Oluyor, bazen bu soruya muhatap beni seçiyorlar. Muhatap seçilme sebebinin başın da yarım asırı geçen ömrüm olduğunu öğrendiğimde az bozuluyorum ya, neyse hayat böyle bir şey. Çok yaşayanın çok bileceği önyargısına karşı bir tezim olsa da henüz öne geçemedi.

“Nasıl sevgili olunur? “ a çok uzun cevap vermek mümkün iken, teferruatı atlamak gerekliliğine inananlardanım. Tıp biliminin çareyi ilaç da, çare olacak gıdayı tablet haline getirmesi gibi. Sevgili olmak aynı zaman da sevgili olmaya namzet olmak için çok seveceksin ve çok sevilmeyi isteyeceksin. Sevme hallerini diğer sevmelerden çok üste çıkarma haline mutlak çocukça diye ek yapıp belirteceksin. Saygın ve seviye sahibi olmayı belirtip dileyeceksin.

Sevgili tanımı karşılığı benim dimağım bu anlattıklarımdan ibaret. Bu anlatımı o kadar uzun boylu izahıyla anlaman ise sende ki akıl ve algı gücünde. Olacak elbet de biraz gizem, açık olmayan sorma, sorgula ma halleri. Öyle mizaha da konu edilmiş “senin maaşın ne kadar? “ gibi basit, sıradan yaklaşımlar olmaz ve şık değildir. Sorular karşı tarafın düşündüklerini ve sahipliklerini öğrenme isteği kadar, kendi aklını ve seviyeni de ortaya koyar.

Çocuk kalmak, o masumiyeti kaybetmemek ne tatlı, ne mükemmel bir haldir. Sevme ise insanın yaratılışın da olan program olduğundan sevgili olmak ile çok hali bağdaştırılır. Sevmek eğilimi çok ve genel eğilimdir. Erkek ya da kadın; markette ki sempatikliği ile tezgahtarı seversin, para üzerini uzatan minibüs şoförünü nezaketi ile seversin, sabahları selamsız geçmeyen komşunu seversin, işyerin de seni gülerek karşılayan güvenlikçini seversin, gazete almak için uğradığın da ayağa kalkarak karşılayan kitapçını seversin. Sevmek güzel ve özel bir kazanımdır, genel sevme halleri biraz da içgüdüsel olduğu için sevgili olup, sevgilin için sevmeleri yüreğinden geçirip öyle yansıtacaksın ve hiç konuşmadan çok olduğunu bağırırcasına anlatacaksın.

Olmadı, olmuyor gibi karşı cevap ve yorumlara kapalıyım. Sevmek sevgili olmak tabi ki zor ve emek gerektiren ve için de sabır barındıran bir uğraş. Yürek işi derler ya, tam da öyle, reçetesi yok bu kazanımın. Bazı iş ve uğraşlar vardır ki eğitim ve öğretimle kazanım sağlanabilir. Yetenek gerektiren durumlar için ise ne eğitim ne de öğretim işe yaramaz. Hakkıyla sevme halleri de, sevilmeyi bekleme halleri de budur, böyledir. Ya beklentilerini düşüreceksin ya da kendi halini, yüreğini yeniden tanıyıp, bileceksin. “Davulda dengi dengine” diye bir sözümüz vardır, ecdattan kalan, bu lafı ezberinde tutup iyi bileceksin. Hani o keloğlan ile padişahın kızının aşk söylentileri var, bilirsin. Doğru, keloğlanın duyduğun ve duymadığın çok sevgili, aşk söylentileri vardır ve hepsi doğrudur, tabi