PKK’nın Güneydoğu’da pekçok yerde, yol keserek kimlik kontrolü yapmak, haraç toplamak, militan kadrosunu takviye için çocuk kaçırmak ve güvenlik güçlerine saldırmak, yakıp yıkmak eylemleri arasında Diyarbakır’da bir askeri bölgeden, bayrağımızı gönderden alması muhalif muvafık bütün milletin tepkisine neden oldu.
Yer yer bütün Türkiye ayağa kalktı, protesto mitingleri birbirini takip ederken Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Musul Başkonsolosluğumuzu basıp, diplomatlarımızı rehin alması hepimizi şaşkına çevirdi.
Hükümet toplantı üstüne toplantı yaparken, dünya kamuoyunda da hareketlilik başladı.
Bayrak olayı hakkında başlatılan idari ve adli tahkikat sonunda, bir garnizondan bir çırpıda bayrağın gönderden alınmasının nedenleri herhalde ortaya çıkarılmış olacak. Ve biz de, hepimiz bu akıl almaz olayı anlayıp, öğrenebileceğiz.
Diğer olay Musul’un işgali ve bölgedeki gelişmeler etrafımızdaki ateş çemberine benzin dökmek gibi, fevkalade vahim.
ABD’nin Irak’ı bir sorunlar yumağı halinde terkini müteakip göstermelik Irak Merkezi Hükümeti ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi sık sık karşı karşıya geldiğinde, Kürtler ABD’nin desteği ile hep güçlenen taraf oldular. Kuzey Irak’ta Kürt’ler bağımsız devletlerini kuramamış olsalar da bütün Irak’ın yönetiminde adeta söz sahibi haline gelebilmiş ve ardından da Türkiye ile buzları eritmeyi başarabilmişlerdi. Buna rağmen Suriye’deki iç savaş ve Türkiye-Suriye ilişkilerine hakim olan gerginlik, güneyde PKK nedeni ile uzun süredir mevcut olan güvenlik zaafiyetlerimizi daha da artırmıştı.
Suriye’de iç savaşta su yüzüne çıkan etnik ve mezhep çatışmalarının, zaten çok hassas dengeler üzerindeki Irak’ı da süratle etkileyeceği aşikardı. Nitekim öyle de oldu. Suriye’de Süleyman Şah Türbesi’ni kuşatan IŞİD bu defa Irak’a girip Musul’u işgal ve diplomatlarımızı, tır şoförlerimizi rehin aldı. Bölgede Türkmenler de, Kürtlerle IŞİD arasında çaresiz ve hassas bir duruma mahkum hale geldi.
Ve bütün dikkatler Irak’a çevrildi.
Irak’ta Bağdat Yönetimi ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi IŞİD’e karşı birleşebilecekler mi?
Birleşebilirlerse kim kârlı çıkacak?
Bana göre her iki halde de Barzani kârlı çıkacağa benziyor. Zira hem arkasında ABD desteği var hem de ordusu, düzeni ve de parası var.
Bağdat Yönetimi ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi anlaşamadığında Irak, hızla IŞİD de dahil üçü arasında bölünmeye gidecek gibi görünüyor.
Bu durumların hepsinde de Türkiye seyirci gibi kalacaksa, bölgenin kaybedeni olacağı ortadadır. Bu nedenle Türkiye’nin hem kendi güvenliğini, hem de Musul ve Kerkük ile bölgedeki Türkmen kardeşlerimizin hakları ve geleceklerini sağlama alması zarureti öne çıkmış, aciliyet kazanmıştır.