Covid-19 virüsü mutasyona uğradığı iddiaları gündeme geldiğinden beri birçok kişi, mutasyonun sonucunu olumsuz yorumladılar. Mutasyon dediğimizde aklımıza olumsuz çağırışımlar geldiğinden bunu da olumsuz yorduk. 

Aşı karşıtlığının, komplo teorileriyle beslendiği bir ortamda, “mutasyon” kelimesi işi zorlaştırmaya yetiyor. İngiltere, Covid-19’un mutasyona uğradığını söylediği günden bu güne kadar ortaya net bir bilgi konulamadı. Bilinen bir şey varsa, o da yeni Covid-19 türünün daha hızlı yayıldığı. Daha fazla hasta ettiği veya daha fazla ölümcül olduğuna dair henüz kesin bilgi yok. 

Bu tartışmaların ortasındayken Sağlık Bakanlığımız aşının kısa süre içinde geleceğini söyledi. İnsanların aşı ile ilgili ön yargıları kırılsın diye tanınmış birçok kişi aşı yaptırdı; fakat bu kesin ve net çözüm değil. Aşı ile ilgili ön yargıların kırılması düzenli ve sürekli çalışma sorucu olur. İnsanlara bu güveni vermek için basit ve etkili yöntemlerle anlatılması gerek. Türkiye’de medyanın bu konular için neden kullanılmadığını hala anlamış değilim. 

Şunu çok iyi biliyoruz, aşı uygulanmaya başlandığında insanları  ikna etmek çok zor olacak. Aşı öncesi ve sonrası yapılması gerekenler ve prosedürlerin insanlar tarafından iyice kavranması gerek. Şu anda aşı Türkiye’ye gelmiş olsa ve yarın aşılanmaya başlanacak olsa, insanlar bocalayacak. Birçok insan hala aşı olduktan sonra maske kullanmayacağını sanıyor. Aşı olduktan sonra virüse yakalanmayacağını zannediyor. 

ASGARİ ÜCRET

Şu sıralar birçok insanın merakla beklediği gelişmelerden biri asgari ücretin ne olacağı. Asgari ücretin gündem olmasının önemli sebeplerinden biri, ülkemizde çalışanların yüzde50’si asgari ücrete çalışmasıdır. Durum böyle olunca insanlar asgari ücretin yeni yılda ne kadar olacağını merakla bekliyor. Aslında önemli olan alım gücüdür. Ülkemizde birçok üründe dışa bağımlı olduğumuz için ve döviz kurlarının da yükselmesi sonucu alım gücü bir hayli düştü. Alım gücünün yarattığı zorluklardan biri borçlanmadır. Birçok kişi insanların akıllı telefon kullandığını ve durumlarının iyi olduğunu iddia ediyor. Aslında bu durum denildiği gibi basit değil. Bugün alacağınız ortalama düzeyde bir akıllı telefonun fiyatı asgari ücretin üstünde. Eğer alacağınız ürün, kazandığınız aylık maaşınızı etkiliyor ve borçlanma yolunu tercih ediyorsanız alım gücünüz düşük demektir. Borç ile alınan akıllı telefonlardan yola çıkarak yorum yapmak anlamsız hale geliyor.

İnsanları asgari ücret beklentisine sokmak yerine alım gücümüzü yükseltmek uzun vadede daha faydalı olacaktır. Bunun için üretmemiz lazım. İnsanları doğrudan etkileyen ürünler için üretim yolları aramamız gerek. Pandemiden dolayı öğrenciler okullarına gidemediğinden online eğitim aldı. Üretemediğimiz için en ucuz bilgisayarlar bile kur nedeniyle alınamaz hale geldi. Üretemediğimiz ve temel geçim kaynağı olan her türlü ürün, insanların alım gücünün düşük olmasından dolayı asgari ücretten daha çok etkilemeye devam edecektir. Türkiye olarak teknoloji gelişmelerden kopmamak için üretim yapmaya başlamalıyız. Üretim yapmaya başladığımız zaman insanlar asgari ücreti düşünmeyeceklerdir. Üretmeye başladığımız zaman, bütçemizi etkilemeden aldığımız ürünlerin rahatlığını yaşıyor olacağız.