Son dönemde bazı  İslamcı ve Fetöcü çevrelerin  tarih adı altında iğrenç ve saçma sapan iddialarla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk Milletinin kurtarıcısı Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e hakaret etmeleri, halkımızın gönlünü yaralamış ve bu müptezellere karşı büyük bir tepki ve nefret doğmuştur.

Neyse ki adli makamların harekete geçmesiyle başlatılan yargı süreciyle  gözaltına alınmaları için karar çıkmış olması, kamu vicdanını bir nebze olsun rahatlatmıştır. Ayrıca tüm yurt sathında oluşan büyük nefret bu tür acuzelerin bundan sonra daha edepli ve namuslu olmaları konusunda ciddi bir uyarı olmuştur.

Atatürk’ün manevi şahsiyetine ve ailesine yönelik benzer sapkınlıklar geçmiş yılarda da olabiliyordu. Özellikle Demokrat partinin 1950’de iktidar olmasını müteakiben bazı yerlerde Atatürk büstlerinin ve heykellerinin saldırıya uğraması gibi olaylar ortaya çıkınca dönemin hükümeti “Atatürk’ü Koruma Kanunu”  çıkarmış ve bu tip ortaçağ kalıntısı, yabancı servislerin uşağı, tarikat ve cemaat artıklarına fırsat vermemişti.  

Günümüzde ise bazı sinsi Cumhuriyet, Türk ve Atatürk düşmanları  ve özellikle fetöcülükle malul bazı alçaklar, kimliklerini örtmek amacıyla ortamı gevşek bulunca meyda çıkıp kinlerini kusmaktalar.

“Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir” diyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, yalnız Türk Milletine değil, tüm mazlum milletlere ışık olmuştur. O’nun bu ülkeye getirdiği Cumhuriyet ve kazanımları sayesinde insanlarımız kul olmaktan çıkıp kanunlar karşısında eşit hak ve hürriyete sahip birey oldular. Kadınlarımız bir çok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkına sahip oldular, eğitim hamlesi sayesinde nitelikli bireyler yetiştirildi, dünya ile aynı standartların hedef alındığı modern bir Türkiye inşa edildi. O’nun kurduğu Cumhuriyet  sayesinde her sosyal ve ekonomik kesimden insanımız eğitim görüp, bürokratik ve siyasi kadrolarda yer alabilme hakkına kavuşarak devletin zirvelerinde görev alabildi...

 “Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar!” diyen Büyük önderimizin yarım yüzyıl önce işaretine rağmen, bu sapık ruhlu müptezeler nasıl yetişiyor, merak ediyorum.

Sosyal medyada bir arkadaşın yazdığı “Onun alfabesini kullanarak ona hakaret etmeye çalışan yobaz ve haysiyet fakiri, kötülük dolu iblislerin tavşan gibi çoğaldığı şu günlerde 78 sene önce ebediyete intikal etmiş Ata'mız hala ışık oluyor bize. Yağ kokulu, d vitamininden eksik, okuduğu tek eser fotomaç olan antisosyallere inat ATATÜRKÇÜYÜZ” Sözü aslında ibretliktir.

Vatanı için ömrünü cepheden cepheye koşarak savaşlarda  geçirmiş, kalbine isabet eden şarapnel parçasından saati sayesinde kurtularak Allah’ın lütfuyla hayatta kalmış, şahsi servet hırsı olmamış, herşeyini yine milletine bırakmış olan ve tüm dünyanın takdirini, saygısını ve sevgisini kazanan ATATÜRK’e çirkin iftiralarda bulunmak ancak ve ancak soysuz, şerefsiz, haysiyet fukarası ve yabancı güçlerin kuklası alçakların işi olabilir.                             

İngiliz Başbakanı Lloyd George: “Yüzyıllar nadiren dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o da Türk Milleti’ne nasip oldu.”…  demişti. Bir İngiliz kadar gerçekleri göremeyen gafillere Türk Milleti gereken cevabı vermiştir ve bundan sonra da verecektir.  Ömrümüz boyunca çalışsak hakını ödeyemeyeceğimiz, bu büyük insana hakaret  edilmesine müsade edilemez...

Allah tarafından Türk halkına verilmiş çok büyük bir şanstır Atatürk... Bugün sözde gerçekleri açıklıyoruz yalanlarıyla karalanmak istenen ATATÜRK’ün gönlümüzdeki yeri asla ve asla silinmeyecek,  Türk Milletinin kalbindeki cennetinde ebediyen yaşayacaktır.

Kalpleri kararmış, beyinleri ve ruhları satılmış şerefsizler, pislik dolu karanlık çukurlarından etrafa çamur sıçratsalar da, O Büyük insanın ışığı önümüzü aydınlatmaya devam decektir.