Kibirlisiniz. Sürekli senden bahsedilsin malından mülkünden makamından söz edilsin istiyorsunuz
Şikayet ediyorsunuz. Vara yoğa ne varsa hep şikayetçisiniz
Patronluk taslıyorsunuz herkesi yönetmek istiyor sizin dediğiniz olsun istiyorsunuz
Rekabet halindesiniz. Birisini ya da herkesi rakip görüyor sürekli yarış halindesiniz en güzel siz konuşur yazar hoplar koşar yaparsınız üstünüze yok yani övülmeyi hak ediyorsunuz. Elinize su bile dökemeyiz.
Kabasınız. Diğerlerini rencide etmekten hoşlanıyorsunuz. Dalga geçiyor kendinizi bir halt zannediyorsunuz. Çok akıllı ve zeki olmanız çok şey bilmeniz diğerleriyle dalga geçme hakkını vermez.
Dürüst değilsiniz. Sözünüze güvenilmez; her haltı yiyebilirsiniz.
Ruhsal yönden sağlıklı değilsiniz. Empati yoksunu, ben merkezli paronayak ya da psikopatsınız. Ego sorunlarınız var.

Çözüm Nedir?

En yakın gördüğünüz bir arkadaşınıza yada  danışmanınıza  sorun, "insanlar neden beni sevmiyorlar neden benden uzaklaşıyorlar hangi davranışım sorunlu dur!" ifade ettiklerimizin hangileri ne oranda siz de de var.

Güçlü yönlerimizin, zayıf yönlerimizin,  duygusal kalıplarımızın, kişilik sorunlarımızın ne derece farkındayız?

Duygularımızı anlamak, kendimizi anlamaktır. Bunun için ise günün sonunda 15-20 dk süreyle geçen gün içinde nelere üzüldünüz öfkelendiniz sevindiniz diğerlerine göre hangi duygu durumlarınız farklıdır çocukluk dönemlerinde yine benzeri olaylar karşısında benzeri tepkiler vermiş benzeri hisler içine girmiştiniz.

Bu çalışmalarımız sonucu zamanla kendimizi  daha iyi tanırken daha sağlıklı davranışlar sergilemeye başlarız.

Çocukluk dönemi öykümüz önemlidir.  

Güncel ruhsal sorunların kökeni çocukluk dönemi yaşanmış sorunlu öykülerimizdir

Yaşadığınız ruhsal sorunların sebebini anlamak istiyorsanız dönüp çocukluğunuza bakmalısınız.

Kökeni çocukluk çağına dayanmayan hiçbir güncel psikolojik sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocukluk çağı tüm yaşamımıza damga vuran en önemli dönemdir. O zaman ve orada yani çocuklukta her ne yaşandıysa yetişkinlik döneminde er ya da geç bir faturası çıkacaktır kişiye. Hiçbirimiz kötü geçmiş bir çocukluğu tamamen değiştiremeyiz. Ancak çocukluk çağında özellikle anne babalarımızla ilişkide öğrendiğimiz yanlışları yetişkinlik hayatındaki ilişkilerimize taşımamayı seçebiliriz.

Çocukluk döneminde anne baba arasında  şiddete tanık olmuş bu durumu kanıksamış olabilirsin

Ve korku kültürünün değerlerini benimsemiş bir kişi olarak, “kadın erkeğine tabi olmalıdır, kocadır döver de severde gelinliğinle gider kefeninle dönersin erkek ne diyorsa o” gibi inançların olabilir

Bu inançların sonucunda da yetişkin yaşınızda bu inançları uygulayabileceğiniz ya da size uygulayabilecek kişileri kendinize eş ya da arkadaş olarak seçebilirsiniz.

Bilinçsiz görünen bu seçiminiz sonunda sağlıksız ve mutsuz bir ilişki yaşar ve depresyon, kaygı bozukluğu, öfke kontrol sorunları gibi birçok ruhsal soruna sahip olabilirsiniz.

Her şeye rağmen sonradan edinebileceğiniz farkındalıkla içinde bulunduğunuz durumu sorgulamaya başlarsanız sonuçta olumlu değişimlere neden olabilir yaşamınızı şekillendirmeye başlarsınız.

Geçmişin bugünü şekillendirmesine fırsat vermemek yani kötü duygular yerine her türlü koşula rağmen nasıl daha sağlıklı ruh hali içinde olabileceğinizin farkında olabilmeniz elimizdedir.

En mutlu insan kimdir?

Harvard üniversitesinin yaptığı araştırma en mutlu insanların sağlıklı iletişimin geliştirdiği sağlıklı ilişkiler kurabilenler olduğu tespit edilmiştir. Bunun içinde önce kendimizin farkına varmamız ve kendimizle olan ilişkiyi düzenlememiz yani yaşama dair duygu ve düşüncelerimizi anlamamız gerekecektir.