Bir düşünün bakalım ,geçen yılları artısıyla eksisiyle. İnsanlar tarlada çalışır çift şürer ektiği tokumdan çıkan mahsülü yerdi.

O zamanlar,İnsanın yiyeceği azdı emeği çoktu. kendi kazancımızı doğal yollardan sağlayarak yiyorduk Bahçesinde hayvan gübesi kullanıyor sebzesi çıkmadan dışarıdan alıp yiyemiyordu çünkü, sepzeyi dışardan alacak kadar ,fazladan parası yoktu o zamanlar sera ürünleri de çok satılmıyordu 

Kış gelmeden hazırlık yapılırdı. Taze et alınmazdı güzün kesilen besili bir hayvanın eti kurutulup kış boyunca yenirdi..yazın ,ürettiği sepzenin kurusunu da kışın yerdi.

Kışın köylünün tek proteğin kaynağı tavuklarıydı yumurtası çok önemliydi bir öğün yemek savardı.ama kışın tavuklarına bir kıran hastalığı gelmeye görsün milletin tavuğu varsa yoksa hepsi ölürdü..hastalığın kurtuluşu yoktu bunun için köyde hastalığı duyan tavkları hasta olmadan keser etini dolaplara doldururdu..

O zamanlar halkımız fakirdi.şimdiki gibi teknoloji gelişmemişti akşama kadar tarlada iki kaşık çorba içer ,ya çift sürer yada çapa yapardı..böyle olduğu halde fazla hastalık çeşidi yoktu.

İnsanların da en korktuğu hastalık, Veremdi. (Tüberküloz) Tedavisini devlet karşılar hasta olanlar verem hastanelerinde bedava 3-4 ay yatar biraz iyileşir gelirlerdi. Evlenmeleri de devlet kontrolünde müsade edilirdi.

Şimdilerde halk iyce zenginleşti teknoloji ileriledi her tarafa santrallar kuruldu çeşit çeşit yiyecekler mevsiminden önce çıkmaya başladı insanların alım gücü çoğaldıkça hastalıklarda çogaldı her birine bilinmez bir ad takıldı içlerinde en korkuncu da Kanser çıktı.ve tedavisi hem çok pahalı hemde fazla yararı yok gibi. 

ikinci sırayı da kalp hastalığı aldı..

Şimdi biz yaşadığmız hayattan pişman mıyız? Hayır o zaman eski yaşantıya da dönemiyeceğmize göre bu yaşanılan çağın bir ortasını bulmamız gerekmez mi sağlığmız için diyorum..