Ne Arzu Ederdiniz?

Abone Ol


Öncelik ile, ne arzu ederdiniz? İlk önce sıcak ile başlayalım, ne dersiniz? Mesela; kenarları gencecik fidanların dalından koparılan zeytinler ile süslenmiş nefis yöresel Orta Doğu çorbasından verebiliriz sizlere. Ardından ister iseniz; ki isteyeceğinize adım gibi eminim olduğum enfes bir tarif daha var, ama şimdilik o sürpriz olsun!

İstirham ederim, buyurun, böyle oturun. Siz de efendi, o koltuk pek bir rahat değildir, alışık değilsinizdir. Siz de lütfen böyle geçiniz. Bu arada, mazur da görün, ama ellerinizi yıkadınız mı? Malum, ellerinizde ne bir kir ve ne de bir pas var. Fakat biz de sofra adeti mühimdir. Kir, pas, çamur dahi olsa inanın bir damla su yeterdi tüm o kirlerin parmak uçlarınızdan akıp gitmesine. Fakat korkarım ki kan banyosundan çıkmışçasına bir şeyleri andıran kırmızı lekeler var beyaz yakalarınızda. Yoksa yemek öncesi şarap mı tatmaya çalıştınız? Yanlış seçim. Çok sağlığa zararlı, buyurun, lütfen size özel hazırlattığımız specialimizi deneyin.

Bu öyle bir içecek ki, insan bir kez içtiğinde yer ve gök kavramı kalmıyor. Olmayan hayaller kurduruyor. Yedi misli arşın arşındırıyorsunuz bir anda! Tatmadan önce tanıştırayım; bunun adı şehadet şerbeti! Denememekte ısrar etmeyin, sizlerin ne kadar geleneklere sadık birer şahıs olduğunuzu biliyoruz. Mutabakatlarımız size olan düşkünlüğümüzdendir.

Ah, çok ayıp! Neden suratınızı ekşitiyorsunuz? Oysa sizin yedi düvele tavsiye edip, durduğunuz, dosta düşmana karşın bu içeceği savunduğunuzu hatırlıyor gibiyiz. Şimdi ne oldu da suratınızı ekşitiyorsunuz? Fakat nasıl isterseniz efendiler, dilediğinizi yiyin! Dükkan sizin! Bir emriniz olur ise seslenin, ne de olsa şerbet için sıraya girmiş olan insanlar bizleriz!

Çok fazla da laf, söz etmek istemiyorum. Yedi iseniz, def olup gidin!