Milli takımımızda Şenol Güneş’le ayrılan yollar sonrası, Yönetim Kurulu Üyesi A Milli Takım Sorumlusu Hamit Altıntop’un önerisiyle federasyon Alman Stefan Kuntz’a gitti. A Milli Takımımızın teknik direktörlüğü için Alman teknik adamla hemen her konuda anlaşmaya varıldı.

Öncelikle belirteyim ki, ‘iyi oldu’ ya da, ‘kötü oldu’ anlamında değil bu konuya yaklaşımım. Bunu zaman içinde görüp anlayacağız. Benim bu konudaki düşüncem açık ve net; Türkiye gibi, futbolu neredeyse bir yaşam biçimi olarak gören bir milletin Milli takımının da, yerli bir isim tarafından çalıştırılmalı. Yani yerli ve Milli olmalı…

Geçmişe dönüp baktığımızda, Ali Sami Yen’le başlayan milli takım teknik direktörlüğü koltuğu, 43 farklı isim tarafından tam 59 kez sahip değiştirmiş. Bu isimler arasında Fatih Terim ve İtalyan Sandro Puppo dört kez bu göreve gelmiş.

Cihat Arman, Doğan Andaç ve Coşkun Özarı’nın da üçer kez Milli takım teknik direktörlüğü yaptığını görüyoruz. Macar teknik adam Ignace Molnar, Sabri Kiraz, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş de ikişer kez göreve çağrılmış isimler.

Kuntz bu makama oturacak 44. farklı isim ve 60. hoca olarak tarihe geçecek.

Dediğim gibi, benim derdim Kuntz değil. Neden bir yerli teknik adam değil de, Türk futbolcusunun karakteristiğini bilmeyen bir Alman? Tamamen bu…

Bana kalkıp kimse, Kuntz’un doksanlı yılların ortalarında Beşiktaş’ta oynamış olmasını artı bir özellik olarak ortaya koymaya çalışmasın. Çünkü, ne futbol o dönemde oynandığı gibi, ne de Türk futbolcusu o zamanların profilinde.

Bir kere ben bu durumu, Türk teknik adamlar adına da üzüntü verici olarak değerlendiriyorum.

Tamam, kabul edelim ki Şenol Güneş’i başarısız buldunuz ve yolları ayırdınız. Diyelim ki okey. Benim Milli takımımı çalıştırabilecek kalitede onlarca teknik adamım var. Bunlar arasında boşta, ya da takım çalıştırıyor olsa bile davet edildiği anda koşa koşa gelecek isimler mevcut.

İllaki birkaç isim vermem gerekirse, bu ülkede hak ettiği değeri bulamamış bir Yılmaz Vural’ı, rüştünü çoktan ispatlamış bir Aykut Kocaman’ı, Rıza Çalımbay’ı, Hikmet Karaman’ı ve hatta, Beşiktaş’la şampiyonluk yaşayan Sergen Yalçın’ı bir çırpıda sayabilirim. Bu isimlerin takım çalıştırıyor olmaları hiç mi hiç önemli değil. Her türlü çözülür. En kötü ihtimalle geçmişte olduğu gibi kendi takımını da Milli takımı da sezon bitimine dek aynı anda çalıştırabilir.

Ancak her fırsatta vurgulamaya çalıştığım gibi, her konuda maalesef ne yaptığını kendi de bilmez haldeki bu federasyon, Hamit Altıntop’un önerisiyle Stefan Kuntz’a gitti. İnşallah, ben ve benim gibi düşünen çok büyük bir çoğunluk yanılırız. İnşallah, ben canı gönülden yanılmak ve Alman hocayla başarılı olup, önce 2022 Dünya Kupası’na gitmeyi yürekten istiyorum…

Hoşçakalın.