NASIL ÇÖZÜLÜR?

Abone Ol

Son günlerde adına aydınlar denen gurubun başbakanla görüşmesi ve onu izleyen süreçte başbakanın Diyarbakır mitingi gündemde.

Ülkemizde demokrasinin yaşaması ve güçlenmesi için öncelikle TBMM'de temsil imkânının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini "aydınlar" gurubu da başbakana iletti.

Yıllardır pek çok yazımda, istikrarın sağlanması için, seçim sisteminde hatalı bir uygulama yapıldığını, seçim barajı uygulamakla ülkede ve mecliste istikrar sağlanamayacağını yazdım.

Yaşadığımız süreçte, seçim barajlarının ülkemize istikrar getirmediği kanıtlanmıştır.

Büyük çoğunlukla meclise gelen partilerin, tek parti gibi görülmelerine rağmen aslında birer koalisyon oldukları göz ardı edilemez.

Tek parti gibi meclise yansıyan ama aslında hepsi birer koalisyon olan siyasi parti yapılarından korkmadığımıza göre, seçim barajlarından neden korkuyoruz?

Yunanistan'da da  Türk azınlık olmasına rağmen, seçim barajı yüzde üçtür!? Biz neden bu kadar korkuyoruz ve seçim barajını yüzde onda tutuyoruz?

Tüm siyasi eğilimlerin, meclise yansımasının yolu açılabilirse, gizli koalisyona gerek olmadan, mecliste koalisyonlar ve uzlaşmalar milletin gözü önünde gerçekleşmiş olur.

Kürt partilerin ortalama olarak aldıkları oy oranı yüzde yedi civarındadır. Bu oran, Türkiye nüfusunun 5 milyon gibi bir kısmını teşkil ediyor.

Kürt partisine verilen her oy, ayrılıkçı bir amaç taşıyor anlamında da değerlendirilmemelidir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yapılan istatistiklerde, Kürt Halkı'nın yüzde 93'ü birlikten yanadır. Ayrılmayı düşünen fanatiklerin sayısı ise yüzde 7 civarındadır.

Güneydoğu için dile getirilen geri kalmışlık, haklı bir iddia değildir. Ülkemizin diğer bölgelerinde de açlık ve sefalet vardır.

Maalesef yıllardır o bölgeye hizmet götürülemiyor!?

Terör örgütü, o bölgeye hizmeti engelliyor. Doktorlar, öğretmenler katlediliyor, bölge geri bıraktırılıyor.

Yol yapılamıyor, araç ve gereç yakılıyor, yok ediliyor.

Geri kalmışlık bahanesinin arkasına saklanılamaz.

Demokratik taleplerin karşılanması hepimizin dileğidir. Ama demokratik taleplerin ardına saklanan, ülkenin bölünmesi planlarına, Türk Ulusu'nu oluşturan tüm unsurlar şiddetle karşı çıkacaktır.

İktidarı eline geçirenler maalesef seçim sistemini değiştirmeye yanaşmıyorlar. Yüzde 30-32 oy oranıyla, azınlığın çoğunluğa hükmettiği çarpık bir sistem hüküm sürmektedir.

Bu yanlışta, iktidar ve muhalefet mutabıktır ve bu düzenin sürdürülebilmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.

Çözüm, tam demokrasidir.

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

K. Atatürk