NELER OLUYOR?...

Abone Ol
Hava tam kararınca başlıyor. Tin tin sesler... Sloganlar... Evinde kayıtsız oturabilene bravo! Hemen yöneliyorsunuz, seslerin gelen tarafına... Kimileri desteklercesine evinin balkonundan tencere  kaşık ile ritim tutuyor, kimileri dayanamayıp, eylemcilerin topluluğuna gidip tempo tutuyor. Bir başkaları da inatla evin kapısını, penceresini sıkıca kapatıyor hatta kulaklarına tıpa takıp sesleri duymamaya çalışıyor.
Yaklaşık iki haftadan beri “Canım Ülkemde” durum bundan ibaret... Gezi parkı ile başlayan eylemlerin cesareti ile haklı, haksız olan da olmayan da, içinde biriktirdiklerini meydanlarda sergiliyor. Marjinal kesimler yada marjinal maskeli porovakatörler de çabası. Ya da fırsat, bu fırsat deyip gezi park amacının dışında gösterideler...
“Tabiata kimse balta vuramaz” derken, canlara kimyevi maddeler, darplar, psiko ve fiziki şiddetler diz boyu olup, “Ülke huzuruna balyoz vurulmakta!...”
Neler oluyor?..
Nereye gidiyoruz?..
Ağaçları koruyalım derken, canımızı koruyamıyoruz; birileri bir şeyler söylesin, canımız, fikrimiz yanıyor, yıkılıyor, yakılıyoruz!..
Barışçıl çözümler yok, kimselerde bu kör düğümü çözmek istemiyor gibi.... Demokrasi  yönetimiyle var olan Türkiye’mde artık düşünce, fikir çatışması başlamış halde. “Ben” duygusunun egosuyla, “Biz” kavramı unutulmuş durumda...
Bir telaş, gürültü almış başını gidiyor. Can ve ruh sağlığı tehdit altında böyle devam ederse, üretim de duracak, dış güçlerin istediği zayıflıkta olacağız diye, her birimizi endişe sardı... Olan yine dar gelirli halka olacak, vatana olacak... Ekonomiyi etkilediğinde senelerdir devam eden; “zengin, çok daha zengin..!” “Fakir yine fukara” olacak.
Mustafa Kemal ATATÜRK ve aziz atalarımızın tırnaklarıyla kazıdığı vatanın dört bir yanını hüzün sarmış ve birileri, birilerine gelin kucaklaşalım demiyor!...
Neler oluyor bize; düşünelim mi, ne dersiniz?..