Müstakil Sanayici Ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), adil, şeffaf ve rekabetçi bir siyasi ve iktisadi düzene geçilmesi için çözüm önerileri içeren, '2007 Yılı Ekonomik Görünüm Raporu'nu kamuoyuna açıkladı. MÜSİAD Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan raporda; makro ekonomik göstergelerin, istikrar süreci ve olumlu kazanımlarla beraber yapısal değişimi açıkça ortaya koyduğu belirtilirken, son beş yıldır tavizsiz uygulanan ekonomi programının bazı yan tesirlerinin oluştuğuna dikkat çekildi. 2006 yılı ekonomik analizinin yanı sıra, 2007 yarıyıl değerlendirmesini içeren MÜSİAD raporunun ilk kısmında makro ekonomik göstergeler eşliğinde ekonominin içinde bulunduğu durumun tespiti yapılırken, ikinci bölümünde 22 Temmuz seçiminden sonra kurulacak 60. hükümet için "yol haritası" niteliğinde öneriler yeralıyor. Milli gelirden büyümeye, istihdamdan kamu maliyesine, enflasyondan para piyasalarındaki gelişmelere, dış ekonomik ilişkilerden 2007 yılı sonu tahminlerine kadar kapsamlı olarak hazırlanan raporun temel mesajı şu: "İstikrar tamam; şimdi sıra kalkınma arayışlarının derinleştirilmesinde. Artık IMF programından yumuşak bir çıkış zamanı geldi." Raporda, ekonomik istikrarın pekişmiş olduğu ve kriz beklentilerinin boşa çıktığının altı çizilmekle birlikte, yeni bir kalkınma programının gereği şu ifadelerle dile getiriliyor: "2001 yılından beri uygulanan program, istikrarın temini anlamında görevini yerine getirmiş olup, değiştirilmemesi durumunda bundan böyle programın kendisi istikrar yorgunluğu oluşturacak mahiyet almıştır. Bu bağlamda, yeni bir ekonomik program üzerinde düşünmek için şartlar oluşmuştur. IMF programının önceliği olan mali yapının düzeltilmesine odaklı program ömrünü tamamlamıştır. Artık IMF'siz ve reel ekonomi odaklı bir kalkınma hamlesi başlatılmalıdır." Rapora göre, işsizlik tedricen azalmakla beraber, mevcut programın istihdam oluşturma kapasitesi sınırlı kalmakta, ayrıca 'düşük kur-yüksek faiz' döngüsü halen kalıcı olarak kırılamamaktadır. Yüksek "Faiz Dışı Fazla" verme gereği zaten toplumsal dengeleri fazlasıyla zorlarken, şimdi bir de buna enflasyonu düşürme gerekçesiyle "harcama üst limiti" getirilmek isteniyor. Devletin aşırı küçültülmesi politikası, Türkiye'nin rekabetçi üstünlüklerini tesis edecek altyapı ve sosyal harcamalarını engelleyici mahiyet alması durumunda bu süreç, adil gelir dağılımı hedeflerini de sarsıcı nitelik arz edebilir. Ayrıca programın ve ekonominin geleceği, küresel dalgalanmalara daha açık hale gelmesinden dolayı, programda öngörülebilirlik hedefleri eksik kalmaktadır. Günümüzde Türkiye'nin en ciddi sorunlarından biri yaşanmakta olan büyük 'Tasarruf-Yatırım Açığı'dır. Bu durumda yatırımların ulusal tasarruflarla karşılanamaması nedeniyle net dış kaynak girişi gerekmektedir. Ancak içeriye giren dış kaynaklar tümüyle yatırımı ve üretimi tetiklemezken, bilhassa hizmet sektörü eksenli giren kaynaklar, tüketimi körükleyici bir mahiyet arz etmektedir. Üretim ekonomisi ikame edilmeden, gelir ve istihdam sorunu çözülmeden oluşturulan bu tüketim dalgası, bilhassa arz açığı ve rekabet eksikliği olduğu için fiyat katılıkları sergileyen sektörler üzerinden ekonomide enflasyonist bir baskı oluşturabilmektedir. Bu noktadan hareketle artık yabancı sermaye girişleri, Türkiye'nin stratejik sektörel ve bölgesel önceliklerine uygun kalkınma gündeminin bir parçası haline getirilmelidir. Bu meyanda, yabancı sermaye girişlerinde üretim, istihdam, ihracat ve muhakkak çevre standartları ihmal edilmemelidir. Çabuk ve işleyen bir adalet mekanizmasının ve sivil, ekonomik alanda gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Yargı kararları, yargının işlemesi, mahkemelerin benzer davalarda çelişen kararları bazı durumlarda hukuki karmaşaya yol açmakta ve ekonominin önünü tıkayabilmektedir. Ayrıca son yıllarda yaşadıklarımız Türkiye'nin sivil bir Anayasaya ne kadar çok ihtiyacı olduğunu tartışılamayacak boyutlarda ortaya çıkarmıştır. "Gecikmiş adalet, adalet değildir" prensibinden hareketle adil yargılamayı ihlal eder nitelikteki sorunların önüne geçebilmek için öncelikle yargının hızlandırılarak kaliteli ve nitelikli eğitim vermesi konusunda 'toplumsal uzlaşma' sağlanması olmazsa olmazların başında gelmektedir. Öte yandan iş dünyası açısından da kamu reformunun daha fazla gecikilmeksizin çıkarılması gerekmektedir. Bilindiği üzere, çok ciddi yükler oluşturan kamu mevzuatındaki yükler ve bürokratik engeller ekonominin gelişmesini olumsuz etkilemektedir. MÜSİAD'ın raporunda işte çarpıcı tespitler: • EN ÖNEMLİ SORUN: İşsizlik ve tarımın dönüşümü • EN ACİL TEDBİR: Mesleki ve teknik eğitim ile YÖK reformu • EN CİDDİ HATA: Enflasyon hedefinin aşırı iyimser olması • EN KORKUTUCU SENARYO: Siyasi kaos ve istikrarsızlık • EN ZARARLI ÇÖZÜM: Aşırı ölçüsüz ve kamunun mali disiplinini tehlikeye atacak vaatler • EN SİNSİ RİSK: Üretim ve sanayi dokusunun gerilemesi • EN ÖNEMLİ FIRSAT: Türkiye'nin kendi potansiyelini keşfetmesi • EN ÖNEMLİ BAŞARI: Ekonomik istikrarın sağlanmış olması MÜSİAD'ın yeni kurulacak 60.hükümetten beklentileri de şöyle sıralanıyor: • Yeni ve sivil karakterli bir Anayasa yapılmalı • Yargı reformu konusunda hızlı adım atılmalı • Kamuda personel reformu ve yeniden yapılanma.. • Makro ekonomideki istikrar ortamı korunmalı • Sosyal Güvenlik Reformu 01.01.2008'de uygulanmalı • Mikro istikrar ve rekabetçi ekonomi için girdi maliyetleri düşürülmeli • YÖK reformu gerçekleştirilmeli • Mesleki ve teknik eğitim geliştirilmeli • Aktif istihdam politikası geliştirilmeli • İstihdam üzerindeki kamu yükleri azaltılmalı • Emek piyasasının katılıkları çözülmeli • Dış ticaret açığına karşı sanayi stratejisi • Girdi üreten sanayiler desteklenmeli • Sanayi ve yatırım envanteri biran önce tamamlanmalı • Teşvikler, sektörel ve bölgesel öncelikli olmalı • TOBİ'lere destekler artırılmalı • Enerji yatırımları hızlandırılmalı Böylesine kapsamlı, geniş, açık-net ve faydalı rapordan dolayı başta MÜSİAD başkanı Ömer Bolat olmak üzere raporda emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Yeni hükümet için yol gösterici rapor uygulanabilir öneriler getirmektedir. Artık MÜSİAD, TÜSİAD ve diğer ekonomi kuruluşları gibi raporlarıyla ve ortaya koyduğu önerileriyle örnek kuruluşlarımız arasına girmiştir. [email protected]