“Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti’ne katılması şarttır, tarihi zorunluluktur, çok acil bir ihtiyaçtır, deyim yerindeyse hayat memat konusudur”(Devlet Bahçeli-Türk ve dünya basını 4 Ekim 2020). Bu sözün ne kadar önemli olduğunu Nahcivan’ın tarihine bakınca daha iyi anlarız. 

Ermenistan ile İran arasında yer alan Nahçivan, stratejik açıdan önemliydi. Türkiye ile Türki Cumhuriyetler arasında bir bağlantı olmasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk, İran ile toprak mübadelesi yapma yoluna gitti. İleri görüşlülüğünü her zaman kanıtlayan Mustafa Kemal Atatürk, iddiaya göre 13 kilometrelik bir toprak parçası satın aldı. Hem de kendi cebinden karşılayarak! Böylece Nahcivan, ülkeyle fiziki bağlantısı olmayıp Türk devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı olan tek toprak parçası oldu. Türk dünyası ile doğrudan sınırımızın olmasını sağlayan bu hamle neden önemliydi? Dönemin şartlarına yakından bakarsak; bölgenin yukarısında Sovyet Rusya ve Ermeniler, aşağısında ise İran yer alıyordu. Olası bir durumda ilişkiler bozulursa, Türk devletleri ve Orta Asya arasında bir bağlantımızın olması gerekiyordu. İşte o noktada, Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet hazinesini kullanmadan, kendi cebinden karşılayarak İran’dan toprak satın aldığı ve Türkiye’ye dâhil edildiği iddia edildi. Ve Sovyetler Birliği dağılırken, Ermeni birliklerinin saldırdığı Nahcivan’a yardım bu toprak sayesinde yapıldı.

1990’lı yılların başlarında, Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girmesiyle Ermeni birlikleri Rusya’dan temin ettikleri silahlarla Nahcivan’a saldırdı ve bölgeyi ele geçirmeye çalıştı. Askeri donanımı bulunmayan Nahcivan’ın yenik düşebileceğini öngören dönemin hükümeti sınır kapısından silah ve ilaç yardımı yaptı. Bu sayede bölge korundu. Nahcivan’lı devlet yetkilisi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nahcivan ve dolaysıyla Asya Türk devletleri ile olan ilgisini şöyle anlatmaktadır:

"Çok kötü durumdaydık, hayatımızı Atatürk'ün 100 yıl önce aldığı toprağa borçluyuz" Böylece Mustafa Kemal Atatürk sadece kendi ülkesini değil, dehası sayesinde başka ülkelerdeki insanların da hayatını ve geleceğini kurtarmayı başardı. Yine Türkiye Cumhuriyeti Nahcivan Başkonsolosluğu ise bu konuda şu bilgilere yer verdi:  

Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türk Kapısı", Kazım Karabekir Paşa’nın “Şark Kapısı” olarak nitelediği Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, Türk Cumhuriyetleri arasında Türkiye’yle fiziki bağlantısı bulunan tek toprağa sahip olması nedeniyle ülkemiz için özel bir anlam ve önem taşımaktadır. Nahcivan şehir merkezi ile Türkiye'nin Iğdır şehri arasındaki uzaklık 160 kilometrelik olup Türkiye ve Nahcivan arasında 28 Mayıs 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle bağlanan 17 kilometrelik bir sınır bulunmaktadır. Moskova Antlaşması öncesinde müzakereler için Rusya’ya giden heyette yer alan Yusuf Kemal Tengrişek, Ankara’dan ayrılmadan bir gün önce (13 Aralık 1920) Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş ve “Paşam Ruslar Nahcivan üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım? Diye sorunca “Nahcivan Türk Kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız” cevabını almıştı. Antlaşmayla, Nahcivan’ın Azerbaycan’a bağlanması Mustafa Kemal Paşa tarafından olumlu karşılanmış ve Ankara’ya dönen Yusuf Kemal Bey “ Muhterem Paşam! Nahcivan üzerinde elden geleni yaptık” deyince Paşa; “Yusuf Kemal Bey! Kapımız mevcudiyetini muhafaza ediyor, bizim için mühim olan budur.” cevabını vermiştir. 

Sonuç; Devlet Bahçeli bu konuda çok güzel ve takdire şayan öneri yapmıştır. Nahcivan özerk Cumhuriyeti’nin Türk devletleri ve Türk Milleti için siyasi önemi ise: “Büyük milleti birleştiren, küçük köprü!” olmasıdır.