İnsan beynini kopyalıyorlar! Robotik ve şuan Android sistem dediğimiz yapay zekâ ve robotların entegrasyonu ile İnsan beynini kopyalama işlemini uyguluyorlar. Yarı insan yarı robot üretilecek bir yeni jenerasyonun temelleri aslında 1967’de atıldı.

1967’de ABD ‘de iki önemli bilim insanı bir araya geldi. Bunlardan biri Alman biyofizikçi Max Delbrück, diğeri ise ondan yaşça daha küçük olan ABD’li mühendis Carver Mead’di. Delbrück mesleğininin zirvesinde idi, onu iki yıl sonra Nobel Fizyoloji veya Tıp ödülüne götürecek çalışmalarını her geçen gün geliştiriyordu. Delbrück, genç mühendis Mead’i fiziksel ve algısal durumlar arasındaki ilişki üzerine çalışması konusunda teşvik etti. Konuya ilgi duyan Mead, insan ve hayvan beyinlerinin nasıl çalıştığı, neleri hesaplayıp davranış geliştirdiği hususunda çalışmaya başlayarak uzunca bir yolun adımlarını da atmış oluyordu. 

İnsanoğlunun önünde yepyeni bir proje vardı. Nöroformik Teknoloji Projesi. Bu alanda Mead bilgisayarların insan beyni gibi çalışması, insan gibi düşünebilmesi, insan gibi stratejik kararlar vermesini sağlamak için çalışmalar yapıyordu. Bilginin gerçek zamanlı olarak işlediği bu sistemde yapay nöronlar(beyin sinir gözesi.) ve sinapslar (beyin hücre bağlantısı) kullanılıyor. Bu sayede, her gün yaklaşık 1 milyon nöron kaybetmesine rağmen işlevinde eksilme olmayan insan beyninde olduğu gibi, çalışmayan bilgisayar parçalarının yerini doldurabilecek sistemlerin geliştirilebileceği düşünülüyordu. Nöroformik Teknolojiler kapsamında 2006 yılında Georgia Teknoloji Enstitüsü ilk programlanabilir sinir dizisini yayımladı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden bir grup araştırmacı ise 2011 yılında iyon tabanlı iletişimi taklit edebilen bir bilgisayar yongası geliştirdi.  2013 yılında İsviçreli bilim insanları, insan beyninin bilgiyi işleme yeteneğini taklit eden mikro yongalar geliştirdiklerini açıkladı. Yine 2013 yılında ABD’de Obama yönetiminde BRAIN (Yenilikçi Nöro Teknolojiyi Geliştirerek Beyin Araştırması) isimli bir proje daha başlatıldı. BRAIN projesinde 2020’ye kadar bu teknolojinin geliştirilmesi, 2020-2025 yılları arasında ise beynin temel çalışma alanlarına entegrasyonunu planlanıyor. Teknoloji devlerinden IBM’de 2014 yılında nöroformik bir devre olan TrueNorth projesini geliştirdi. TrueNorth projesinde yer alan SyNAPSE isimli yonganın önemli bir özelliği, düşük sıcaklıklarda ve sadece ihtiyaç duyulduğunu algılandığında çalışmasından dolayı çok az enerji harcaması. Bu alandaki en önemli çalışmalardan biri de Human Brain Project Fikir aslında basit gibi tüm insan beynini bilgisayara entegre etmek. O halde düşünün bunun daha ilerisi nedir? Yarı insan yarı bilgisayar. Daha ilerisi nedir? Yarı insan yarı robot insanlar..!!!  İsviçre merkezli proje, Avrupa Komisyonu tarafından 1,3 Milyar dolar fon desteği sağlanan bir girişim. Projede beyin araştırması, beynin taklit edilmesi, silikon beyinler üretilmesi alanlarında çalışılıyor. Elde edilecek sonuçların soyal, etik, robotik ve tıbbi sorunların çözümünde kullanılması amaçlanıyor.

Nöroformik sistemlerin bir alt kademesi ise nöromimetik sistemler. Bu sistemler, biyolojik davranışlardan ziyade şablon tanıma gibi konulara odaklanıyor. Örneğin artık akıllı telefonlarımızda dahi yüz tanıma, ses tanıma, nesne tanıma gibi yeteneklerin geliştirilmesi nöromimetik projeler arasında yer alıyor. Bu alanda sayabileceğimiz diğer önemli başlıklar arasında ise bir mikroişlemci sınıfı olan yapay zekâ hızlandırıcılar, yapay beyinler, bilişsel bilgisayarlar gibi ilgi çekici konular da var.

Nöroformik teknolojinin insan davranışlarını çeşitli açılardan değiştirebilecek güce sahip olduğu şüphesiz. Birçok yeni etik ve felsefi sorun doğuracağı hatta ve hatta insanlık için ileri bir adım mı? Yoksa savaş mı olacak? Bu da bir muamma! Görünen o ki, önümüzdeki 10 yıl içerisinde beyin kavramını yeniden düşünmek zorunda kalacağız.