Mutluluk tercihlerinde, mutlu olabilmek, analiz ve sentez girdabında yaşayıp giderken yürüdüğün yol ve tüm etkenleri görebilmende. “Astarı yüzünden pahalı” diye bir özdeyişimiz vardır ya, astar kendi tercihimiz ise sorun yok ki! Mutluluk kimsenin elinde ya da tekelinde değil ki, tercih bizim ulaşmak için yöntemlerde kendimizin. Teslimiyetçilik, ezbercilik farklı, haz almak ve kısacık ömrümüzde yol yöntem belirleyip mutlu olup mutlu kalmak farklı.

..

Hikaye bu ya hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve mutluluğu aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş.

Bu bilgeden yardım istemeye, mutluluğun sırrı nedir diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış.

Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki:

– Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın.

Adam sorusuna hemen cevap alamadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş gelmiş bilge bakmış yağ hala kaşıkta, demiş ki:

– Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün.

Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra bilge:

– Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel.

Adam ne yapalım deyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla gene bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş:

– Sarayımın güzellikleri gördün mü, anlat bakalım.

Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri anlatırken bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki:

– Güzel, peki ama yağ nerede?

Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana sıkıla bilgeye demiş ki:

– Şey… yağı dökmüşüm.

Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki:

– Mutlu olmak için hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve hayatın getirdiği sorumluluklara, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmak gerekir.

 

Adam mutluluğun sırrına ulaştığı için sevinmiş, bilgeye teşekkür etmiş ve bilgenin huzurundan ayrılmış.

..

Evren kendi kurallarınca var, Dünyamız da var, bizler de bir zerre olarak içindeyiz. Dengeyi bozmadan, dengemizi kaybetmeden, işimizde başarılı olmak, verimli olmak gayretimiz gibi hayatımızın sade iş olmadığını bilerek. Sevdiklerimizle neşeli ve mutlu olmak, hayatın sadece mutluluk gayretinden ibaret olmadığını, sorumluluklarımızı, hayatın bize sunduğu görev ve sorumluluklarımızı bilerek, öğrenerek. Hayat denge, hayatın kendisi soyut manada bilge, bizler kısacık ömür süremizde ne yaparız da hem sorumluluklarımız hem mutluluklarımızdan ödün vermeden, ulaşacağımız denge.

Mir Murat Demir