Herkese iyi haftalar,

Öncelikle geçmiş kurban bayramınızı kutlayarak, sağlıklı ve mutlu nice bayramlar diliyorum. Değerli okurlarımız bugün sizlerle en çok sorulan ve karıştırılan bir konudan bahsedeceğiz. Taraflar evlendiğinde anlaşamamaları halinde boşanma yolu ile mal paylaşımı, nafaka gibi çözüm yolları bulunmaktadır. Ancak henüz evlenmeyen ve sadece ‘evlilik vaadi’ aşaması dediğimiz nişanlılık döneminde hediye edilen eşyalar ile yapılan masraflar, nişanlılığın sona ermesi halinde ne olacaktır?

Nişanlanmaherhangi bir şekli kurala tabi olmayan ve aralarında evlenme engeli bulunmayan iki kişinin karşılıklı olarak birbirlerine evlenme vaadinde bulunmasıdır. Nişanlılık bir çok sebepten sona erebilir; evlilik, gaiplik, vefat, kesin bir evlenme engelinin ortaya çıkması, çifte nişanlılık veya taraflardan birinin nişanı bozarak tek taraflı sona erdirmesi gibi..

Bilindiği üzere nişanlılık süresince taraflar ve aileleri, oluşan yakınlık ve örf-adetlergereği birbirlerine çeşitli hediyeler vermektedir. Evliliğin gerçekleşmemesi durumunda ise verilmiş hediyelerin ne olacağına ilişkin durum Türk Medeni Kanunu Madde 122’de; “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Kanuna göre taraflar, anne ve babaları ve hatta manevi olarak anne-baba gibi davranan kişiler de dahil ‘alışılmışın dışındaki hediyeleri’ geri isteyebilir ancak bunun birtakım şartları bulunmaktadır.

İlk olarak, verilen hediyeler tarafların nişanlı olduğu süre içerisinde verilmeli ve ‘alışılmışın dışındaki hediyeler’ olmalıdır. Bir hediyenin alışılmış, normal bir hediye olup olmadığı, tarafların ekonomik durumu ile örf ve adet kurallarına göre değişicektir. Mesela bazı yörelerde çok pahalı takıların takılması alışagelmiş bir durum olduğundan somut olaya göre normal bir hediye olabilir. Ancak hediye verenin maddi gücünün çok üstünde bir hediye almış olup olmadığı da önemlidir. Mesela zorlanarak aldığı pahalı bir kolye alışılmış dışı hediye olarak kabul edilebilir. Yargıtay’a göre alışılmışın dışındaki hediyeler; nişan yüzüğü harici kalan tüm altın, değerli takı ve ziynet eşyalardır. Alışılmış(mutad)hediyeler ise; kıyafet, ayakkabı gibi kullanmakla, giymekle eskiyen veya yemek, içecek, fotoğrafçı, kuaför giderleri gibi tüketilebilen eşyalardır.

Bu sebeple kural olarak kullanmakla, giymekle eskiyen veya tüketilebilen eşyaların iadesi talep edilemeyecektir. İkinci şartımız, nişanlılığın yukarıda sayılan evlilik dışındaki bir sebeple son bulmuş olması ve son şart ise, verilen hediyelerin ‘ekonomik bir değeri’ ’nin olmasıdır. Bu üç şartın sağlanması halinde taraflar hediyelerin iadesini birbirlerinden talep edebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, hediyelerin iadesi hükümlerinde, tazminat taleplerinden farklı olarak tarafların kusuruna bakılmamaktadır. Dolayısıyla nişanın bozulmasında kusurlu olan taraf dahi vermiş olduğu hediyeleriaynen iade, mislen iade veya bunlar mümkün değilse sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilir.

Ve son olarak belirtmeliyim ki nişanlanmanın sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde hediyelerin iadesi, varsa maddi-manevi tazminat talepleri istenmelidir. Aksi taktirde, 1 yıl içerisinde tüm bu talep hakları zamanaşımına uğrayacağından hediyelerin geri verilmesi istenemeyecektir.