Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

9 Mayıs 1994 tarihinde İstanbul’da doğdum. Aslen Siirtliyim. İlkokul, ortaokul ve liseyi İstanbul Gaziosmanpaşa’da, üniversiteyi  ise Konya’da okudum. Selçuk Üniversitesi Sosyoloji bölümü ve Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümü mezunuyum. Mesleğime Konya’da başladım. İlk olarak Selçuk Üniversitesi Televizyonu’nda haber spikeri, haber muhabiri, haber perfore seslendirmeni ve program editörü olarak çalıştım. Yazın da İstanbul’a geldiğimde İstanbul Üniversitesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne bağlı internet yayını yapan İÜWEBTV’de çalışıyordum. Daha sonra  Konya’nın hatta bence Anadolu Medyası’nın en iyi kanallarından biri olan Kontv’de haber muhabiri ve haber perfore seslendirmeni olarak çalıştım. Orada çalışırken haber şefimiz, bana haber spikerliği teklifinde bulundu fakat okulum bittiği için ve artık İstanbul’a ailemin yanına dönmem gerektiği için kabul etmeyip Kontv’den ayrılmak zorunda kaldım. İstanbul’a döndüğümde bir yandan iş başvuruları yaparken bir yandan da İSMEK’e bağlı Şişli Kişisel Gelişim Okulu’nda spikerlik-sunuculuk eğitimi aldım. Eğitimi de usta gazeteci Kerem Koçin verdi. Ben ondan eğitim alırken sosyal medyada Flash Tv’nin stajyer ilanını gördüm, başvurdum ve ilk olarak ana kumandada ses ve kj bölümünde başladım, daha sonra haber merkezine geçtim. “Ne Diyorsunuz?” isimli bir program başlattık. Hafta içi her gün yayınlanan bu program halk röportajlarından oluşuyordu. Programdan arta kalan zamanlarımda da ajans haberlerini yazıp montajlardım. Bazen de dışarı özel haber yapmaya giderdim. Ben bir yandan Flash Tv’de çalışırken diğer yandan da spikerlik sunuculuk eğitimine devam ediyordum. O zamanlar Cumhurbaşkanlığı Sistemi Referandumu dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla Büyük İstanbul Mitingi gerçekleştirilecekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerini de Altus firması çekip canlı olarak tüm kanallara servis eder. O zaman da Altus’a muhabir lazımdı ve spikerlik-sunuculuk eğitimi aldığım Kerem Koçin sağ olsun beni önermiş firmaya. O gün haber bültenleri haricinde ilk kez canlı bağlantılar gerçekleştirdiğim gün olmuştu. Benim için güzel bir tecrübe oldu. Gün boyu Yenikapı İskele’den TGRT Haber başta olmak üzere tüm uydu kanalları ,ve meydandaki dev ekranlarda canlı bağlantılar ve röportajlar gerçekleştirdim. Aynı gün Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin Basın Şefi bana tebrik mesajı attı ve kendilerine editör lazım olduğunu dile getirerek gelir misin diye sordu. Ben de kabul ettim ve yaklaşık 2 buçuk yıldır Gaziosmanpaşa Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde muhabir ve editör olarak çalışmaktayım. Bu arada 2017’den itibaren de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı her Yenikapı mitinginde muhabir olarak çalışmaya devam ediyorum. Ayrıca medya, tv, gazetecilik alanında tecrübeli isimlerin gerçekleştirdiği kurs, seminer gibi eğitimlere katılarak kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Neden Medya? 

Ben lisedeyken Fox TV Ana Haber Spikeri Nazlı Tolga’nın haber sunumunu çok beğenirdim ve hep onun taklidini yaparak haber sunmaya çalışırdım. “Bir gün ben de haber spikeri olacağım” dedim ve hayallerimin peşinden gittim.  Benim mutlu olduğum, zevk alarak çalıştığım tek alan medya. Bu yüzden Allah ömür verdiği sürece bu alanda çalışmaya devam edeceğim.

Medyaya ilk adımı nasıl attınız? 

Selçuk Üniversitesi’nde okurken üniversitenin karasal yayın yapan bir uygulama televizyonu olduğunu öğrendim ve hemen başvurdum. ÜNTV’de program biriminde stajyer olarak başladım. Bir yandan da yine üniversiteye bağlı Radyo Üniversite’de radyo yayıncılığını öğrenmeye çalıştım. Üntv’de daha sonra bir kültür-sanat programında editör ve muhabir olarak çalıştım. Fakat aklım hala haber spikerliğindeydi. Üntv Haber Koordinatörü Selman Selim Akyüz hocam ile konuştum ve sağ olsun beni haber merkezine aldı. Tabi orada direkt sizi haber spikeri olarak ekran karşısına çıkarmıyorlar. Orada da stajyer olarak başladım ve ilk başta haber yazmayı öğrendim. Diksiyon eğitimi aldım, haber muhabirliği yaptım, daha sonra haberleri seslendirmeye başladım. Derken bir gün arkadaşlarla konuşuyoruz, Selman hocam da var. Selman hoca herkese “mezun olunca  ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordu. Cevap sırası bana gelince “haber spikeri olmak istiyorum” dedim  “Kalk bir deneme çekimi alalım senden” dedi ve ilk kez o zaman hayalime kavuştum. İlk başlarda gündüz kuşağı, ara haber bültenlerini sundum. Daha sonra bana ana haber emanet edildi. Tabi bir yandan da haber muhabiri olarak çalışmaya devam ediyordum. Yani gündüz haber peşinde koşup akşam haberleri sunuyordum. Bir yandan da okul vardı tabi ama okulu da hiç aksatmıyordum. Üniversite son sınıfta Pedagojik Formasyon Eğitimi’ni almaya hak kazanınca muhabirlik ve eğitimin bir arada gitmeyeceğini anladım ve muhabirliği bırakıp haber spikeri olarak çalışmaya devam ettim. Bir yandan da hem Selçuk Üniversitesi’nde Sosyoloji bölümünde okuyup hem Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Pedagojik Formasyon eğitimi alıp hem de Üntv’de ana haberleri ve spor bültenlerini sunuyordum. Bu arada haber bültenlerimiz de canlı olarak yayınlanıyordu. Aynı zamanda son sınıfta ikinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Radyo ve TV Programcılığı bölümünü okumaya başladım. Yani Konya’da son sınıfta böyle yoğun bir tempoyla günlerimi geçirdim. 

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Hayır. Belki yüksek lisans. Ama o da medya ve toplum üzerine olur muhtemelen.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Rekabet baskısı demeyelim de etkisi diyelim. Biz eğer rekabeti hissetmezsek daha iyisini yapamayız ve ilerleyemeyiz. Gerçi ben rekabet olsa da olmasa da işimi hep hakkıyla yaptığım ve en iyisini yapmaya çalıştığım için beni çok etkilemez. Ama dediğim gibi rekabet size işinizde en iyisini yapmaya zorlar ve böylece başarı merdivenlerini de çıkmış olursunuz. Kısacası tatlı rekabetler iyidir.

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Ne yazık ki medyada mesai kavramı yok bu yüzden bir mesai sistemi oluştururdum, düzenli çalışma saatleri belirlerdim

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir ? 

Ben İletişim Fakultesi’nde okumadan bu mesleği yapmaya başladım. Bu meslekte uygulama çok önemli ama teori de önemlidir. Ben hala mesleğimle ilgili kurslara gidiyorum. İletişim mezunu olsanız bile tecrübeli gazetecilerin verdiği eğitimlere katılmak gerekiyor. Yaşam boyu eğitim şart. Emin olun ki her aldığınız eğitim size farklı bir şey katıyor. Ben bu güne kadar birçok deneyimli isimden eğitim aldım ve almaya da devam ediyorum.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi ? 

Hayır. Spikerliğe giden yol muhabirlikten geçer. Nerede ne soracağını bilmeyen, haber yazmayı bile bilmeyen spikerler sadece prompter okuyucusu olur. Bu da ekrana yansır, bir süre sonra yayınlarınız bile izlenmez. Bugün en iyi spikerlere bakın, geçmişinde haber muhabiri olarak görürsünüz. Bu yüzden önce haberin mutfağında gelişmek daha sonra ekran önünü düşünmek gerekir.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Sanırım işkolik olma huyumu değiştirirdim. Bir işi bitirmenden başından kalkmıyorum ve nerede olursam olayım saat kaç olursa olsun bana bir görev, iş, sorumluluk verildiğinde hemen onu yapmaya başlarım. Yani bugünün işini yarına bırakmama gibi bir özelliğim var ve bu özelliğimi değiştirmek isterdim. Çünkü bazen yemek yemek gibi zorunlu ihtiyaçlarımı bile karşılamayı erteliyorum.

 Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Yani medyanın içinde olan birisinin iletişim araçlarından uzak kalması imkansız. Haberler genelde benim telefonuma gazetelerin mobil uygulamasından son dakika olarak düşüyor. Bu yüzden gazete pek okumam ama gazetelerdeki köşe yazılarını okurum. Sosyal medyadan takip ederim gündemi. Televizyonu da bazen izlerim. Akşam ana haberleri takip ederken tek bir kanala takılı kalmam her kanalı takip ederim. Genelde siyasi haberleri ve soft yaşam haberlerini izlemeyi tercih ediyorum. 

Flash TV’deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Ben Flash Tv’ye girene kadar hep ekran önünde yer aldım Ama Flash Tv’de ilk olarak ana kumandada başladım. Bana katkıları oldu. Mesela bir canlı yayın nasıl gerçekleştirilir onu öğrendim. Ama tabi orada da aklım haberdeydi. Bir gün haber merkezinde Yalçın Çakır ile konuşurken haber muhabirliği ve haber spikerliği tecrübelerimin olduğunu söyledim ve o da sağ olsun Haber Koordinatörü Süleyman İnce ile görüşerek beni haber merkezine aldırdı. Orada ajans haberlerini yazıp montajlıyordum. Bazen de dışarı haber yapmaya gidiyordum. Bir gün “halk röportajlarından oluşan bir program yapalım” dediler ve bu programı da benim yapmamı istediler. “Ne Diyorsunuz?” isimli programı başlattık ve hafta içi her gün yayınlandı bu program. Gündeme göre konu belirleyip vatandaşın bilgisini ölçüyorduk ve genelde absürd cevapları yayınlayarak eğlenceli bir program çıkardık ortaya.

Şu an Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde çalışmalar yapıyorsunuz, bize şu an ki çalışmalarınızı anlatır mısınız?

Ben Gaziosmanpaşa Belediyesi'nde muhabir ve editör olarak çalışmaktayım ama orada yaptığımız her iş bir ekip işi. Ben tek başına şunu yapıyorum diyemem. Beni bazen röportaj yaparken görürsünüz, bazen kurgu-montaj yaparken, bazen metin yazarken bazen de elimde fotoğraf makinesiyle görürsünüz. Ekipteki diğer arkadaşlarım da öyle. Hepimiz her alanda aktifiz. Belediyemizin düzenlediği programları, faaliyetleri tanıtma noktasında hepimiz canla başla çalışıyoruz ve her birimiz işimizi severek yapıyoruz. Zaten emek verdiğimiz, okulunu okuduğumuz, tecrübe kazandığımız mesleği yaptığımız için mutlu ve uyumlu olarak çalışıyoruz. Bize bu fırsatı sunan Belediye Başkanımız Sn. Hasan Tahsin Usta’ya sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum. İnşallah ilerleyen zamanlarda da Başkanımızın öncülüğünde Gaziosmanpaşa'ya kazandırılacak projeleri tanıtmaya, haberlerini yapmaya devam edeceğiz.

İyi spikerliği  nasıl tarif edersiniz?  

Haberlere hakim olan, muhabirlik geçmişi olan, haberleri seyirciye düzgün aktaran ve yayın esnasında özellikle muhabire sorduğu sorularla haber içinden haber çıkmasını sağlayan her spiker iyi bir spikerdir. 

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi? Spikerliğin stresli yanları neler? 

Canlı yayında olduğunuzu bilmek başlı başına bir stres zaten. Canlı yayın en ufak hatayı bile kaldırmaz. Bazen teknik hatadan prompter durur karşınızdaki yazıyı okuyamazsınız, bazen reji ile irtibat kesilir hangi kameradan sunum yapacağınızı bilemezsiniz. Teknik hatalardan oluşan durumlar ya da sadece spikerden kaynaklanan hatalar stresi daha da arttırabiliyor. Ama tabi tecrübe kazandıkça stres de zamanla azalıyor. 

Önümüzdeki günlerde televizyonla ilgili de projeleriniz olacak mı? 

Önce radyo daha sonra televizyon düşünüyorum. Tabi yine haber üzerine olacak inşallah.

Yeni Medyanın (Sosyal Medya ve İnternet) Geleneksel Medyayı (Radyo-tv gazete) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek? 

Ben yeni medyanın geleneksel medyayı tamamen bitireceğini düşünmüyorum. Televizyonun ilk çıktığı zamanlarda radyo bitecek deniyordu ama radyo hala tüm hızıyla devam ediyor.  Günümüzde yeni medyaya ilgi arttıkça geleneksel medyaya ilgi azalır ama tamamen yok olmaz bence.

İyi haber spikerlerinin genelde muhabir kökenli olduğu görülüyor bunu nasıl yorumlarsınız? 

Kesinlikle doğru. Spikerliğe giden yol muhabirlikten geçer. Çünkü muhabirler sokağın tozunu yutmuştur, nerede nasıl haber çıkar, bir olay esnasında ya da olayın sonunda ne olur az çok tahmin eder ve o muhabirler spiker olduğunda özellikle son dakika gerçekleşen haberleri iyi yorumlar ve muhabire de ona göre sorular sorar. Yayını çok iyi yönetirler genelde. 

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşten arta kalan zamanlarımı eğitimle değerlendiriyorum. Şu an bir sivil toplum kuruluşunun gençlere yönelik düzenlediği medya eğitimlerinde internet haber editörlüğü eğitimi alıyorum. Eğitimden arta kalan zamanlarımda da bazen ailemle bazen de arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. 

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Özellikle söyleyebileceğim bir kitap ya da film şu an aklıma gelmiyor ama mutlaka vardır. Genelde kişisel gelişime dair kitap ve filmler hayatımda olumlu etki oluşturuyor.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz? 

KırmızıTürk başarısını arttırarak ilerlemeye devam ediyor. Özellikle medyada önemli isimlerle yaptığınız röportajları takip ediyorum ve gerçekten benim gibi genç, daha yolun başında olan kişilere büyük faydası oluyor. Bu çalışmalarınızdan dolayı hem teşekkür ediyorum hem de tebrik ediyorum. 

Gelecek planlarınız nelerdir?  Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Ben medyada 5 yıldır çalışıyorum ve daha 25 yaşındayım. 5 yıl içinde hem yaşıma hem de tecrübelerime göre iyi bir konumda olduğumu düşünüyorum. Bunda, bana güvenen ve mesleğimi gerçekleştirmemde bana fırsat veren meslek büyüklerimin payı çok büyük. Gelişmem için benden desteğini esirgemeyen hayatımdaki tüm değerli kişilere, özellikle meslek büyüklerime teşekkür ederim. Gelecek planlarım arasında haber spikerliğine devam etmek istiyorum. Daha sonra da alanında uzman isimlerle her hafta farklı bir konuyu ele almak suretiyle bir program yapmak istiyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Benim, üniversiteden yeni mezun olmuş ya da şu an iletişim fakültesinde okuyan öğrenci kardeşlerime mesajım olacak. Ben üniversite tercihlerimi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü seçerek oluşturmuştum fakat dershanedeki rehber hocam “Medyada tanıdıksız iş bulamazsın, başka bir bölüm oku” dedi. Ben de o zaman lise son sınıftayım ve bir kaygı var zaten. Gözüm korktu bu yüzden tercihlerimi değiştirdim fakat hayalimden hiçbir zaman vazgeçmedim. Üntv’de, İüwebtv’de, Kontv’de, Flash Tv’de ücret almadan karşılıksız çalıştım ama ben şu an ki konumumu o kanallarda çalışmaya borçluyum. O kanallarda tecrübeli isimlerle çalıştım, çok şey öğrendim. Bugün düzgün bir CV’ye sahipsem paraya değil mesleğimi geliştirmeye odaklandığım içindir. Bu yüzden iletişim fakültesinde okuyan ya da bu işi yapmak isteyen arkadaşlarıma naçizane birkaç önerim olacak. Önceliğiniz kendinizi geliştirmeniz olsun. Öğrenciyken girin bir kanala parasız çalışın, kendinizi geliştirin. Daha sonra kapılar size hep açılacak. Bir de tanıdıksız iş bulamazsınız laflarına aldanmayın. Ben çalıştığım yerlere hep kendi emeğim ve tecrübem sayesinde girdim. Tanıdıkla bulduğunuz işte tecrübeniz ve çalışmalarınızla, bilgi becerinizle kalıcı olursunuz. Eğer siz bir mikrofon tutmayı, bir kamera tutmayı bile beceremezseniz tanıdık bile sizi kurtarmaz. Tanıdıkla değil, kendi emeğiyle yükselenler kalıcı olur bunu unutmayın.

Röportaj ve fotoğraflar: Cengizhan KAYA