonlar, bugün ülkemizde dâhil olmak üzere bütün dünyada çok etkin bir teşkilâttır ve birçok devletin üst düzey yöneticilerinin Mason olduğu bilinmektedir. Medyadan, sanayiye, siyasetten sanata kadar hemen her alanda etkili masonları görmekteyiz. Bunlar her ne kadar bulundukları ülkeleri sevdiklerini iddia etseler de tek gayeleri Yahudiliğe hizmettir. Ülkemizde de 33 Derece Mason olan birçok devlet adamı mevcuttur ve bunlar maalesef ülkenin kaderinde büyük rol oynamışlardır. Türkiye’nin geri kalmışlığının/bırakılmışlığının temel sebeplerinden biri de bu tür Masonların devletin en üst kademelerinde uzun yıllar bulunmalarıdır.