Görmüyor musun? Acilin camında not var. "Otomobildeki hastaya "iğne" yapmaya gidiyorum, az sonra geleceğim."  

Hekimlerin çok sık duyduğu bir figandır. "Acilim ben!" Herkes kendi aciliyetini kendine göre koyar. Oysa hekimler, acile gelen hastada ayrım yaparak, sıraya sokmaya çalışır. En acili, ölüme en yakın skaladan başlar ve ağrı esas değildir. Önemli olan, kaç "ilmik" kalmıştır hayata tutunmak için. İlmik sayısı ne kadar" az" ise, aciliyeti hekim için o kadar fazladır.Belirleyici olan, azraille kalan mesafesidir.

Tabi ki herkes, birilerinin biriciğidir, kıymetlisidir. Doktorun olduğu gibi, hastanın olduğu gibi. Herkes kıymetlidir.

Acile gelen hastanın, acil olma derecesi, sesinin çok yüksek volüme bağlı olması ile alakalı değildir. (Aksine volümü yüksek hasta, hayata tutunması kuvvetlidir.) Hekimler yaşam kriterine göre, önceliklerini saptar.

Örneğin, İtalya'da pandemiye bağlı olarak; hekimler, kimin "yoğun bakıma "alınacağına yasal olarak karar vermek zorunda bırakılmıştır. Hekimlerin "kutsal görev", yapmasının, içeriğini kısmen bu sorumluluk, tanımlamaktadır.

Avrupa ülkelerinde İngiltere ve Hollanda pandemi mücadele yöntemini "sürü tipi bağışıklık" olarak seçmiştir.

Bunun insan haklarına aykırı bir yöntem olduğunu savunan "BEŞİNCİ GÜÇ VAKFI" Lahey Adalet Divanı'na başvuruda bulunmuş ancak, ret edilmiştir.

Şimdi, Hollanda'da hekimler, önceden yaşlı hastalarına, yazı göndererek, olası durumda "yoğun bakımı" isteyip istemedikleri konuda bilgi almaktadırlar. Yoğun bakımları dolu olduğu zaman, maalesef "Tercihlerini" kullanacaklardır.

Yani mücbir sebep varlığındaki, "kutsallığın" davranışlarından biridir. Bu da yaşamlarını sonlandırma sorumluluğu da vermektedir. Verilen karar insanın yapması gereken zor anlardan biridir. Kaldırması zor bir yükü, hekime vermiştir.

Kanun koyucu, bizim nerede olursak olalım, bize ihtiyaç olunduğu durumunda, "Mücbir sebep" varlığında, konu olan, kişinin "vücut bütünlüğüne" dokunma zorunluluğu vermektedir. Sadece bunlarla kalmayıp, bunu yapmamayı, suç saymıştır.

TRİYAJ NEDİR?

Aslında, triyaj hayatımızın her alanında geçerlidir. İş yaşamımızda, iş arkadaşlarımızla kuracağımız ilişkilerimizde triyaj yok mu? 

Müdürünüzün "sizi çağırması" ile mesai arkadaşınızın "sizi çağırması" bir mi?

Ya da herhangi bir çocukla "oğlunuzun" sizi çağırması, "eşiniz" ile "herhangi bir kadın"ın sizi çağırması, aynı ölçüde mi etkilidir? 

Bu davranışları "sosyolojik triyaj" olarak sanırım tanımlayabiliriz. Trafikteki geçiş üstünlükleri de" sosyolojik triyaj" gibi düşünülebilir. 

İlişki triyajı ise hayattaki kazanımları korumak içindir. Toplum "tatmin ve mutlu "bir hayat sürmek amacıyla, öncelikler sıralaması düzenledikleri "sosyal fikstür" ilişklerini yönetmede belirleyici olacaktır. En üst seviyedeki ilişkinin biçimi, kuracağımız ilişkinin algoritmasını belirler.

Sadece "sürekliliği ve yoğunluğu "farklı olmak kaydıyla" insanların, tatmin olabilecekleri bir hayat yaşamak amacıyla, tasnif ettikleri kişi, eylem ve durum bileşkelerinde, en üst sıradaki kişi, eylem ve durumdur.

Şüphesiz, o anki mevcut şartlara göre sıklıkla değişebilir ve önceliklerin değiştiği ölçüde, önceliğin öznesi olan kişi, eylem ve durumda kendi değerini belirleyecektir.

Ekonomik triyaj da; tercih ettiğiniz ticari davranış, alım ve satım; vazgeçtiğiniz olgunun fiyatı kadardır. "Fırsat Maliyeti"dir.

Sağlıktaki zorunlu triyaj nedir?

Triyaj uygulaması hastanelerin acil servis kısımlarına başvuran hastaların, hastalıkları ile ilgili son durumları, hastalık belirtilerinin şiddeti ve hasta durumlarının aciliyeti göz önüne alındığında doktor veya bu konuda acil servis eğitimi almış hastane çalışanları tarafından durum kontrolü yapılarak hastane içinde öncelik belirleme işlemidir.

Hastanede sağlık personellerinin kontrolü sırasında hastaların aciliyet durumuna göre triyaj renkleri belirlenir. 

Üç renkten oluşan triyaj uygulamasında renkler ne anlama geliyor inceleyelim.

Kırmızı Alan: Hastanın hayatının ciddi anlamda tehdit altında olduğu, hızlı bir şekilde aksiyon olarak tedavisine yardımcı olunması gerektiği anlamına gelir. Bu zamanlarda kritik durumu olan hasta hemen kırmızı alana alınır.

Hayatı tehlikesi devam etme durumu yüksek olan hasta 10 dakika içinde durum değerlendirilmesi yapılıp acil olarak tedavi edilmesi gerekir.

Sarı Alan: Hayati tehlikesi devam eden, uzuv kaybı riski olabilecek ve önemli derecede morbidite oranı olan durumlarda kullanılan renktir.

Yeşil alan: Hastanın normal bir şekilde hastaneye gelerek acillere ayakta başvurması, genel durumu ile ayakta sağlık tedavisi yapılacak tedavi durumları için kullanılır.

Sağlıktaki "triyaj" bizim "ne soyolojik ne de politik önemlilik "durumumuzun sıralamasında etkisi yoktur. Burada da tek etkili kriter "fizyolojik ve ruhsal olarak tam iyilik haliniz"dir. 

Acil hal; ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlardır.

Acil servis poliklinik değildir; bunun bilincine varmamız gerekiyor. Aylardır bacağım ağrıyor; kan değerlerim düştü mü kontrol ettirmek istiyorum; gebe miyim bunu test ettirmek istiyorum, ilaç yazdırmak istiyorum gibi taleplerin karşılanacağı yer acil servis değildir. Sadece Türkiye'de değil; dünyada da acil hizmetler böyle yürüyor.

Rasyonel akıl bu "analitik" davranışı gerektirir.

Saygılarımla...